hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ekren: "İstanbul finans merkezi olacak"

    Ekren: İstanbul finans merkezi olacak
    expand

    Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, "Önümüzdeki günlerde, değişik sektör temsilcileriyle görüşüp, İstanbul'u bir finans merkezi yapmak için ne düşündüklerini, neyi arzu ettiklerini, tercihleri ve önceliklerinin neler olduğunu birlikte belirleyeceğiz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Nazım Ekren, Türkiye Bankalar Birliği'nin 51'inci Olağan Genel Kurul toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, bankacılık sektörü ve bankaların ekonomik yapı ve ilişkiler sistemi içinde finansal aracılık fonksiyonu gören en önemli kurumlar olduğunu vurguladı.

    Son 5 yıllık dönem içinde enflasyon, faiz, döviz kuru, işsizlik ve büyümedeki göstergelerin geçmiş dönemlere göre, Türkiye ekonomisinin son dönemlerin en parlak sürecini geçirdiğini ortaya koyduğunu ifade eden Ekren, ekonomik performansın hem ulusal ekonomik yapı içinde hem de küresel çerçevede makul bir başarı sağladığını, iyi bir noktaya geldiğini kaydetti.

    Cari açıkta artışın söz konusu bulunduğunu, bunu doğalgaz ve petrol fiyatlarındaki artışlar kadar ekonominin hızla büyümesinin ortaya çıkarttığı doğal bir sonuç olarak da görmenin mümkün olduğunu belirten Ekren, son 5 yılda özel sektörün ürettiği, üretebileceği herhangi bir alanda artık kamunun yer alma arzu ve isteğinin bulunmadığını söyledi.

    Gelirler artarken, borçların nispi olarak azaldığını, yatırımların arttığını ifade eden Ekren, "En önemli aracılık fonksiyonu gören bankaların, ortaya çıkan bu tabloda aracılık rol ve fonksiyonlarından dolayı kendilerini tebrik ediyorum, teşekkürlerimi sunuyorum. Yeni dönemde de sizlerle beklentilerimizi paylaşarak aynı finansal aracılık fonksiyonunun giderek artan bir şekilde ve daha verimli olarak devamını da talep ediyoruz" şeklinde konuştu.

    Türkiye'nin 2013 için kendisine oldukça iddialı bir vizyon belirlediğini ifade eden Ekren, 2013 yılı hedeflerinin kişi başına düşen geliri 10 bin dolara çıkarmak olduğunu, son 5 yıldaki makro ekonomik performansın, sağlanmış olan ekonomik ve siyasi istikrarın sürdürülmesi durumunda bu hedefe çok daha önce ulaşılacağını kaydetti.

    Stres alanları...

    Nazım Ekren, Türkiye ekonomisi gibi gelişmekte olan ülkelerin kendi özel paradigmalarının dışında ulusal ve uluslararası konjonktürün ortaya çıkarttığı ilave stres alanlarının da söz konusu olduğunu vurgulayarak, bunlardan bir tanesinin gıda ve tarım konusundaki stresler, diğerinin enerji ihtiyacı, üçüncüsünün de tasarruf ve küresel sermayeye olan ihtiyaç olduğunu bildirdi.

    Hükümetin bu konuda bazı projeleri hayata geçireceğini ifade ettiğini hatırlatan Ekren, hem enflasyon hem büyüme ve istihdam konusunda dünyada olduğu gibi Türkiye'de de karşılaştıkları en önemli arz şoklarının gıda ve enerjiden geldiğini, dolayısıyla GAP'ın büyük önemi bulunduğunu kaydetti.

    İkinci önemli projenin Türkiye'nin, yükselen piyasaların ihtiyacı olan tasarruf açığını kapatmak, küresel sermayenin Türkiye'ye gelişini hızlandırmak için İstanbul'u uluslararası finans merkezi yapmak olduğunu belirten Ekren, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    "Bu projeyi, Türk bankacılık sektörünün taleplerini karşılayabileceği şekilde, yeniden hem para, sermaye piyasalarının hem finansal enstrümanların, finansal aracı kurumların evrensel düzeyde küresel rekabete hazır bir yapıya kavuşabilmeleri için nelerin yapılacağını kapsamlı şekilde ele alacağımız ve bunu takvime bağlayacak bir proje olarak da görüyoruz.

    Önümüzdeki günlerde, değişik sektör temsilcileriyle görüşüp, reel, finans, kamu ve dış ekonomik sektörlerinin, İstanbul'u bir finans merkezi yapmak için ne düşündüklerini, neyi arzu ettiklerini, tercihleri ve önceliklerinin neler olduğunu birlikte belirleyeceğiz."

    2009-2011 yılını kapsayan orta vadeli programın, muhtemelen bir hafta, 10 gün sonra kamuoyuyla paylaşılacağını bildiren Ekren, temel önceliklerinin istikrarı sağlama konusunda makul bir büyüme ve istihdam oranına ulaşacak bir yapıyı birlikte oluşturmaları olduğunu, reel sektör vizyonlarının çok net olduğunu, teşvik ve düzenleme mekanizmalarına ağırlık vereceklerini söyledi.

    Ekren, finans sektörüyle ilgili vizyonlarını da açıklarken de, "Türkiye'de faaliyette bulunan ekonomik birimlerin finansal ürün ve hizmet talebini karşılayacak bir finans sektörü temel önceliğimiz. İstanbul'un uluslararası finans merkezi projesine özel bir önem vermekteyiz" dedi.

    Makro ekonomik çerçevenin iyileştirilmesinin her zaman için birinci temel öncelikleri oluğunu ve olmaya da devam edeceğini kaydeden Ekren, "YTL'nin güçlendirilmesi, ulusal tasarrufların artırılması bakımından olmazsa olmaz koşuldur. Bu süreçte YTL'nin güçlendirilmesine katkı sağlayacak rekabet düzenlemeleri dahil gerekli olan bütün inisiyatifleriyine özel sektörden alacağımız sinyallerle belirlemeye ve uygulamaya koymaya devam edeceğiz" diye konuştu.

    Finansal sektörün güçlendirilmesine, bunun istikrarının sağlanmasına özel bir önem verdiklerini ifade eden Ekren, "Üzerinde durduğumuz en önemli konu, enflasyonu düşürme konusundaki arzumuzun ve ısrarımızın devam etmesidir. Hem Merkez Bankası'nın hem de hükümetin temel önceliği, makro dengeleri dikkate alan bir perspektifle enflasyonu makul seviyelere düşürecek tedbirleri almaktır" dedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow