- Çocuklara örneğin; bir sepette gördüğü elmaların az ya da çok olduğunu söylemelerinin bazı durumlarda yeterli olmayacağı söylenebilir. “Bir sepet elmamız var ama bu elmalar, sınıftaki arkadaşlarına yetecek kadar mı ya da herkese kaç tane elma düşecek?” gibi sorularla, bir kıyas yoluyla ölçmeye ihtiyacımız olduğunu düşündürtmek gerekiyor.
Değişimin mimarı öğretmen
Okul öncesi ve ilkokulda matematiğe karşı olumsuz düşünceler geliştirilmiş olsa da ilerleyen yıllarda bu düşüncenin değişebileceğinin altını çizen Hülya Kılıç, bu değişimin mimarlarından birinin de matematik öğretmenleri olduğunu belirtiyor. Pek çok kişinin matematikle ilgili hikâyesinde “7. sınıfa kadar matematiği sevmiyordum” ya da “Liseye gelinceye kadar matematik benim için bir kâbustu ancak matematik öğretmenim sayesinde anlamaya ve sevmeye başladım” gibi ifadelerin yer aldığını kaydeden Kılıç, matematik öğreniminde öğretmenin önemiyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Öğretmenler, matematik konuları ve kavramları arasındaki ilişkilere, matematiğin başka disiplinlerdeki kullanımlarına ve günlük yaşamla bağlantısına derslerinde yeterince yer verir ve bu ilişkiler çerçevesinde öğrencilerin anlamasına olanak sağlayan öğrenme ortamları oluşturursa, matematik bir kişi için bir anlam ifade etmeye başlar. Bu süreçte öğretmenler hem öğrenciler için uygun örneklerle derslerini zenginleştirebilir hem de çeşitli somut ve görsel araçlardan, öğrencilerin ilişkilendirmeleri yapabilecekleri etkinliklerden yararlanabilirler. Son yıllarda matematiğin bu ilişkilendirmeler ve etkinlikler çerçevesinde öğretilmesine yönelik kaynaklar arttığı için öğretmenlerin sadece sınıf seviyesine ve konuya göre ilgili kaynakları seçip derslerinde uygulaması yeterli olabiliyor. Bu kaynakların bir kısmı öğrencilerin okul ortamı dışında kendi kendilerine bu bağlantıları ve ilişkilendirmeleri anlayacakları deneyimler yaşamasına olanak sağlıyor.”