Türkiye'den 'Arktik' adımı!
TBMM Dışişleri Komisyonu, Türkiye’nin ‘Spitsbergen Anlaşması’na katılmasını içeren kanun teklifini kabul etti. Türkiye anlaşmayla siyasi ve ekonomik açıdan önem kazanan Arktik’te denizcilik, madencilik, ticaret ve endüstriyel faaliyetlerde bulunma hakkı kazanacak.
Türkiye, Asya ve Avrupa devletlerinin pastadan pay almak için kıyasıya mücadele ettiği Arktik’teki (Kuzey Kutbu) hidrokarbon çalışmalarında “ben de varım” diyecek.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda “Spitsbergen ile İlgili Olarak 9 Şubat 1920 tarihinde Paris’te İmzalanan Anlaşmaya Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” kabul edildi. Komisyon aşaması tamamlanan anlaşma teklifi, önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nda ele alınacak.
Komisyon görüşmelerinde BM Daimi Temsilcisi olarak atanan Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, küresel ısınma ve iklim değişikliğine paralel olarak deniz buzulunun incelerek çekilmesiyle Arktik bölgesinin ekonomik ve siyasal açıdan önem kazandığını belirtti. Türkiye’nin 1920’de imzalanan bu anlaşmaya neden bugün katıldığını ise Önal “1920 yılında imzalanan anlaşmayla adaların statüsü belirleniyor ve bazı egemenlik kısıtlamalarıyla Norveç’e bırakılıyor. Fakat yine bu anlaşmaya göre isteyen her ülke bu anlaşmaya taraf olabiliyor. Farklı ülkeler buraya ilgi gösteriyor. Bizim taraf olma nedenimiz de bu. Zaten Arktik konusunda da artan bir ilgimiz var” sözleriyle izah etti.
ANİMASYONLU SUNUM
TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü Genel Müdürü Burcu Özsoy ise, Arktik bölgesine ilişkin komisyonda uydu fotoğrafları eşliğinde animasyonlu sunum yaptı. 50 yıl önce 17 milyon kilometrekare olan donmuş alanın bugün 14 milyon kilometrekareye düştüğünü belirten Özsoy, “Artık deniz tabanına erişimi sağlanıyor” dedi. Dünyanın yaşadığı iklim değişikliğinin en temel sebebinin Arktik’teki deniz buzlarının azalması olduğunu vurgulayan Özsoy, “Maalesef ki neredeyse üçte bir oranda azalmış deniz buzları yüzünden okyanusun ısısı, atmosferin soğuğu çatışıyor ve şu an bizim iklimimizde yaşadığımız ekstremleri ve felaketleri yaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
YENİ İPEK YOLU
Özsoy, buzulların erimesiyle ticaret rotalarının nasıl değiştiğini de görseller eşliğinde şöyle anlattı:
“Özellikle Çin’in kuzeyde bir yeni ‘İpek Yolu’ olarak nitelendirdiği rotalar; aslında kuzeyde eriyen deniz buzundan açılmış yolun ticari olarak kullanımı, karasal olarak kullanılan alanlar ve daha önceki kullanılan alanlara bakıldığında, azalan deniz buzlarından çok ciddi bir deniz ticaret rotasında kazanım söz konusu. 2006-2015’te gerçekleşen özellikle buzkıran gemileri ve buza dayanıklı gemilerin geçişleri açık alanlardan, açık denizden geçen alanlar, 2040 ve 2059’a baktığımızda açık olacak alanların günümüze kıyasla ne kadar arttığı ve kuzey noktasından artık buza kuvvetli gemilerin direkt olarak geçebileceğini de haritalardan görmekteyiz. 20 bin kilometrekarelik güney rotası, kuzey rotasında 13 binlere düşüyor. Yani Arktik deniz buzlarının da azalımıyla ciddi anlamda bir ticaret rotasının kuzeyde oluşumu mevcut.”
Özsoy, 2019 yılında gerçekleştirilen ilk bilimsel seferle Türk bayrağının Arktik’te açıldığını vurgulayarak, “Çok nadide bir ortamda Fransa’nın kaybetmiş olduğu çok kıymetli bir ekipmanı da Fransa’ya kazandırıp Türk bayrağımızı 80 derece kuzey enleminde açma onuruna ve gururuna sahip olduk” dedi. Özsoy, geçtiğimiz temmuz ayında ikinci Arktik seferinin gerçekleştiğini bildirdi.
HİDROKARBON REZERVLERİ
Özsoy, anlaşma ile Türkiye’nin bölgede; balıkçılık ve avlanma, denizcilik, madencilik, ticaret ve endüstriyel faaliyetlerde bulunma hakları olacağına işaret ederken, hidrokarbon, petrol ve doğalgaz yataklarına da dikkat çekti. Kuzey ülkelerinin Arktik’teki hidrokarbon rezervleri ve petrole platformlar kurarak ulaştığını söyleyen Özsoy, şöyle devam etti:
“Teklifin olası getirileri, tabi ki tam olarak deniz buzundan çalışmalar yapılamasa da hidrokarbon rezervleri, petrol ve gaz rezervleri haritada işaretli. Türkiye’nin de tabii ki bu bölgede kabiliyetinin artırılması, ticaret rotalarında kendi tecrübelerimizin oluşması, denizcilik faaliyetleri, ortak altyapı projelerinin geliştirilmesi söz konusu olacak.”
ÜYE ÜLKELER
Anlaşmaya çoğu kuzey ülkesi 49 ülke taraf. G20 ülkelerinin 14’ü Arktik’e odaklanmış durumda. 27 AB ülkesinden ise 22’si anlaşmayı imzaladı. 30 NATO üyesi ülkeden ise 25’inin anlaşmaya üye.
Kaynak: Milliyet / Önder YILMAZ
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
'Yaşayan Nostradamus' Athos Salome 2025 kehanetlerini sıraladı! Eşi benzeri görülmemiş! 'YENİ YILDA...'
İngiltere basınında Esma Esad iddiası: Sağlık durumu kötü, yaşama şansı yüzde 50
Kazakistan'da 38 kişinin öldüğü uçak kazası: Düştü mü, düşürüldü mü? Bu görüntüler tartışma başlattı…
Son Dakika | Bakü'den Havalanan Uçak Kazakistan'da Düştü! İşte Adım Adım İrtifa Kaybeden Uçağın Radar Kayıtları...
Beyaz Saray’da Noel hazırlıkları tamamlandı