"Basel II tek başına yeterli değil"

Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, dünya çapında finans sektörüne uluslararası standartlar getiren Basel II'nin sağlıklı bir risk yönetimi için tek başına yeterli olmadığını söyledi.

Serdengeçti'nin verdiği bilgiye göre, sağlıklı ve verimli bir risk yönetimi için;

Mali kuruluşların karşılaşabilecekleri risklerin iyi anlaşılması,

Risk süreçlerinin iyi belirlenmesi,

Bu risk süreçlerinin kurum bazında ve buna ilişkin limitlere uygun olması gerekiyor.

Serdengeçti, Merkez Bankası tarafından düzenlenen "Finansal İstikrar ve Basel II'nin Etkileri" konulu uluslararası konferansta bir konuşma yaptı.

Serdengeçti, Merkez Bankası'nın, mali istikrarın korunması için mali sisteminin yakından denetlenmesi, ödemeler sisteminin gözetimi ve krizlerde çözüme kavuşturmak gibi üç ana fonksiyonu olması gerektiğini vurguladı.

BASEL II NEDİR?
Yeni Basel Sermaye Uzlaşısı (Basel-II), bankaların sermaye yeterliliklerinin ölçülmesine ve değerlendirilmesine ilişkin olarak Basel Bankacılık Denetim Komitesi 1 tarafından yayımlanan ve yakın tarihte birçok ülkede yürürlüğe girmesi beklenen bir standartlar bütünü.
Basel-II, bankalarda etkin risk yönetimini ve piyasa disiplinini geliştirmek, sermaye yeterliliği ölçümlerinin etkinliğini artırmak ve bu sayede sağlam ve etkin bir bankacılık sistemi oluşturmak ve finansal istikrara katkıda bulunmayı amaçlıyor. Basel II süreci aynı zamanda risk yönetimine ilişkin son yıllarda gözlemlenen gelişmelerin devamı niteliği taşıyor.
"Etkili ama tek başına yetersiz"

Basel II ile dünya çapındaki finans sektörüne uluslararası standartlar getirildiğine değinen Serdengeçti, bunun finansal aracılık sürecinde risk yönetimine yönelik çağdaş bir risk yönetimi olduğunu ifade etti.

Sağlam ve dirençli bir risk yönetiminin, finans sektörü ile reel sektörde çıtayı yükselteceğini belirten Serdengeçti, ancak sağlıklı ve verimli bir risk yönetimi için Basel II'nin tek başına yeterli olmayacağını söyledi. Serdengeçti, bunun yanı sıra mali kuruluşların karşılaşabilecekleri risklerin iyi anlaşılması, risk süreçlerinin iyi belirlenmesi, bu risk süreçlerinin kurum bazında ve buna ilişkin limitlere uygun olması gibi diğer hususların da ileri düzeyde risk yönetiminde finans kuruluşları için kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

10 soruda Basel II (PDF)

"Şeffalık artınca riskler azalacak"

Basel II'nin bankacılık sektöründe şeffaflığı ve saydamlığı artıracağına dikkat çeken Serdengeçti, saydamlık arttıkça sistem riskleri olasılıklarının düştüğünü, bütün bu aşamalar sayesinde elde edilecek mekanizmayla da daha etkin bir kaynak dağılımı sağlanacağını ifade etti.

Fiyat istikrarı, ekonomik dengeler ve sermaye hareketleri hakkındaki görüşlerini de aktaran Serdengeçti, makro ekonomik istikrar ve fiyat istikrarının mali istikrar açısından mutlak bir garanti teşkil etmediğini belirtti. Serdengeçti, "Her ne kadar istikrar güçlü olsa ve enflasyon düşük olsa bile mali dengesizlik olabiliyor" dedi.

"Garantisi yok"

Bir ülkenin temeli ne kadar kuvvetliyse yoğun sermaye hareketlerindeki çalkantılardan o kadar az etkileneceğini dile getiren Serdengeçti, şöyle devam etti:

"Makro ekonomik istikrar ve fiyat istikrarı, mali istikrar açısından illa bir garanti teşkil etmez. Geriye dönük bütün kanıtlar da şunu gösteriyor ki; her ne kadar istikrar güçlü olsa ve enflasyon düşük olsa bile mali dengesizlikler olabiliyor. Krizler hiçbir şekilde mali piyasalarda disiplin olmaksızın bertaraf edilemez. Bankacılık sektöründe 1990'lı yıllardaki risk yönetimi bunun için gelişmiştir. Etkin gözetim ve denetim içsel denetimin son derece önemli bir parçasıdır."

Sıradaki Haber