Doç. Dr. Hülya Kılıç, "Çocuklar bize 'Matematik hayatta ne işimize yarayacak?' diye soruyor. Biz de 'Siz ne işe yaramasını isterdiniz?' şeklinde karşılık veriyoruz. Çocuklar bu sorulara farklı yanıtlar verebilir: Oynadığım oyunlarda hep birinci olmamı, daha çok para kazanmamı, sınavlarda yüksek not almamı, iyi bir hayat yaşamamı, dünyayı dolaşmamı, daha sağlıklı olmamı ve benzerlerini sağlasın. Aynı soruyu gençlere ve yetişkinlere sorduğunuz zaman da hem kişisel hem de sosyal içerikli yanıtlar alabilirsiniz. Elbette matematik sihirli bir değnek değil. Ancak tüm bu gerçekleştirmek istediklerimiz için veya çözmek istediğimiz sorunlar için bir yol gösterici ve bir araçtır" diye konuştu. İnsanlık tarihinde değişim ve gelişimin merak ve ihtiyaç ile başladığına ve şekillendiğine işaret eden Doç. Dr. Kılıç, çok-az, uzun-kısa, büyük-küçük gibi kavramların yerini zamanla kesinliği ifade etmeyi amaçlayan bir dile yani matematiğe bıraktığını belirtti. Günümüzde de kesinlik durumlarını ifade etmek veya gerçeğe en yakın tahminlerde bulunmak amacıyla matematiği bir dil olarak kullanmaya devam etiğimizi anımsatan Doç. Dr. Kılıç, şunları kaydetti:“Sosyal yaşamın hemen hemen her alanında sayıları kullanmak artık kaçınılmaz: Apartman kapı numarası, ayakkabı numarası, elbise bedeni, otobüs hattının numarası, ürün fiyatı, yaş, boy, ağırlık gibi. Bir iletişim aracı olarak matematik dilini, yani sayıları ve matematiksel sembolleri bilmek ve anlamak hayatımızı kolaylaştırıyor. 'Matematik ile hiç işim olmaz' diye düşünen birinin bile bu dilin temel unsurlarını bilmesi gerekiyor."Günümüzdeki problemlerin çoğunu matematiksel modelleme yoluyla çözebildiğimizi veya çözümleyebildiğimizi ifade eden Doç. Dr. Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:“Matematiğin adeta hüküm sürdüğü alanların başında da artık hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olan mobil teknolojiler geliyor. Elbette matematiğin yeri sadece kişisel kullanımımıza sunulan teknolojilerle de sınırlı değil. Bugün hepimizin hayatını derinlemesine etkileyen, deprem, pandemi, küresel ısınma, gelir adaletsizliği gibi toplumsal sorunları da ancak matematik aracılığıyla daha iyi anlayabiliyoruz. Deprem büyüklüğünü ölçmemize yarayan Richter ölçeği de gelir adaletsizliğini ölçmemize yarayan Gini katsayısı da matematiksel hesaplamalara dayanıyor. Aşırı beslenmenin veya yeterli beslenememenin yol açtığı sağlık sorunlarını da küresel ısınmanın boyutlarını da ancak matematik yardımıyla ortaya koyabiliyoruz."