hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    New York'ta "2008 Sonrası Türkiye" konferansı

    New Yorkta 2008 Sonrası Türkiye konferansı
    expand

    ABD'nin New York kentinde düzenlenen "2008 Sonrası Türkiye" konferansında, özel sektörün sorunları, strateji ve hedefleri masaya yatırıldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Doğan Holding CEO'su Dr. Nebil İlseven, Sabancı Holding Perakende Grup Başkanı Haluk Dinçer, ATA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Korhan Kurdoğlu ve Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk'in panelist olduğu bir oturumda, ülkedeki ekonomik durum, özel sektörün sorun, strateji ve hedefleri, küresel değişimin getirdiği sorunlar ve Avrupa Birliği üyelik süreci konuları ele alındı.

    Ferit Şahenk, ekonomik gösterge olarak rakamları temel aldığını belirterek Türkiye'de, rakamların söze gerek bırakmadığını söyledi.

    2001 yılında kadar şirketlerin günü kurtarmaya çalıştığı Türkiye'de, artık 5-10 yıllık strateji planları yapıldığını belirten Şahenk, Türkiye'nin bölgesinde daha rekabetçi hale geldiğini vurguladı.

    Türk şirketlerinin artık değişim başardığını, krizlerle baş etmeyi öğrendiğini ve marka yaratma kapasitesine ulaştığını belirten Şahenk, ekonomideki istikrar ve gelişime çok pozitif baktıklarını, bu gelişmenin sadece ülke içiyle sınırlı kalmadığını ve Türkiye'yi yatırımcılar için cazip bir yer haline getirdiğini kaydetti.

    Şahenk, "Ekonomimiz daha şeffaf ve biz kendimize daha çok güveniyoruz" diye konuştu.

    "Son teknolojiyi sistemimize alıyoruz, bu Türkiye için çok önemli" diyen Şahenk, çevre ülkelere başta bankacılık ve medya alanında, Türkiye'de üretilen sistemin transferinin yapıldığını belirterek 10 yıl önce bunları konuşmanın imkansız olduğunu ve artık üretim sistemlerinin etkin şekilde yürütülebildiğini sözlerine ekledi.

    Korhan Kurdoğlu ise, Türkiye'de ortaya çıkan öngörülebilirliğin bir gecede oluşmadığını, 2001 yılından bu yana siyasi ve ekonomik alanda gelişme kaydedildiğini ve ekonomiye yeni bir yön verildiğini söyledi.

    "Sistemimize hesap verebilirlik kültürü geldi. Bu da yatırım iklimini daha güvenli, daha cazip hale getiriyor" diyen Kurdoğlu, kriz yönetimi konusunda Türk şirketlerinin daha iyi bir konuma geldiğini ve iş dünyasındaki yeteneklerin de bunun dinamosu olduğunu ifade etti.
     
    Kurdoğlu, "Kaynaklarımızı, eksikliklerimizi ve güçlü olduğumuz alanları daha sağlıklı değerlendiriyoruz. Bu bir kültür değişimidir, sabırla, kararlılıkla bu yolda yürümeliyiz" diye konuştu. Kurdoğlu ayrıca, bölgesel oyuncu olmak için, ülke içindeki başarının uluslararası alanda da tekrar edilebilir olmasının önemine dikkat çekti.
     
    İlseven, medya sektöründe Romanya'ya yaptıkları yatırımları anlatarak, kendilerini uluslararası pazarlar için daha hazır hissettiklerini anlattı. İlseven, ekonominin krizlere karşı daha esnek bir hale geldiğini de sözlerine ekledi.
     
    Dinçer ise, yeni sanayi yatırımlarının Türkiye'de artık daha çok görüleceğini belirterek, hükümetin de bu alanda destek sözü verdiğini kaydetti.
     
    Özel sektör ve hükümetin, AB üyelik sürecine olan ilgisini kaybedip kaybetmediği şeklindeki bir soruya panelistler toplu olarak karşı çıkarken, sürecin devam ettiği, ancak uzun bir süreç olması sebebiyle, konunun eskisi kadar medyada yer almadığı konusunda hemfikir oldu.
     
    Şahenk, Türkiye'nin bazı üyelerden daha başarılı durumda olduğuna dikkat çekerken, İlseven de, AB üyelik sürecinin çok önemli ve milli bir proje olduğunu ifade etti.
     
    Türkiye'de yaşanan siyasi süreç konusundaki bir soruya ise, İlseven, kurumlar ve süreçlerin işlevlerini yerine getirdiğini belirterek ulusal bir uzlaşıya varılacağı görüşünü dile getirdi.
     
    Şahenk ise, "Türk toplumu olarak demokrasiye inanıyoruz. Türkiye geçmişte, kararların demokrasi çerçevesinde verilmediği zor zamanlar geçirdi. Taraflar bunu ülkenin yararına olacak şekilde sonuçlandıracaktır, sonuçta demokrasi çerçevesinde karar verilecektir" dedi.
     
    Panelde ayrıca, özel sektörün gelecekte daha ağırlık vermeyi planladığı sektörlerin finans hizmeti, enerji, petrol, fast-food, emlak ve medya olduğu, panelistlerin ortak görüşü olarak öne çıktı.
     
    Gün boyu süren konferansa Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy, BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Baki İlkin ve New York Başkosolosu Mehmet Samsar da katıldı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow