Eğitim-Sen sosyal güvenliğe karşı toplandı
Sosyal güvenlik yasalaştı ancak eylemler bitmedi. Eğitim Sen 'Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik haklarına sahip çıkıyoruz' diyerek Ankara Sıhhiye Meydanı'nda miting yaptı. Mitingte üniversitelerde yaşanan şiddet olaylarına da tepki vardı.
Sendika üyeleri, 20 ilden kaldırılan otobüslerle Ankara Garı önünde toplanarak Abdi İpekçi Parkı'na yürüdü.
Taleplerini içeren döviz ve pankartlar taşıyan sendika üyeleri, "Sadaka değil, toplu sözleşme", "Parasız eğitim, parasız sağlık", "Sözleşmeli köle olmayacağız" sloganları attı.
KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, AK Parti'nin, uyguladığı politikalarla, "halkı yoksul, kamu hizmetlerini paralı hale getirdiğini, emekçilerin haklarını tasfiye ettiğini" ileri sürdü.
"Sağlık hakkının gasp edilmesi, güvenli geleceğin yok edilmesi" anlamına geldiğini belirttiği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'na (SSGSS) karşı mücadele ettiklerini dile getiren Tombul, halkın bu hakları korunana kadar mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Sosyal güvenlikle ilgili yasanın TBMM'de kabul edildiğini anımsatan Tombul, "SSGSS Yasası Meclis'ten geçmiş olabilir ama bizim, halkın vicdanımızdan geçmiş değil. Meclis süreci bitmiş olsa bile hak kayıpları geri alınıncaya kadar mücadele edeceğiz" dedi.
Tombul, 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını belirterek, taleplerini bir kere de 1 Mayıs alanında haykıracaklarını kaydetti.
Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de SSGSS Yasası'na, sözleşmeli geçici çalıştırmaya, eğitimciler arasında ayrımcılık yaratan ücret düzenlemelerine, baskıcı, anti-demokratik uygulamalara karşı çıkmak, üniversitelerdeki provokatif girişimleri protesto etmek için alanlara çıktıklarını söyledi.
Emekçilerin, eşitlikten ve özgürlükten yana olanların gerçek gündemini oluşturan taleplerin yerine gelmesinin zamanının geldiğini ifade eden Dinçer, suni gündemlerle gerçek sorunlarının üzerinin örtülmesine izin vermeyeceklerini belirtti.
Türkiye'de bilimsel ve gerçek anlamda laik bir eğitim için mücadele veren eğitim ve bilim emekçilerinin soruşturma ve sürgünlerle baskıaltına alınarak sindirilmeye çalışıldığını öne süren Dinçer, eğitim sisteminin, yıllardır sürdürülen bilinçli politikalar sonucu tam bir sorun yumağı haline geldiğini kaydetti.
Dinçer, eğitimin paralı hale getirildiğini, velilerin çocuklarını okutabilmek için bütçelerine göre çok yüksek oranlarda harcama yapmak zorunda kaldıklarını dile getirdi.
Dinçer, işçiler ve emekçiler olarak, "eşit-özgür, demokrasi ve barış içinde bir arada yaşanacak bir Türkiye" yönündeki talepleri gerçekleşinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi.