Bankaların tahvil ihracı 6 milyar dolara yaklaştı
Bankalar bu yılın 10 aylık döneminde toplam 5 milyar 863 milyon dolarlık tahvil ihracı gerçekleştirdi.
Merkez Bankası'nın ekim ayı ödemeler dengesi verilerinde yer alan bilgilere göre, yurt dışında gerçekleştirilen tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak bankalar, ekim ayındaki 2 milyar 250 milyon dolar tutarındaki yeni ihraçla birlikte yılın on aylık döneminde 5 milyar 863 milyon dolar tutarında net borçlanma gerçekleştirdi.
Diğer sektörler ise yurt dışı tahvil ihracı yoluyla ekim ayında 500 milyon dolar borçlandı.
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan İş Yatırım Bankacılık Sektörü Analisti Kutluğ Doğanay, FED'in eylül ayı ortasında QE3'ü (parasal genişlemenin üçüncü adımı) açıklayınca (işsizlik verisi düşene kadar her ay 40 milyar dolarlık tahvil alımı) ve faizlerin düşük kalacağı beklentisini 2015'e kadar öteleyince küresel piyasalarda risk iştahının arttığını belirtti.
Doğanay, şunları kaydetti:
"Bu dönemde Avrupa tarafında moral bozucu bir gelişme olmadı. Türkiye'nin makro dengelenme süreci de hedeflenen yolda ilerlemeye devam etti. Sonuçta şirketlerin yurt dışı borçlanmalarında herhangi bir sıkıntı yaşamadığını gördük. Bununla birlikte ülke kredi notunun yükseleceği beklentisi zaten Hazine'nin yabancı para (YP) cinsi menkul kıymet faizlerini de oldukça iyi yerlere getirdi."
YP cinsi krediyi bankanın hangi fiyattan sattığının belli olduğunu ifade eden Doğanay, şu değerlendirmede bulundu:
"YP tarafında önemli kaynak mevduat. Bankalar YP mevduata yüzde 3-4 faiz verirken eurobondlar yüzde 6-7 bandındaydı. Dolayısıyla eurobond ile borçlanmak mantıklı değildi. Ne zaman ki yukarıda belirttiğim gelişmelerle faizler geriledi, ihraçlar da anlamlı hale geldi.
Bundan sonra bankalar bu tür ihraçlara devam edecek. Bunun miktarını da tabi ki kredi talebi ve diğer fonlama kaynakları belirleyecek. Özellikle yatırım kredisi, proje finansmanı gibi uzun vadeli kredi talebine göre ihraç tutarları belli olacaktır."
"Kredi yoluyla yurt dışı finansman sınırlı kalmaya devam ediyor"
Odeabank Ekonomik Araştırma Müdürü İnanç Sözer ise, sadece bankaların değil reel sektörün de katılımıyla ekim ayında özel sektörün 2,8 milyar dolarlık tahvil ihracı yaptığını belirterek, "Buna karşın Merkez Bankası'nın (MB) rezerv opsiyon katsayısındaki (ROK) artışlara bağlı olarak 4,5 milyar dolarlık rezerv artışı ile sıcak paranın kur üzerindeki etkisi sınırlandırılmış oldu" dedi.
Öte yandan öncü verilere göre fon girişlerinin kasım ayında da devam ettiğini kaydeden Sözer, şunlara değindi:
"Kasım da yabancılar Halkbank'ın halka arzı ile 2,2 milyar dolarlık hisse alımı ve 1,4 milyar dolarlık da bono alımı yaptı. Kredi yoluyla yurt dışı finansman ise sınırlı kalmaya devam ediyor. Uzun vadeli borç çevirme oranı ocak-ekim döneminde reel sektörde yüzde 109 olarak gerçekleşirken, Avrupa'daki bankaların bilanço yapılandırma sürecinin bir sonucu olarak bankalarda yüzde 86 ile düşük kaldı."
Ekim ayındaki yüksek rakamların biraz dönemsel olduğunu her ay böyle gidecek diye bir durumun olmadığını vurgulayan Sözer, şu değerlendirmede bulundu:
"Krediler yoluyla uzun vadeli finansman baskı altında kalırken, özel sektörün yurt dışı finansman ihtiyacını uzun vadeli tahvil ihraçları ile karşıladığı gözleniyor. Türkiye için yeni sayılabilecek özel sektör tahvil piyasasına hem ihraççıların hem de alternatif getiri arayan yatırımcıların ilgisi, düşük faiz oranları ve yüksek global likidite ortamına bağlı olarak, önümüzdeki dönemde de artarak devam edecektir."