Bebeğin babası gibi davrandı
Kaçakçı Zizit'e 4 bin euro karşılığında sahte Brezilya pasaportu ve bilet vaat etti. Maya için 4 bin euro daha istiyordu ama bir şartı vardı: Anne ve bebeği beraber seyahat edemeyecekti. Ebu Şebab'a göre, çocuk, güvenlik görevlileriyle konuşabilecek AB vatandaşı birisiyle yolculuk etmek zorundaydı. Kendisi aslen Suriyeli olmakla birlikte şimdi İsveç vatandaşıydı ve Maya'nın babası gibi davranıp bebeği kendi kızının İsveç pasaportuyla geçirecekti. Önce kendileri güvenlik kontrolünden geçecekler, daha sonra Zizit gelecekti. Zizit de aynı uçağa binebilirdi ama Maya'nın sakin durabilmesi için bebeğin göremeyeceği noktada olması gerekiyordu.
Çaresizlikten imkansız görüneni yapabilmek
Suriyeli kadın doktor plandan hoşlanmasa da başka bir seçenek yoktu. Parasının tükeneceğinin ve hızlı hareket etmesi gerektiğinin farkındaydı. İnsan kaçakçıları uçak yolculuklarını genellikle bölerek yaptıklarından, önce İtalya'ya, sonra belirsiz bir ülkeye, sonunda da İsveç'e uçacaklardı. Ebu Şebab'la ilk kez karşılaştıktan beş gün sonra Zizit ilk uçak yolculuğu için hazırlık yapmaya başladı. Maya'nın biberonunu, giysilerini, paltosunu ve emziğini hazırladı. Ebu Şebab eve gelip küçük kızı teslim aldı. Zizit, "Maya'ya çikolata verip 'Korkma annenle aynı uçakta olacağız' dedi. Maya üzgündü, çok ağladı. Adamı sevmemişti.Yabancıydı. Kızımı rahatlatmak için ona şeker verdi ama Maya herşeyi reddetti" diye anlatıyor. Ebu Şebab, Maya'yı kucağına alıp götürürken küçük kız gözyaşları içinde annesine dönmek için bağırıyordu.