Beyaz Saray tam bir çöplükmüş. En azından yeni sakinleri öyle olduğunu düşünüyor olabilir.Golf.com sitesinde yer alan bir haberde, Başkan Donald Trump'ın yeni evinin standartlarından şikayet ettiği ya da en azından dalga geçtiği öne sürülüyor.BBC Türkçe'nin aktardığı habere göre, Trump, arkadaşlarına ABD'nin farklı yerlerinde bulunan golf sahalarına sık sık yaptığı ziyaretlerin nedenini, Beyaz Saray tam bir çöplük sözleriyle açıklıyormuş.Trump ise bu iddiaları yalanladı. Başkan Trump, Twitter üzerinden attığı mesajda, Beyaz Saray'ı seviyorum. Gördüğüm en güzel binalardan (evlerden) biri. Ama Sahte Haber, oraya çöp dediğimi söylüyor. TAMAMEN GERÇEK DIŞI dedi. Ancak haberin yayınlanması, Beyaz Saray'da sekiz yıl yaşayan eski başkanlardan Bill Clinton'ın kızı Chelsea Clinton'ın da tartışmaya dahil olmasına yol açtı.Chelsea Clinton, Twitter üzerinden attığı mesajda, Beyaz Saray'ın tüm uşakları, temizlikçileri, çiçekçileri, bahçıvanları, tesisatçıları, mühendisleri ve tasarımcılarına tüm hizmetlerinden dolayı teşekkürler yazdı.Peki, Beyaz Saray gerçekten de çöplük mü?ABD'nin en köklü ve en önemli mimarlık dergilerinden Architectural Digest'ın Temmuz ayında yayınladığı fotoğraflara bakılırsa durum hiç de söylendiği gibi değil.Tabi ki, bu fotoğraflar Beyaz Saray'ın 132 odasının tamamını göstermiyor. Burada görüntülenmeyenlerin gerçekten de iyi durumda olup olmadığını bilmek pek mümkün değil.Ancak en azından kamuya açık yerlerin gayet bakımlı olduğunu söylemek mümkün. Tam 14 yıl boyunca üç farklı başkanın yönetimi sırasında Beyaz Saray'da görev yapan Bradley H. Patterson, 2008 yılında yazdığı kitapta, buranın restorasyonu ve bakımı için yıllık 1,6 milyon dolarlık bir bütçe ayrıldığını söylüyor.Bu açıdan bakınca, Beyaz Saray'ın düşünce kuruluşu Center for American Progress'in 2016 tarihli raporuna göre tehlike arz eden 30 milyon eve kıyasla oldukça iyi durumda olduğunu söylemek yanlış olmaz. Söz konusu raporda, bu evlerde, çürük binalar, kötü ısıtma, hasarlı tesisat ve gaz sızıntısı gibi tehlikeler mevcut.Bu da, kaba bir hesapla yaklaşık 76 milyon ABD vatandaşının can sağlıklarına ciddi şekilde tehdit oluşturan evlerde yaşadığı anlamına geliyor.Mevcut başkan yeni evinden memnun değilse, bunun nedeni kişisel zevkler olabilir.Trump'ın New York'ta kendisine ait Trump Tower'ın çatı katında bulunan dairesinde farklı bir estetik anlayışın hakim olduğu görülüyor. Yazar Peter York, Politico için kaleme aldığı makalede, Bir bakıma, bu dekorasyon birçok kişinin ancak hayalini kurabileceği bir zenginliği ortaya koyarak, kendine gıpta ettirmeyi amaçlıyor diyor ve şunları ekliyor:Ancak bazı önemli anlayışlarla paralellik de gösteriyor. Bu anlayış, İtalyan Rönenansı ya da süslerin ilhamının alındığı Fransız baroku değil. Aksine daha yakın tarihli bir anlayış: Trump'ın görünüşünü estetik açıdan en iyi tanımlayan şeyin diktatörlük tarzı olduğunu düşünüyorum.York'a göre, Trump'ın dairesi ben çok zenginim ve tahayyül edemeyeceğiniz kadar güçlüyüm diye bağırıyor ve bu da neoklasik tarzdaki kamu binalarının mütevazılığıyla istikrar ve güven duygusu vermeyi amaçlayan Washington bürokrasisinin anlayışıyla ciddi tezatlar içeriyor.Ancak, Trump'ın da diğer tüm başkanlar gibi şimdiye kadar Beyaz Saray'a kendi tarzını yansıttığı kesin. Trump'ın Oval Ofis'teki kırmızı perdeleri, altın rengi perdelerle değiştirdiği biliniyor. Ancak kamuya ve basına açık olmayan alanlarda yapılan değişiklikler hakkında pek de fazla bilgi yok.Eşi Melania'nın bu yıl başında dekoratör Tham Kannalikham'ı Beyaz Saray'a davet ettiği bilinse de, Trump çiftinin konut olarak kullandığı kısmın son hali belirsizliğini koruyor.First Lady'nin kıdemli danışmanlarından Stephanie Winston Wolkoff, yaşam tarzı haberleri yayınlayan WWD sitesine yaptığı açıklamada, Melania Trump, Beyaz Saray'ın tarihi yanlarının değerinin çok farkında ve Tham'ın geleneksel tasarım ve deneyimiyle birlikte Başkan, First Lady ve oğulları Barron'un ailecek birlikte vakit geçirecekleri, 'evimiz' diyecekleri alanda şıklık ve konforun pürüzsüz bir birleşimini sağlamaya odaklanıyorlar dedi.Herhalde Beyaz Saray'ın haklı bir şekilde çöplük olarak adlandırılabileceği son dönem, 1940'lı yıllarda büyük ekonomik kriz ve İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından gelen zaman dilimi olmuştur.Tarihçilere göre, Başkan Harry Truman, Beyaz Saray'a taşındığında yalnızca kendi ihtiyaçlarına göre çok küçük bir fiziki alanla değil, aynı zamanda tesisatı ve altyapısı çökmüş bir harabeyle karşılaştı. Çeşitli kaynaklara göre, 1948 yılında başlayan tadilat çalışmaları 5,7 milyon dolara (yaklaşık 20 milyon TL) mal oldu ve bu kapsamda ciddi bir genişletme projesi de hayata geçirildi.Bugün Beyaz Saray'ın yıllık bakım maliyetinin bunun yaklaşık üçte biri olduğu düşünüldüğünde, tepeden tırnağa yapılacak bir yenileme çalışmasının da faturası aşağı yukarı ortaya çıkıyor. İngiltere'de 775 odasıyla Beyaz Saray'dan çok daha büyük bir alana sahip olan Buckingham Sarayı'nda da toplam maliyeti 369 milyon sterlin (1,7 milyar TL) olarak hesaplanan kapsamlı bir tadilat süreci başlamak üzere. Yapılacak yenileme çalışmasının 10 yıl sürmesi bekleniyor. Buckingham Sarayı'ndaki en son kapsamlı tadilat çalışması 1950'lerde yapılmıştı.Dolayısıyla bugün Kraliçe'nin resmi konutunda baş gösteren eskimiş kablolar, çatlak borular ve hasarlı ısıtma sistemi gibi sıkıntıların Beyaz Saray'ın gözlerden uzak köşelerinde de ortaya çıktığı düşünülebilir.Ancak, Beyaz Saray'da 1993 yılından bu yana enerji verimliliğinin artırılması için yürütülen iyileştirme çalışmaları yapıldığı göz önüne alındığında durumun bu kadar vahim olma ihtimali de pek yüksek değil.Fransa'da da Versay Sarayı'nda 2003 yılında başlayan toplam 500 milyon euroluk (2 milyar TL) yenileme çalışmaları halen sürüyor ve üç yıl içerisinde tamamlanması öngörülüyor.