Altın | Dolar | Borsa | Mevduat! Hangisi daha cazip? Dikkat çeken açıklama

TÜİK geçtiğimiz gün nisan ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon yıllık %69,80, aylık %3,18 artış gösterdi. Özellikle son dönemde mevduat faizleri yüzde 60a dayanırken, borsa rekor kırmış, altın fiyatlarında ise sert düşüşler görülmüştü. Peki enflasyona göre parasını korumak isteyenler için hangi yatırım aracı daha cazip? Altın ve borsa için beklentiler neler? İşte detaylar...TÜİK nisan ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyonda yıllık %69,80, aylık %3,18 artış yaşandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yıllık enflasyonun mayıs ayında tepe yaptıktan sonra keskin bir şekilde düşüş göstereceğini söyledi. Yatırım araçlarına bakıldığında ise borsada neredeyse her gün rekor üstüne rekor kırılıyor. Altın fiyatları ise son birkaç haftadır sert düşüş gösteriyor. Mevduat tarafında da yüzde 60a varan faiz oranları söz konusu. Peki enflasyon karşısında paranın değerini korumak isteyen vatandaşlar için hangi yatırım aracı daha cazip? Altın ve borsa için beklentiler neler? Konuyla ilgili merak edilenleri Milliyet'e açıklayan BLG Finansal Danışmanlık Kurucu Ortağı Belgin Maviş şu ifadeleri kullandı: Enflasyondaki düşüşün olması için döviz kurlarında da bir geri çekilme ihtimalinin olması gerekiyor. Şu anda kurların seyrine baktığımızda borsa ile birlikte yüksek seyrini koruduğunu görüyoruz. Dolar bazlı bir enflasyon görüyoruz. Ücretlere gelen zam, enflasyon farkları dahil olmak üzere bu fiyatları hemen artırıyor. Son gelen rakamlarda çekirdek enflasyonun yüzde 75.81 seviyesine yükseldiğini görüyoruz. Sadece para piyasası enstrümanları ile değil piyasanın denetlenmesi noktasında Merkez Bankasından net adımların gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi taktirde faiz artışları ile belli bir noktaya kadar enflasyonu baskılayabilirsiniz. Eğer enflasyonun mayıs ayında tepe noktayı görürse ki burada piyasanın beklentisi yüzde 74-75'leri göreceği yönünde. Buradan keskin düşüş yapıp yıl sonu beklentisi olan yüzde 36 seviyesine gelme ihtimali daha da zorlaşacaktır. Genel anlamda piyasa fiyatlamaları içerisinde girdi maliyetlerinin artması çekirdek enflasyonda artışın beraberinde gelmesi ve tüketim malı ithalatındaki yükselişler piyasa fiyatlamaları üzerinde olumsuz etkisini devam ettiriyor. Döviz bazlı arz yönlü enflasyon ile karşı karşıyayız. Yapılacak adımlarda enflasyonla mücadele noktasında Merkez Bankasının tasarruf adımlarını daha da sıkılaştırması, Hazine ve Maliye Bakanlığının piyasa denetimlerini sıkılaştırması gerekiyor. Merkez Bankası rezervlerinin de güçlendirilmesi gerekmektedir. BIST 100 tarafında diğer alternatiflere göre biraz daha hem yabancıların olması hem de halka arz sürecinin devam ediyor olması rekorları endekste beraberinde getiriyor. Kuvvetli direnç noktası olan 9400 seviyesinin kırılması ile başlayan süreçte 10200lere doğru bir yükselişi gördük. Ben endeksin kritik seviyelere geldiğini düşünüyorum. 10500 seviyesi önemli bir dönüm noktası olacaktır. Mayıs sonuna kadar borsada yukarı yönlü hareket devam eder. 10500 kırılamadığı taktirde geri çekilmeler yeni alıcıları bulmazsa biraz daha satışların 9400lere doğru ve aşağısına doğru sarkmalarını görebiliriz. Enflasyon ile mücadelede yüksek seyir devam ettikçe borsa tarafında yükselişler beraberinde gelecektir. Diğer alternatifler borsaya göre biraz daha sınırlı bir getiriye sahip. Paranın büyük bölümünün faize yöneldiği süreç içerisinde TL mevduatlardaki getiriler borsadaki getirilerin aşağısında olduğu için şu anda risk almayan yatırımcı parasının bir bölümünü mevduatta, bir bölümünü altında tutarken, riski seven yatırımcı ise borsada al-sat şeklinde işlem yapıyor. Son haftalarda altında rekor seviyelerden bir geri çekilme görmüştük. Burada Fedin adımların etkili olduğunu söyleyelim. Ons altında 2284 dolarları görüyoruz. Ons altın bu seviyede baskılanıyor, bu gram altına da yansıyor. İçeride dolar/TLde bir hareket yok. 1 yıl ve daha üzeri vadeler için geri çekilmelerin gram altında alış fırsatını beraberinde getirdiğini hatırlatalım. Özellikle gram altında 3000 ve 3300 TL seviyesi orta vadede hedef değer olarak karşımızda. Endeksin kritik noktalara geldiği ve daha dikkatli olmamız gereken süreçte portföyün yüzde 30unu borsada, yüzde 20lik kısmını TL mevduatta tutmak mantıklı olacaktır. Yüzde 30luk kısım altın, emtia fonları ile teknoloji fonları, geri kalan yüzde 20lik kısım ise gecelik repoda tutulabilir. Riskli dönemlerde eğer bir sonraki adımı biraz daha zor görüyorsak farklı enstrümanları portföye katmakta fayda var. Paranın tamamını hisse senedi, altın, mevduatta tutmak cazip olmayacaktır. Piyasayı olumsuz etkileyen bir durum olduğunda paranız orada bağlı kalacaktır. Riski dağıtmak ve farklı enstrümanlara yatırım yapmak daha cazip olacaktır.