Koronavirüs salgınının bitmesine daha çok var. Bazı ülkelerde salgın hızla yayılmaya devam ederken diğer ülkelerde ise ikinci dalga endişesi var.İngiltere'de sağlık uzmanları, Temmuz başında önlemlerin gevşetilmesinden sonra oluşabilecek yeni bir salgına hazırlık yapılması konusunda hükümeti uyarıyor. 100 yıl önceki İspanyol gribinde de ikinci dalga ilkinden daha ölümcül olmuştu. Peki ikinci dalga kaçınılmaz mı? Gerçekleşirse, sonuçları ne kadar yıkıcı olabilir? Bunu denizdeki dalgalara benzetebiliriz. Vaka sayıları arttıktan sonra azalır, ardından tekrar artar. Her bir döngü, bir dalga gibidir. Öte yandan ikinci dalganın resmi bir tanımı yok. Warwick Üniversitesi'nden Dr. Mike Tildesley, Bu bilimsel bir tanımlama değil, dalgayı herkes keyfi bir şekilde farklı tanımlayabiliyor diyor. Bazıları her artışı ikinci bir dalga olarak değerlendiriyor ama bazen ikinci dalga denen şey, birinci dalganın üzerindeki küçük iniş çıkışlar olabiliyor. Bir dalganın bittiğini söyleyebilmek için vaka sayısının belirgin bir şekilde düşmesi ve virüsün kontrol altına alınması gerekiyor. İkinci bir dalganın başladığını söyleyebilmek için de yeni vakalarda belirgin ve kalıcı bir artış olması gerekiyor. Yeni Zelanda'da 24 gün aradan sonra tespit edilen ilk vakalar ve Pekin'de vakasız geçen 50 günden sonra ortaya çıkan salgın bu kapsama girmiyor. Bazı uzmanlar, İran'da yaşananların ikinci dalga tanımına uyabileceğini düşünüyor. Bunun yanıtı alınacak kararlara bağlı. İki ihtimal de mümkün. Dr. Tildesley, Şu anda büyük bir bilinmezlik var Bu da beni çok endişelendiriyor diyor. Tehlike açık: Virüs hâlâ aramızda ve 2020 başındaki halinden daha az bulaşıcı veya daha az ölümcül değil. London School of Hygiene and Tropical Medicine'den (Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu) Dr. Adam Kucharski, Veriler, insanların çoğunun hâlâ bulaşıma açık olduğunu gösteriyor. Yani bütün önlemleri kaldırırsak Şubat'ta bıraktığımız noktaya döneriz diyor ve ekliyor: Her şeye baştan başlamış gibi oluruz. Önlemleri erken kaldırmak. Sokağa çıkma kısıtlamaları dünyanın dört bir yanında yıkıcı etkilere yol açtı: İşsizlik arttı, insanların sağlığı etkilendi ve çocuklar okula gidemedi. Ama bu önlemler virüsün kontrol altına alınmasını sağladı. Dr. Kucharski, Bulmamız gereken esas denge, bir yandan kontrolü korurken diğer yandan kısıtlamaları günlük hayatı en az etkileyecek seviyeye çekmek diyor. Bu noktanın neresi olduğu konusunda kimse yüzde 100 emin değil. Bu tip yerel salgınlar hızla tespit edilip gerekli önlemler alınırsa büyük bir soruna dönüşmeden kontrol altına alınabilirler. Koronavirüs krizine yaklaşımı nedeniyle takdir edilen Güney Kore, bu tip bölgesel vakalar karşısında bazı kısıtlamalara gitmişti. İkinci dalga da ilki gibi mi olacak? İlki gibi olduysa bir şeyler çok yanlış gitmiş demektir. Salgının başlangıcında bulaşma katsayısı 3'tü. Yani virüsü kapan her bir kişi ortalama üç kişiye bulaştırıyordu. Dr. Kucharski, önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte lokal salgınların birkaç hafta içinde ortaya çıkabileceğini söylüyor. Fakat böylesi bir yerel salgın, ikinci dalga anlamına gelmeyebilir. Dr. Tildesley Önlemler belirgin bir şekilde gevşetilirse Ağustos sonu Eylül başı gibi ikinci bir dalga görülebilir diyor. Kışın diğer koronavirüs türleri daha fazla yayıldığı için SARS-Cov-2 açısından da bu dönem kritik olabilir. Virüsü zar zor kontrol altında tutan bir ülkede mevsimin etkisiyle ikinci bir dalga oluşabilir. Nottingham Üniversitesi'nden Prof. Jonathan Ball Bahar ayları bize kesinlikle yardımcı oldu diyor ve ekliyor: İkinci bir dalga kaçınılmazdır, özellikle de kış aylarına girerken. Hükümete düşen görev, dalganın zirve noktasının sağlık sistemini tıkayacak noktaya gelmesini engellemek. Bir diğer argüman da, virüslerin zaman içinde daha az ölümcül hâle evrildiği ve bu nedenle ikinci dalganın daha zararsız olabileceği. HIV bile daha ölümcül hâle evriliyor gibi gözüküyor. Bu teoriye göre virüsler taşıyıcı canlıları öldürmemek ve böylece daha fazla canlıya yayılmak imkanı bulmak için daha az ölümcül hâle evrilmeye yatkın. Fakat Prof. Ball Bu bazı tembel virologların tekrarlayıp durduğu bir laf ama bunun garantisi yok diyor. Ayrıca evrimin etkileri daha uzun sürelerde belirginleşiyor. Salgının altıncı ayında geri dönüp baktığımızda virüsün bu yönde evrildiğine dair bir kanıt göremiyoruz. Prof. Ball Virüs bence şu an gayet başarılı bir şekilde bulaşıyor. İnsanlar genellikle belirtisiz veya çok hafif semptomlarla hastalığı atlatıyor. Bu sürede bulaştırabildikleri için koronavirüsün daha hafif bir hale evrilmeye ihtiyacı yok diyor.