Bankacılara kart aidatı uyarısı
BDDK Başkanı Mukim Öztekin, Türkiye'de kredi kartı konusunda harcama kültüründe bir eksiklik olduğunu ve tüketicilerin o noktada bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Bankacıların lehine konuştuğumu da zannetmeyin, ama bu işin bir bedeli var. Ben kredi kartı alıyorum, yüksek aidatlıysa almıyorum ya da itirazımı yapıyorum ve ödemiyorum" dedi.
Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) tarafından düzenlenen sohbet toplantısında basın mensuplarıyla biraraya gelen BDDK Başkanı Mukim Öztekin, Türkiye'deki siyasi istikrar ortamından en karlı çıkan sektörlerden birinin bankacılık sektörü olduğunu söyledi.
Son küresel ekonomik krizde Türk bankacılık sisteminde neden kriz yaşanmadığını anlatan Öztekin, ABD ve İspanya gibi ülkelerde şu anda en önemli sıkıntının türev ürünler olduğunu, Türkiye'de ise bankacılık sektöründe türev ürünler yer almadığı için sektörde bir sıkıntının yaşanmadığını vurguladı.
Türk bankacılık sektöründe yer alan bankaların güçlü likiditeye sahip olduklarını ve ani olarak çıkabilecek her türlü risklere karşı güçlendirildiklerini anlatan Öztekin, "Mevduat tabanı oldukça geniş ve pasif yapımız da ağırlıklı olarak kredi ve bilmediğimiz ürünlerden oluşmuyordu. Kredi ve menkul kıymet portföyünden oluşuyordu. Menkul kıymetin ağırlığı da devlete olan borçlardı. Bunlar sektörün daha sağlıklı olmasını sağladı" diye konuştu.
Basel 2'nin Türkiye'de uzun zamandır uygulandığını, operasyonel ve piyasa risklerinin de sermaye yeterlilik rasyosu içerisine katıldığını kaydeden Öztekin, bu düzenlemeler sayesinde bankaların daha kontrol edilebilir, daha öngörülebilir riskler almaya başladığını kaydetti.
Bankacılık parası olanın yapacağı bir iş
"Türk bankacılığı 12 yıldır 48 bankayla sınırlı kaldı. Son dönemde BDDK yeni lisanslar konusunda oldukça istekli görünüyor. Yeni lisanslar verilecek mi?" şeklindeki soru üzerine Öztekin, Türkiye'nin şu anda hem Avrupa içinde hem de dünyada en önemli güvenli limanlardan birisi olarak kabul edildiğini söyledi.
"Bankacılığı ben parası olanın yapacağı iş olarak düşünüyorum" diyen Mukim Öztekin, dolayısıyla Türkiye'de sektöre girmek isteyenlerin güçlü olması ve sektöre katkı sağlaması gerektiğini vurguladı. Öztekin, "Yani güç olduğuna, sektöre katkı sağlayacağına inandığımız, ülkemize katkı sağlayacağına inandığımız herkesi ülkemize bekliyoruz" diye konuştu.
Bir basın mensubunun, "Sizden önce sektöre girmek isteyenler için 300 milyon dolar gibi bir sermaye limiti vardı, bu limitin azaltılması söz konusu mu?" şeklindeki sorusu üzerine BDDK başkanı, bu rakamda değişiklik yapmayı düşünmediklerini bildirdi. Türkiye'de bir banka kuracak kişinin 300 milyon dolar veya Türk parasıyla 500 milyon lira sermaye ile kurmasının çok önemli olduğuna işaret eden Öztekin, "Bankasına duyulacak güven açısından 500 milyon lira önemli" diye konuştu.
Yıl sonu karı beklentisi 23 milyar lira
Mayıs 2011-Mayıs 2012 arasında bankacılık sektöründeki karların yüzde 14 civarında büyüdüğünü ve 2011 yıl sonu karının 19 milyar lira civarında olduğunu hatırlatan Öztekin, bu yıl da aynı trendin devam edeceğini ve bankacılık sektörünün karının bu yıl sonu 23 milyar lira civarında olacağını tahmin ettiklerini ifade etti.
Türkiye'de bankacılık karlı, yabancı çıkışı olmaz
Türkiye'de finans sektörünün gelişmesini arzu ettiklerini belirten Öztekin, Avrupa'da gayri safi milli hasılanın yaklaşık 3,5 katına ulaşmış bir bankacılık sektörü olduğunu, oysa Türk bankacılık sektörünün daha yeni gayri safi milli hasılaya ulaştığını söyledi.
"Avrupa'daki durum düşünüldüğü zaman Türk bankacılık sektöründen çıkmak isteyen yabancı ortak olabilir mi?" sorusu üzerine Mukim Öztekin, Türkiye'deki iştiraklerin, işlemlerin ve bankacılık sektörünün şu anda oldukça karlı durumda olduğunu ve hiçbir yabancının çıkacağını düşünmediğini bildirdi.
Öztekin, "Bankalarımız değerli bizim şu anda. Geçmişte grupları içerisinde yüzde 10'luk ağırlığa sahip olan bankalar şu anda ilgili grupların lokomotif bankası, lokomotif firması konumuna gelmiş durumdalar. Dolayısıyla ben yabancı ortakların bu karları bırakacaklarını çok düşünmüyorum. Eğer niyetleri varsa da çok talipleri olacağını tahmin ediyorum" dedi.
"BDDK somurtan, parmak sallayan bir kurum değil"
BDDK'nın somurtan, uyaran ve sürekli parmak sallayan bir kurum olmadığını da ifade eden BDDK Başkanı, sektörün sorunlarını sektörle konuşabilecek düzeyde olduklarını, amaçlarının da sektörün gelişmesini ve sağlıklı işlemesini sağlamak olduğunu kaydetti. Öztekin, "Yoksa bankacı arkadaşlarımıza kızmaktan hiç hoşlanmam. Ben bana yapılmasını istemediğim hiçbir davranışı başkalarına yapmayı arzu etmem" dedi.
Kendilerine ulaşan en önemli şikayetlerden birinin kredili mevduat hesabı ve kredi kartı aidatları olduğunu anlatan Öztekin, bu konuyu bir standarda kavuşturmak, bu konuda bir standart yakalamak istediklerini dile getirdi.
Kredi kartı aidatları konusunun Türkiye'nin yıllardır çözemediği bir konu olduğunu vurgulayan Öztekin, bankaların sundukları hizmetin bedelinin mutlaka olması gerektiğini, ancak herkesin ne ödeyeceğini iyi bilmesi gerektiğini söyledi. Öztekin, "Yani ben ödeyeceğim bedeli biliyorsam buna itiraz etmemeliyim elbette. Bunlar fahiş de olmamalı, tüketiciyi mağdur edecek noktada olmamalı" diye konuştu.
Bankalar kart bedeli alabilirler
Sözleşmede belirtiliği sürece bankaların kart bedeli alabileceğini vurgulayan Öztekin, bir gazetecinin "bankaların sözleşmeleri mi, mahkemelerin aldığı karar mı daha bağlayacağı" sorusunu, şöyle yanıtladı:
"Ben bir tartışmaya girmek istemiyorum. Sonuçta bir bedel. Bankacıların lehine konuştuğumu da zannetmeyin. Ama bu işin bir bedeli var. Müşterilerine biliyorsunuz sıfır faizle kredi kullandıran bankalar var. Sonuçta bankalar verim hesabı yapıyor. Bu verim asgari alması gereken kar mantığı ile hareket ediyor. Sıfır faizle müşterisine kredi kullandırıyor. Sıfır faizle niye kullandırıyor? Müşterisinin mevduat ve genel verimine bakarak bu yaklaşım içerisinde oluyor. Kredi kartı konusunda da şöyle düşünüyorum. Elbette kredi kartı konusunda bizim harcama kültürümüzde bir eksiklik var. Tüketicimizin de o noktada bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ben kredi kartı alıyorum, yüksek aidatlıysa almıyorum. Ya da (sende bak mevduatım var) diye itirazımı yapıyorum, ödemiyorum
ben."
Kredi kartları konusunda mahkemelerin bazı kararları olduğunu ve tüketicilerin mahkemelere giderek kredi kartı aidatlarını geri alabildiklerini hatırlatan Öztekin, bu konuda BDDK, Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu'nun çalıştığını, hem sektör hem de tüketiciler için en doğru yolun bulunacağını söyledi. Öztekin, "Sorun standardın olmayışı, biri 10 lira alıyor biri 100 lira alıyor. Buna bir standart getirilecek" diye konuştu.
Öztekin, tüketici hakları konusunda BDDK bünyesinde bir daire kuracaklarını da bildirdi.
Herkes hangi hizmeti ne kadara alacağını bilmeli
Türk Ticaret Kanunu'na göre tacirler arasında faizin serbest olduğunu, liberal ekonomide de bu tür müdahalelerin aslında çok doğru karşılanmadığını anlatan Öztekin, liberal piyasa ile oynamadan bir standart getirileceğini ve herkesin kafasına göre komisyon alamayacağını ifade etti.
Bankacılığın maliyetli bir iş olduğuna da dikkati çeken BDDK başkanı, "Bir standart oluşturup siz faize 10 diyebilir misiniz? Herkes hangi bankadan hangi hizmeti ne kadara alacağını bilmeli. Bu konuda tüketicinin bilincini
artırmalıyız" dedi.
İlk aşamada tüketiciden yazılı talimat alınmadan bireysel hizmet sözleşmesine dayanak mevduat hesabı, özellikle kredili mevduat hesabı açılmasını önlemek olacağını anlatan Öztekin, bu konunun kredi kartı aidatı konusundan daha önemli olduğunu kaydetti. BDDK Başkanı, "Vatandaşın belkide en büyük sıkıntısı burada. Kendim bile yaşadım, yüzde 5,75 faiz ödedim. Haberim yok kredi mevduat hesabı açmışlar. Bir bayramın yarım tatiline rastlamış, orada kredi kartıma tam ödeme talimatı vermişim, ödemeyi de unutmuşum. Bir baktım 5,75 faiz" diye konuştu.
"Faizi ödediniz mi" şeklindeki sorular üzerine de Öztekin, "Küçük bir rakam olduğu için ödedim, 3 kuruş, 5 kuruş hesabı yapmadım" yanıtını verdi.