hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ukrayna'ya verilecek F-16'ları bekleyen en büyük risk! 'Vidaların ebatı bile farklı'

    Ukraynaya verilecek F-16ları bekleyen en büyük risk Vidaların ebatı bile farklı
    expand

    Ukrayna savaşı tüm şiddetiyle devam ederken, Danimarka ve Hollanda’nın Ukrayna’ya F-16 savaş uçağı gönderme kararının cepheye etkisinin ne olacağı üzerine ihtimaller konuşulmaya başlandı. Havacılık fotoğrafçısı ve araştırmacısı Cem Doğut, "Vidaların ebatları bile farklı" diyerek Ukrayna'ya teslim edilmesi planlanan F-16'ların mevcut durumu, pilotların ve bakım ekiplerinin eğitim sürecine ilişkin çarpıcı bilgiler paylaştı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rusya'nın hava üstünlüğüne karşı koymasına yardımcı olması için ABD yapımı F-16 savaş uçaklarına ihtiyacı olduğunu her fırsatta dillendiren Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, geçtiğimiz hafta Ukrayna'ya F-16 tedarik etmek pilotları ve bakım ekiplerini eğitmek için yürütülen çalışmalara öncülük etmeyi kabul eden Hollanda ve Danimarka'yı ziyaret etti. Zelenski, ziyaretlerinin ardından sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Pilotlarımız ve mühendislerimiz eğitimlerini tamamladıktan sonra Ukrayna'ya gönderilecek F-16 sayısı konusunda anlaşmaya vardık. 42 savaş uçağı teslim alacağız. Bu sadece başlangıç" ifadelerini kullandı. Peki Ukrayna'ya teslim edilmesi planlanan F-16'lar ne durumda? Pilotların harbe hazırlık eğitimleri ve bakım ekiplerinin eğitim süreleri ne kadar sürecek? Uçaklar savaşın gidişatını değiştirebilecek mi? Havacılık fotoğrafçısı ve havacılık araştırmacısı Cem Doğut, teslim edilecek uçaklar ve son yaşanan gelişmelerin olası yansımaları üzerine Milliyet.com.tr'ye konuştu.

    'F-16'LARIN TEK BAŞINA YETERLİ OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM'

    Danimarka ve Hollanda'nın envanterinde bulunan F-16'ların ilk üretilen A modeli olduğunu belirten Cem Doğut, Ukrayna'ya teslim edilmesi planlanan uçakların güncellik durumunu, "Bu uçaklar zaman içinde modernize edildiler. MLU (Mid-Life Update / Orta ömür güncellemesi) programı kapsamında modernize edilen bu uçaklar şu an Türk Hava Kuvvetleri'nin de kullandığı F-16'lar ile hemen hemen aynı seviyeye geldi. Yani bu uçaklara modern ve güncel durumdalar diyebiliriz. Şu an mevcut olan VIPER programındaki uçaklar kadar gelişmiş sistemlere sahip değiller ancak bizim de elimizde bulunan uçaklarla hemen hemen benzer durumdalar" sözleriyle açıkladı.

    Herhangi bir uçağın tek başına savaşa etkisinin zor olduğunu düşündüğünü ifade eden Doğut, "Uçakların rahat şekilde uçabilmeleri için onların yerden yönlendirilmeleri lazım. Yani sadece uçakta bulunan değil, aynı zamanda yerdeki radarların da aktif olarak kullanılması gerekir. Uçakların konuşlanacağı üslerin olası Rus saldırılarına karşı korunabilmesi gerekiyor. Bunlar çok kolay işler değiller" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Ukrayna'nın avantajı Batı ülkelerinin verdiği uçak mühimmatları konusunda olacak. Batı ülkeleri Ukrayna'ya çeşitli tiplerde güdümlü mühimmatlar ve uçaktan atılabilir seyir füzeleri vermişti. Ukrayna uçakları bu mühimmatları atabilecek hale getirilmişti ancak bu silahları tam performansını gösterecek şekilde kullanamıyorlardı. F-16'nın en büyük faydası bu olabilir. Yani Batılı bir uçakla batılı mühimmatları daha efektif şekilde kullanabilirsiniz. Ancak dediğim gibi F-16 tek başına savaşın seyrini değiştirir mi derseniz bence değiştirmez. Çünkü karşı tarafa bakacak olursak ellerinde önleme uçağı olarak SU-35 ve MİG-31 gibi uçaklar var. Bu uçakların radarları Hollanda ve Danimarka'dan alınacak F-16'lardan daha üstün. Yine havadan havaya atılan füzeler konusunda da Rusların elinde çok daha uzun menzilli füzeler var. Eğer Ruslar mevcut radarlarını veya A-50 Havadan erken uyarı ve kontrol uçaklarını iyi kullanabilirlerse F-16'ları teorik olarak avlayabilmeleri mümkün."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'EĞİTİMLER NORMAL ŞARTLARDA EN AZ 1 YIL SÜRER'

    Normal şartlarda bir pilotun farklı bir uçakta harbe hazır duruma gelmesi eğitim alması gerektiğin ifade eden Cem Doğut, "Normal şartlarda minumum 1 yıl eğitim almanız gerekir. Çünkü sadece uçağı kullanmakla iş bitmez. Bu uçağın sistemlerini, yeni aldığınız mühimmatlarla nasıl savaşacağınızı öğrenmeniz gerekir. Dünyada pilot yetiştirme standartı şu şekilde işler: Eğitim uçaklarında eğitimlerini tamamlayıp pilot olmaya hak kazanan personel sonrasında kullanacağı uçak üzerine eğitim almaya başlar. Bu eğitimler tamamlandıktan sonra da aynı uçak üzerinde harbe hazırlık eğitimleri almaya başlar. Yani sadece F-16'yı uçurabilmek yeterli değil. F-16 ile harbe hazır şekilde uçabilmeniz gerekiyor ve bunun için de uzun bir süre eğitim almanız gerekiyor" diyerek Ukrayna'ya teslim edilecek F-16'ları uçuracak pilotların önünde uzun bir süreç olduğunu dile getirdi.

     "Bakım ekiplerinin eğitimi pilotlara nazaran daha hızlı tamamlanabilir ancak tabii bu da 1 ila 2 ayda bitecek bir süreç değil. Çünkü Batı sistemi ile Rus sistemi arasında ciddi farklar var" diyen Doğut, "Hem bakım ekiplerinin hem de pilotların alışması gereken bir çok farklılık var. Mesela Rus uçaklarında metrik sistem kullanılır. Yani pilot önündeki altimetreye baktığında metre cinsinden veriler okur. Ancak Batılı uçaklarda feet kullanılır. Bu bile tek başına yeterli bir kafa karışıklığıdır. F-16'da uçarken altimetrede 10 bin ifadesini gördüğünüzde 10 bin metrede olduğunuzu düşünürseniz büyük bir hataya düşersiniz çünkü aslında kabaca 3 bin metredesinizdir. Bakım açısından bakacak olursak uçakların yakıtına kadar farklılıklar var. Örneğin bizim Türk Yıldızlarımız gösteri için Moskova'ya gittiklerinde yanlarında tankerle kendi yakıtlarını götürdüler. Çünkü Rusya'nın kullandığı yakıt her ne kadar benzer olsa da birebir değil ve sıkıntı yaşamanıza sebep olabilir. Bunun gibi birçok irili ufaklı farklılıklar var hatta uçaklarda kullanılan vidaların ebatları bile farklı, avadanlıklarınızın bile farklı olması lazım" açıklamasında bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Ukrayna'nın mevcut altyapısında böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum ancak böyle bir altyapıyı kurabilirler. Peki bu kurulan altyapıyı savunabilirler mi? Ukrayna şu an sahip olduğu uçaklara birden fazla üstte bakım yapıyor olabilir. Çünkü elinde bu anlamda işini görecek yeterince ekipman var. Ancak F-16'lar söz konusu olduğunda belki bir bilemediniz iki üste bu uçakları işletebileceksiniz. Rusya böyle bir durumda bu uçakların konuşlandığı üssü önünde sonunda uyduları, keşif uçakları ve sahadan gelecek istihbaratla tespit edecektir." - Cem Doğut

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'ROMANYA VE POLONYA'NIN AKTİF ROL ALACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM'

    Ukrayna'nın teslim alacağı F-16'ları işletebilmesi için eğitim aşamasında adı geçen bazı ülkelere dikkat çeken Doğut, "Bu konuda şu an basında özellikle Yunanistan'ın adı geçiyor olsa da kağıt üzerinde aslında Rusya ile Yunanistan birbirine çok uzak ülkeler değiller. Dini anlamda birbirlerine çok yakınlar. Yani böyle bir durumda bu iki ülke arasındaki ilişki ne olacak? İşin içinde politik dengeler de var. Hollanda ve Danimarka bu anlamda 'tuzu kuru' olan ülkeler çünkü savaşın yaşandığı coğrafyadan uzaktalar. Bu açıdan bakacak olursak Ukrayna'nın özellikle Polonya ve Romanya'dan yardım alacağını düşünüyorum. Çünkü bu ülkeler de Rus uçaklarından Batı yapısı uçaklara geçtiler ve Ukrayna ile komşular. Ben destek ve yardım konusunda Yunanistan'dan ziyade özellikle bu iki ülkenin ön plana çıkacağını düşünüyorum." şeklinde konuşarak yaşanabilecek olası gelişmeleri anlattı.

    Savaşın başından bu yana Ukrayna'nın Batı sınırlarında NATO'ya ait Havadan erken uyarı ve kontrol uçaklarının uçtuğunu hatırlatan Cem Doğut, "Ukrayna'ya teslim edilmesi planlanan uçaklar NATO ülkelerine ait uçaklar. Yani Link-11 ve Link-16 gibi veri ağları üzerinden NATO'ya ait olan Havadan erken uyarı ve kontrol uçaklarıyla iletişim halinde olabilecek yeteneğe sahipler. Bu da Ukrayna F-16'larının daha geniş bir hava resmi görmelerini sağlayabilir. Bu elbette bir güç çarpanı olacaktır ve bu yetenek ellerindeki Batı menşei silahları daha efektif kullanmalarını sağlar. Ancak bence F-16 savaşın gidişatını değiştirecek bir uçak değil. Çünkü karşısında ondan daha üstün olan uçaklar var. Ukrayna'ya F-15 veya RAFALE tarzı bir uçak verilmiş olsaydı elbette gidişatı değiştirebilirdi. Mesela RAFALE uçaklarını ele alalım. Bu uçakların sahip olduğu radar sistemleri ve meteor füzesi atabilme yeteneği hedeflerine daha uzun mesafeden müdahale edebilmelerini sağlıyor. Eğer ileride Ukrayna'ya bu tarz silah sistemleri verilirse o zaman gidişatı değiştirebilecek gelişmeler yaşanabilir" detayını verdi.

    'TÜRKİYE İÇİN PAZAR OLABİLİR'

    Türkiye'nin F-16 işletme tecrübesi bakımından dünyanın önde gelen ülkelerden biri olduğunu da sözlerine ekleyen Cem Doğut, şunları söyledi:

    "Gerek Rusya gerekse de Ukrayna ile olan ilişkilere bakarsak Türkiye'nin bu konuda Ukrayna'ya sağlayabileceği olası bir desteğin açıktan yapılacağını düşünmüyorum. Tahıl Koridoru ve esir değişimi gibi gelişmelerde de Türkiye'nin iki tarafla da olan ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Savaşta olabildiğince ortada kalmaya çalışıyoruz ancak zaten açık kaynaklara yansıyan bilgilere de bakarsak Ukrayna'ya silah desteği sağlayan önemli ülkelerden birisiyiz. Ayrıca bence Türkiye'nin bu konuda yapacağı bir katkıyı ABD de istemeyecektir. Çünkü bize F-16 satışında bile pürüzler çıkaran bir ülke başkaları için bu konuda bizden destek istemez. Ayrıca bizim de bu kadar ön plana çıkıp parlamamızı da istemez."

    Cem Doğut'a göre uçuş için olmasa bile bakımdan sorumlu personelin bir kısmı Türkiye'de eğitim alabilir veya Ukraynalılar F-16'lar teslim edildikten sonra Türkiye'den mühimmat satın alabilirler. "Ukrayna'ya daha önce doğrulanmış ve açık kaynaklara yansımış birçok mühimmat gönderdik. Bunların yanına Makine ve Kimya Endüstrisi ve TÜBİTAK-SAGE'nin bu konuda mühimmat üretim tecrübesi var" diyen Doğut, sözlerini şöyle noktaladı: "Bu anlamda Ukrayna bizim için bir pazar haline gelebilir ancak bunu ne kadar açıktan yaparız ondan emin değilim. Ancak dediğim gibi gerek ABD gerekse Avrupa Rusya'ya karşı oluşturulan cephede artık Yunanistan ve Polonya üzerine ağırlık veriyor. Türkiye, geçmişte Rusya'yı NATO'nun Güney kanadında tutan başlıca ülkeydi ancak şu an siyasi nedenlerden dolayı bu görevi Yunanistan'a vermeye çalışıyorlar. Çok büyük ihtimalle Ukraynalı personelin eğitilmesi konusunda Yunanistan'ın adının geçmesinin de sebebi bu."

    Kaynak: Milliyet.com.tr / Oğuzcan Atış

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow