Bakan Şimşek: "Türkiye'nin kırılganlığı azaldı"
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye, evini düzene soktuğu için kırılganlığı azaldı" dedi.
Şimşek, Euromoney tarafından düzenlenen 3'üncü Türkiye Yapısal Sermaye Piyasaları Zirvesi'nde, özellikle ABD'de başlayan ve birçok ülkeye yansımaları bulunan global sıkıntıların olduğu bir dönemde Türkiye'nin konumuna değinerek, Türkiye'nin hem geçmişe hem de benzer diğer ülkelere oranla neden çok daha az kırılgan olduğunu anlattı.
Türkiye'nin son 5-6 yılda ekonomik, sosyal ve siyasal alanda yaşadığı transformasyonun itici motorlarından birinin AB perspektifi olduğunu vurgulayan Şimşek, bir diğer unsurun ise halkıyla barışık, reformist, güçlü bir hükümetin başa gelmesi olduğunu ifade etti.
Şimşek, kamu finansman dengelerini çok önemli ölçüde iyileştirdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Yeni revize milli gelir rakamlarıyla ilgili diğer bakan arkadaşlarımızla dün bir sunum yaptık. O sunumun yeni milli gelire dayandığını bilmeyen bir sürü analist veya uluslararası veya yerli basın kuruluşu 'sağır duymaz uydurur' niteliğinde bazı şeyler uydurdu.
Kamu sektörü faiz fazla dengesini sunarken, onlar sanki geçen sene açıkladığımız rakam meğer çok daha küçükmüş, örneğin faiz dışı fazla 4'ün biraz üzerinde değil de 3.5'muş gibi bir takım yazılar yazdı.
Onun için bunu düzeltmek istiyorum. Ama burada en önemlisi 1990'lı yılların ortalamasına baktığımız zaman Türkiye'de kamu sektörünün faiz dışı fazlasının milli gelire oranı, yeni milli gelir serisiyle yüzde 0.2 idi.
Yani 1990'lı yıllarda çok yüksek faiz, nispi olarak düşük büyüme, diğer bir takım unsurları dikkate aldığımızda burada faiz dışı fazla son derece düşüktü. Bütçe açığı da zaten belli. Dolayısıyla 1990'lı yıllarda çok ciddi sorunların, borçların biriktiği bir dönemden geçtik."
Son birkaç yıla bakıldığında, 2003 dahil 2003-2006'da ortalama faiz dışı fazlanın milli gelire oranının yeni serilerde 0.2'den 5.1'e çıktığını ifade eden Şimşek, geçen yıl kuraklık, enerji fiyatları şoku yaşanmasına, "vergi geliri yaratan alanlarda daralma olmasına karşın" yeni milli gelir serisiyle faiz dışı fazlanın 3.5 olduğunu, dolayısıyla son birkaç yıldır kamu finansmanı alanında çok önemli ilerlemeler sağladıklarını söyledi.
Şu anda içinde dünyanın içinde bulunduğu sıkıntılı ortamda bunun çok önemli olduğunu vurgulayan Şimşek, "Türkiye, evini düzene soktuğu için kırılganlığı azaldı. 2001 öncesine oranla şu anda bulunduğumuz ortamda, yani şoklara karşı biz çok iyi durumdayız. Bazı şoklara karşı 3 kat daha dayanıklı durumdayız. Bu konuda bizim hükümet olarak kararlılığımız devam ediyor. Ortalıkta fon kurulacak vesaire... Yok öyle bir şey. Türkiye daha önce ortaya koyduğu tutarlılığı, şeffaflığı devam ettirecek" diye konuştu.
Türkiye'de mali disiplinin oturtulduğunu ve bunun devam ettirileceğini kaydeden Şimşek, aralık ayında 5 yıllık faiz dışı fazla patikası, harcamaların milli gelire olan patikasını ortaya koyduklarını, 5 yılın bir miktar risklere ve belirsizliklere tabi olabileceğini de aktardı.
Reformları yaparken mali imkanlara da gerek olduğunun altını çizen Şimşek, kayıtdışı mücadelenin sadece yaptırımların artırılmasıyla olamayacağını, mutlaka kayıtdışılığı teşvik eden mali ve idari yüklerin azaltılması gerektiğini ifade etti.
"Öngördüğümüz patikanın ötesindeyiz"
Bunları yaparken bir takım maliyetlerin olabileceğini belirten Şimşek, şöyle devam etti:
"Kamu finansmanı çok iyi durumda. Geçen senenin 3'üncü çeyreği, 4'üncü çeyreğinden itibaren ciddi iyileşme var.
IMF'den arkadaşlar da var burada. Onlarla konuşurken son çeyrekte inanmıyorlardı vergi performansının böyle olacağına... Şimdi rakamlar ortada. İlk 2 aydaki faiz dışı fazla 9,5 milyar YTL civarında. Biz aslında öngördüğümüz patikanın da ötesindeyiz."
Sadece faiz dışına yoğunlaşmanın yanlış olduğunu ifade eden Şimşek, eğer bir ülke, bir kereliğine elde edilen tüm dengeleri 5-10 yıllık perspektifte sürekli olarak elde edebiliyorsa, bunu da borç azaltmada kullanabiliyorsa o zaman genel dengeye bakmakta fayda olduğunu söyledi.
Faiz dışı fazlaya olan taahhütlerinin devam ettiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:
"Ama öbürü de çok önemli. Kamu net borç stoku diye bir kavram var. Bu oran 2006 sonunda yeni milli gelir serisiyle yüzde 34.2'ydi. Yani kamu net borç stokunun milli gelire oranı yüzde 34.2.
Sözde geçen sene mali performans, bütçe performansı çok kötüymüş. Peki o kadar kötüyse, nasıl olduysa biz kalktık, kamu net borç stokunu yüzde 34.2'den yüzde 29.6'ya düşürmüşüz...
3'üncü çeyrek sonu itibarıyla geçen sene... Dolayısıyla ona da bakılması lazım. Çünkü bizim uygulamaya koyduğumuz özelleştirme programı ve diğer iyileştirmeler nitelik itibarıyla çok daha farklı..."