YABANCININ TAHVİL ALIMI 1.3 MİLYAR DOLARI GEÇTİ
ABD’de merkez bankası faiz oranı yüzde 5.50, 10 yıllık tahvil bono faizi yüzde 4.50, 1-2 yıllıklar yüzde 4.50-5.0 seviyelerinde. Almanya’da kısa ve uzun dönem tahvil faizlerinin yüzde 2.4-2.9 aralığında olduğunu hatırlatırsak durum biraz daha netlik kazanır. ABD ve Almanya’da enflasyon oranları ise yüzde 2’li-3’lü seviyelerde. TCMB tarafından açıklanan 3 Mayıs ile biten hafta verilerine göre yabancı yatırımcılar; hisse senetlerinde 309 milyon, tahvil bonoda 761 milyon dolarlık alım yaptılar. Son iki haftada yabancı yatırımcıların tahvil bonodaki alım tutarları 1.3 milyar doları geçti. Ayrıca iki haftalık aradan sonra hisse senetlerinde de tekrar alıma geçmeleri kayda değer bir başka gelişme.
BORSA İSTANBUL PRİMLİ AMA PAHALI DEĞİL
BIST100 Endeksi TL bazında primli görülse de dolar bazında halen 5 dolar zirvesinin oldukça altında ve 3.2 dolar seviyelerinde seyrediyor. 2005-2012 döneminde BIST100 Endeksi üç defa 5 dolar seviyelerini test etmişti. Fiyat kazanç olarak gelişmiş ülke borsalarının neredeyse yarısında işlem görüyor. Kesinlikle yatırım tavsiyesi olarak görülmemesi şartıyla; son aylarda oluşan prime rağmen Borsa İstanbul’un bu yönleriyle bakıldığı taktirde halen iskontolu sayılabileceğini söylemek yerinde olacak. Diğer yandan yabancı yatırımcının daha coşkulu borsaya gelmesine karşılık, yerli yatırımcı halen temkini elden bırakmış görülmüyor. Bunun en önemli nedeni enflasyona karşı tam bir koruma sağlamasa da yüksek faiz. Banka mevduatında yüzde 60’ın üzeri faizlerin verildiği haber akışları arasında sıkça yer alan bir konu. Bu seviyelerdeki risksiz getiri, yerli yatırımcılara cazip geliyor. Negatif faiz ortamının sürüyor olması (enflasyonun altında) bir kısım yerli yatırımcıyı borsaya çekiyor veya çekmesi beklenebilir.