Osman Müftüoğlu, Türkiye için 'koronavirüste dip dalga' uyarılarına Hürriyet'teki köşesinde yorumladı. İşte o yazı...ÖNCE hepimiz şunu iyi bilelim: Rakamlar asla yalan söylemez. Sağlık Bakanlığının yaptığı açıklamalar ve hesaplara bakılırsa, ülkemizde şu anda en az 200 bin virüs taşıyıcısı var. Ayrıca yine Sağlık Bakanlığı verileri dikkate alınırsa, test/vaka oranımız 2 aydır ısrarlı bir şekilde yüzde 2lerin üzerinde seyrediyor. Bu rakamlara bakan her uzman da doğal olarak 2. dalga değilse bile bir dip dalga ihtimalinin sancısını yüreğinde hissediyor. Konuştuğum uzmanların çoğu muhtemel bir dip dalga için de ekim ayını işaret ediyor. Peki nasıl önlenebilir o muhtemel dip dalga? Ne yapmamız lazım? Bayram keyfinizi kaçırmak istemem ama yapmamız gereken ilk şeyin toplu kutlamalardan kaçınmak, en azından kutlamaların dozunu ve süresini düşürmek olduğu kesindir. Ve bu bayram da bir dip dalga hazırlayıcısı olma ihtimali nedeniyle bizim için son derece önemlidir. Yapacağımız şey net ve açık, bayramımızı coşkuyla kutlayacağız. Keyfini, neşesini, huzurunu yüreklerimizde hissedeceğiz. Ama yapabileceğimiz bazı basit yanlışların bile bir dip dalga tetikçisi olabileceğini unutmayacağız. YAPMAMIZ gereken şey son derece basit: Bilinen önlemleri bayramda da daima gündemde tutmak. Diğer önlemlerin en başında da toplu etkinlikleri sınırlama getirmek meselesi geliyor. Sağlık Bakanlığımızın verileri de zaten bu bilgiyi doğruluyor. Filyasyon çalışmalarına bakılırsa son 1 aydaki vakaların önemli bir kısmının düğünler, cenazeler, asker uğurlamaları, akşam eğlenceleri, yani toplu etkinlik oluşturuyor. Vaka sayıları hep bu toplu etkinlikler ile zıplamış. Yapmamız gereken içine düştüğümüz boş vermişlik ve bıkkınlık duygularından bir an önce sıyrılmak, önümüzdeki 4-5 haftayı yine tıpkı nisan-mayıs aylarında olduğu gibi güçlü bir uyum ve dikkat içinde tamamlamaktan ibarettir. Öncelikle böyle bir ihtimalin oldukça düşük olduğunun altını çizelim. Öksürme, hapşırma ya da el temasıyla kurban etine virüsün bulaşma ihtimali tabii ki mümkün. Ve tabii ki o virüsler etin üzerinde birkaç saat canlı kalabiliyorlar. Ancak kesim ve pişirme esnasında dikkatli davranılırsa ete virüs bulaşmış olsa bile, et usulünce pişirilerek yenildiği sürece virüsün hastalık yapma ihtimali sıfırlanır. Siz yine de önlem olarak çiğ ete dokunduğunuz ellerinizi bol sabunlu suyla bir güzel yıkamadan ağız ve burnunuzla temas ettirmemeye özen gösterin. Ve bilin ki bu bayramda da virüsün bulaşma ihtimali kurban etinden ziyade sarılmalar, el sıkmalar ve öpmeler, uzun süren görüşmeler yani dikkatsiz gerçekleşen bayram ziyaretleri sebebiyle olacaktır.