SON DAKİKA HABERİ: Lavrov Ankara'da… Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, basın toplantısında açıkladı: Barış görüşmesi için ev sahibi oluruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile başkent Ankara’da heyetler arası görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısında açıklamalarda bulunan Hakan Fidan, "(Rusya-Ukrayna) Barışın görüşmeler yoluyla tesis edilmesi için her türlü desteği sağlamaya hazırız. Daha önce olduğu gibi görüşmelere ev sahipliği yapmaya da hazırız." ifadelerini kullandı. Rus bakan Lavrov ise Riyad'da ABD ile yapılan görüşmeye dair Ankara'ya bilgi verildiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Bakan Fidan, küresel ve bölgesel dinamiklerin hızla değiştiği bir dönemde Türkiye ile Rusya arasındaki istişare ve eşgüdümü artırmanın yarar sağlayacağını söyleyerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in işaret ettiği hedefler uyarınca ikili konularda ve uluslararası meselelerde işbirliğini derinleştirmeyi hedeflediklerini belirtti.
Enerji, turizm ve ticaret gibi alanlarda ilişkileri güçlendirebileceklerini dile getiren Fidan, Rus mevkidaşı Lavrov ile bu konuları detaylıca ele aldıklarını aktardı.
Fidan, bugün Rusya-Ukrayna Savaşı'nın 3'üncü yıl dönümü olduğuna dikkati çekerek, "Biz her iki komşumuzun da barış, huzur ve refah içinde yaşamasını arzu ediyoruz. Savaşın neden olduğu can kaybı ve yıkımın bir an evvel sona ermesini istiyoruz." diye konuştu.
Savaşın küresel güney başta olmak üzere farklı coğrafyaları olumsuz etkilediğini kaydeden Fidan, çok boyutlu bu krizin kalıcı bir çözüme kavuşmasını temenni etti.
Fidan, Türkiye'nin, savaşın ilk gününden beri sorunun diplomasi yoluyla çözülmesini ve kalıcı barışın sağlanmasını desteklediğini vurgulayarak, "Çatışmaların başlamasından kısa bir süre sonra, tarafları İstanbul'da barış masası etrafında ilk kez bir araya getirmiştik. Karadeniz Tahıl Girişimi'ni başarıyla hayata geçirdik. Daha sonra da tarafları barışa ulaştıracak diplomatik çabalarımızı sürdürdük." şeklinde konuştu.
Suriye
Bölgede huzur ortamının tesis edilebileceğine inandıklarını dile getiren Fidan, "Suriye'de son 3 ayda yaşananlar bu bakımdan umut vericidir. Suriye halkı 60 yıllık zulüm rejimine son verdi. Şimdi de komşularıyla barış içinde yaşayan istikrarlı ve müreffeh bir ülke kurmak istiyor. Biz Türkiye olarak bu süreçte de Suriye halkının yanında olacağız." ifadelerini kullandı.
Fidan, uluslararası toplumdan, terör örgütleri DEAŞ ve PKK ile mücadelede ortak tutum sergilemesini beklediklerinin altını çizerek, "Bölgemizdeki çatışmaların çözümü yönünde olumlu adımların atıldığı bir dönemde, Türkiye'nin güvenlik kaygılarına herkesin saygı göstermesini bekliyoruz." dedi.
Gazze
Gazze'de ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve müteakip aşamalarının hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Fidan, "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun savaşı tekrar başlatma ihtimali karşısında derin endişe duyuyoruz. Yeni bir soykırıma asla izin verilmemelidir." diye konuştu.
Fidan, İsrail'in Batı Şeria'yı hedef alan eylemlerine son vermesi gerektiği uyarısında bulunarak, Filistinlilerin kendi topraklarından zorla göç ettirilmesine yönelik adımları "kabul edilemez" olarak nitelendirdi ve bu doğrultudaki girişimlerin başarısızlığa mahkum olduğunu vurguladı.
Bölge ülkelerinin bu konuda ortak duruş sergilediğini ifade eden Fidan, Filistinlilerin tehcirine karşı durma konusunda Rusya'nın da aynı görüşte olmasını memnuniyetle karşıladı.
Fidan, "Filistin'de, Lübnan'da ve Suriye'de süregelen İsrail saldırganlığının sonlandırılması için uluslararası toplumun kararlı bir duruş sergilemesi şarttır." şeklinde konuşarak, Orta Doğu'da kalıcı barış ve güvenliğin ancak bu şekilde tesis edilebileceğini söyledi.
Rusya ile işbirliğini yapıcı diyalog temelinde güçlendireceklerini belirten Fidan, bölgesel ve uluslararası konularda yakın diyalogu sürdüreceklerini kaydetti.
Rusya-ABD görüşmeleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savaşın durması konusunda "büyük bir hassasiyet gösterdiğini" vurgulayan Fidan, Türkiye'nin bu noktada savaşın başlangıcından itibaren elinden geleni yaptığını belirtti.
Fidan, ABD ile Rusya arasındaki görüşmelere değinerek, burada gündeme gelen güvenlik garantileri ve diğer konuların Ankara'nın da yakından takibinde olduğunu söyledi.
"Prensip itibariyle, Türkiye barışa katkıda bulunacak her türlü adımı atmaya hazırdır." ifadesini kullanan Fidan, nasıl bir manzara ortaya çıkacağı ve neye ihtiyaç duyulacağı hususunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra kararı vereceğine işaret etti.
Türkiye'nin BRICS politikası
Fidan, Türkiye'nin "egemen bir ülke" olduğunun ve uluslararası ekonomik işbirliğine büyük önem verdiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Günümüz dünyasında, ekonomik işbirliğini sağlam temellere oturtturmamış ülkelerin, hem ekonomik krizlere dayanıklı olması hem de mevcut kalkınma hedeflerine ulaşması pek olası gözükmüyor. Onun için Türkiye başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere ekonomik işbirliği alanlarına büyük önem vermektedir."
Türkiye ile AB'nin "uzun yıllara dayanan bir üyelik macerası" olduğuna dikkati çeken Fidan, "Ama son yıllarda açıkça ifade edilmese de Avrupa Birliği'nin artık kimlik politikalarından dolayı, büyük bir Müslüman ülkeyi kendi içine alma konusunda yaşadığı rahatsızlıktan dolayı, üyelik müzakereleri bir noktada donmuş durumda." dedi.
Fidan, bu gerçekler ışığında Türkiye'nin Avrupa ülkeleriyle dengeli ithalat-ihracat ticaret ilişkisini devam ettirdiğini kaydederek, "Fakat diğer küresel ekonomik işbirliği platformlarına da çok yakından bakıyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konuda oldukça geniş bir vizyonu var." diye konuştu.
Bu platformlardan birisinin de BRICS olduğunu ve burayla ilgilenildiğini vurgulayan Fidan, "İlgimizi de açıkça gösterdik. Ama anladığımız kadarıyla da BRICS de kendi kurumsallaşmasını bir noktaya taşıma adına, yeni üye alımını an itibariyle dondurmuş durumda. Başka bir klasman, ortaklık diye gündeme getirmiş durumda. Yani üyelik teklifi bize gelmedi." şeklinde konuştu.
Fidan, BRICS'in AB'nin aksine "oldukça kuşatıcı" olduğu değerlendirmesini yaparak, şu ifadeleri kullandı:
"Her renkten, her dinden, her kültürden, her medeniyetten ülkelerin bir araya geldiğini görmek, Müslüman, Hristiyan, Hindu, Budist, siyah, beyaz ne kadar insan varsa, medeniyet varsa burada bir platform oluşturma çabasındalar. Umarım burada da kurumsallaşan ve kuşatıcı olan bir ekonomik yaklaşım gelişir."
"Netanyahu hükümeti ve onun çizgisinde olanlar, olayları İsrail'in yayılmacılığı için kullanıyor"
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Suriye ve Hermon Dağı ile işgal altındaki Golan Tepeleri hakkındaki açıklamalarına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Türkiye'nin bölgede "Filistinlilerin ve İsraillilerin kendi devletine sahip olduğu, bütün bölgenin barış içerisinde yaşadığı, kimsenin birbirinin egemenliğine, toprağına, canına ve malına göz dikmediği bir atmosferi" arzuladığını söyledi.
Fidan, Gazze krizi başladığı andan itibaren "bu krizin aslında bir fırsatı doğurabileceğini, iki devletli çözümün her zamankinden daha fazla önemli bir alternatif hale geldiğini, iki devletli çözüme ulaşılması durumunda bölge ülkelerinin buna destek vermeye hazır olduğunu" söylediklerini hatırlattı.
Bakan Fidan, "Fakat gelişen olaylar karşısında gördüğümüz şu; Netanyahu hükümeti ve onun çizgisinde olanlar, var olan olayları İsrail'in yayılmacılığı için kullanmaktalar. Burada Suriye'deki işgalin devamı, Lübnan'daki işgalin devamı, Batı Şeria'nın giderek provoke edilerek bir ilhaka tabi edilmeye çalışılması, Gazze'deki Filistinlilerin Gazze'den sürgün edilmesi, bunlar şu anda ortaya konan cari planlar ve çalışmalar." dedi.
İsrail'in kendi güvenliği adına özellikle sınırdaş Ürdün, Lübnan ve Suriye'de bir "zayıflık ve istikrarsızlık ortamı yaratma konusunda bir proje geliştirdiğini" vurgulayan Fidan, "Hatta bunun da daha ötesine giderek ikinci kuşakta bulunan ülkelerin belli askeri kabiliyetleri kazanmaması yönünde ABD'yle de ciddi bir şekilde çalışıyor." diye konuştu.
İsrail, ABD'yi forklift gibi kullanıyor
Bakan Fidan, şunları kaydetti:
"Bütün bu politikaların amacı ne? 'Ben kendimi güvende hissetmiyorum. Önleyici bir güvenlik stratejisi takip edeceğim. Bunun yolu işgalden geçiyor. Bunun yolu askeri saldırganlıktan geçiyor. Bunun yolu benim etrafımda bulunan nüfusu Arap ve Müslüman olan bütün ülkeleri baskı altına alıcı bir politika. Bu politikada kendim yettiğince kendi gücümü kullanacağım, yetmediği zamanda Amerika'yı getireceğim, bir forklift gibi kaldıraç olarak bölgede kullanacağım.' Şu anda devam eden politika bu. Bu, çok riskli bir politika."
İsrail'in bu politikasının çok ciddi geri tepebileceğine işaret eden Fidan, "(Bu politika) Bölgeyi istikrarsızlaştırdığı, bölgeyi bütün risklere, terör dahil, açık hale getirdiği gibi İsrail'in güvenliğine de hizmet eden bir politika değil. Onun için bizim tavsiyemiz hala fırsat varken bu intihar politikalarından Netanyahu hükümetinin vazgeçmesi, uluslararası toplumun bir an önce bu konuda gerekli telkinde ve baskıda bulunması." şeklinde konuştu.
Fidan, "Aksi takdirde her türlü şeyi kontrol altına aldığınızı düşünürsünüz ama beklemediğiniz bir noktada başka bir kriz, başka bir kaos kendisini gösterir. Umarım yol yakınken dönerler bu politikadan." ifadesini kullandı.
LAVROV'UN AÇIKLAMALARI
Konuşmasına Bakan Fidan’a ev sahipliği için teşekkür ederek başlayan Lavrov, "Uluslararası gerilimlere rağmen Türkiye ile Rusya her alanda temas halindedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin sürekli temas halinde." diye konuştu.
Lavrov, bugünkü görüşmelerde karşılıklı ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini ele aldıklarını anlatarak, özellikle enerji, bankacılık ve sanayi alanındaki işbirliğinin önemli bir potansiyel taşıdığını vurguladı.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) stratejik bir proje olduğunu ve sahadaki çalışmaların hızla devam ettiğini vurgulayan Lavrov, “Türk ve Rus uzmanlar birlikte santraldeki ilk ünitenin devreye alınması için yoğun bir çalışma yürütüyor.” şeklinde konuştu.
Lavrov, enerji altyapısının güvenliğine ilişkin konuları da istişare ettiklerini belirterek, “Mavi Akım ve TürkAkım boru hattının güvenliğinin sağlanması da Ukrayna’nın terör saldırısı tehdidi gölgesinde bugün ele alınan konular arasında yer aldı.” ifadelerini kullandı.
"ABD ile görüşmede farklı görüşler ortaya çıktı, görüşmelere devam edeceğiz"
ABD ile Rusya arasında 18 Şubat’ta Riyad’da yapılan görüşmelere ilişkin konuşan Lavrov, “Türk dostlarımızı görüşmelerin içeriğine ilişkin bilgilendirdik. Riyad’daki görüşmelerde farklı görüşler ortaya çıktı. ABD’li ortaklarımızla görüşmelerimize devam edeceğiz. Bu konuda bir uzlaşı var.” dedi.
Lavrov, Ukrayna konusunu da bugün ele aldıklarını kaydederek, "Savaşın ortaya çıkma sebepleri ortadan kaldırılmadan bitmesi mümkün değil." diye konuştu.
Bakan Fidan’la Filistin-İsrail konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını anlatan Lavrov, “Filistin halkının barış ve güvenlik içinde İsrail ile bir arada bulunabileceği bağımsız devletlerini kurma hakkını sağlayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı temelinde derhal, sürdürülebilir bir ateşkes, rehinelerin serbest bırakılması ve elbette müzakere sürecinin yeniden başlatılması için gereken adımları istişare ettik.” şeklinde konuştu.
"Rusya’nın pozisyonu değişmedi, Ukrayna’nın sık sık değişiyor"
Lavrov, Rusya’nın Ukrayna’da barışın sağlanması ile ilgili pozisyonunu değiştirmediğini vurgulayarak, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin sık sık pozisyon değiştirdiğini belirtti.
Avrupa ülkelerinin de sık sık fikirlerini değiştirdiğini dile getiren Lavrov, bu anlamda sadece ABD’nin görüşlerinin tutarlı olduğuna dikkati çekti.
Lavrov, ABD’nin; Ukrayna’daki çatışmalarla ilgili olarak uzlaşmaya varılıp hemen temas hattının terk edilmesini, sonra ne yapılacağının düşünülmesini istemediğini aktardı.
"İstanbul müzakerelerinde aslında anlaşmaya varılmıştı"
İstanbul’da Nisan 2022’de yapılan müzakerelerde aslında anlaşmaya varıldığını hatırlatan Lavrov, Ukrayna’nın bazı prensipler teklif ettiğini ve iyi niyet olarak da Kiev’in isteği üzerine Rus ordusunun biraz geri çekildiğini söyledi.
Lavrov, "Sonuçta Batı, dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un talimatıyla Ukrayna’ya bu anlaşmayı imzalamayı yasakladı. ‘Ukrayna savaşa devam etmeli, Rusya’yı zayıflatmaya devam etmelidir’ dediler." ifadelerini kullandı.
Hem Ukrayna hem Avrupa ile ve bu konuya iyi niyetle yaklaşan herkesle müzakerelere hazır olduklarının altını çizen Lavrov, “Çatışmalar, biz kesin sonuca ulaştığımız zaman, Rusya tarafını tatmin edecek bir sonuç olursa duracaktır. Tabii ki sahadaki gerçeklikler göz önünde bulundurulacak.” dedi.
“Ukrayna’nın NATO’ya girmemesi olmazsa olmaz şartımızdır”
Donbas bölgesinde ve Kırım’da yaşayanların kendi tercihini yaparak Rus anayasasına tabi olduklarını savunan Lavrov, bu yüzden diğer tarafların bu gerçekliğe saygı duyması gerektiğini söyledi.
Lavrov, “Ukrayna’nın NATO’ya girmemesi bizim olmazsa olmaz şartımızdır. Bu çok önemli. Riyad’da da ABD ile bu şartı konuştuk. ABD Başkanı Donald Trump da Ukrayna’yı NATO’ya sokma girişimlerinin hatalı olduğunu açıkça beyan etti. Ukrayna’nın NATO’ya alınma çabası bu yaşananların ilk sebeplerinden birisidir." diye konuştu.
Ukrayna’daki savaşın sebeplerinden bir diğerinin de bu ülkede Rusların ve Rusça konuşanların hepsinin bir “soykırıma tabi tutulması” olduğunu savunan Lavrov, oradaki insanların bir seçim yaparak Rusya Federasyonu’na dahil olduğunu öne sürdü.
Lavrov, güvenlik garantileriyle ilgili olarak İstanbul’daki müzakerelerde hem Türkiye’nin, hem Almanya’nın hem BMGK üyelerinin garantör olacağı, NATO’ya üye olmama şartları dahilinde de her şeyin detaylı olarak anlaşma metnine yazıldığını anlatarak, "Bu garantileri aslında Ukrayna tarafı bizzat kendisi de formüle etmişti. Yani bir bloka girmeyeceği, bir askeri birliğe katılmayacağı şeklinde. Ama Batı bunu imzalamayı yasakladı." şeklinde konuştu.
"İstanbul müzakerelerinin temel alınmasının gerekliliğini defalarca dile getirdik"
Rusya ile ABD heyetleri arasındaki istişarelerde İstanbul müzakerelerinin yeniden temel alınabileceğine yönelik haberlerle ilgili bir soruyu cevaplayan Lavrov, bu hususta ABD tarafından bir açıklama duymadığını, ancak bu hususu zaten Rusya Devlet Başkanı Putin’in defalarca dile getirdiğini belirtti.
Lavrov, bu anlaşmayı imzalamaya az bir süre kala eski İngiltere Başbakanı Johnson’un yasakladığını yineleyerek, Ukrayna delegasyonunun başkanının da bunu doğruladığını hatırlattı.
ABD heyeti ile Riyad’da yapılan görüşmelere ilişkin bir soruyu da cevaplayan Lavrov, Washington ile tüm konuları kapsayacak şekilde diyalog kanallarının kurulması konusunda anlaştıklarını vurguladı.
Lavrov, ABD ile Rusya ilişkilerine yönelik büyükelçiliklerin faaliyetlerini canlandırmak için geçen hafta kapsamlı istişareler yapıldığı bilgisini paylaşarak, “Bu hafta kapsamlı istişareler yapılacak. Son yıllarda ABD'deki Demokrat yönetimlerin ortaya çıkardığı suni engellerin ortadan kalkmasını umuyorum.” ifadelerini kullandı.
Suriye’deki ABD askeri üsleri ile ilgili bir soruya karşılık Lavrov, bu meselenin kendisine değil Suriye’ye sorulması gerektiğini dile getirdi.
Lavrov, eski yönetim döneminde Suriye’deki ABD üslerinin ülkede olumsuz rol oynadığının altını çizerek, bu üslerin herhangi bir davet olmadan orada bulunduğuna da dikkati çekti. Bakan Lavrov, şöyle devam etti:
"Bu üslerin burada bulanmasının amacı, gıda bakımından en verimli, hidrokarbon bakımından en zengin topraklarda oturmak ve kaçak satışlardan elde edilen geliri kullanmaktı. Amerikalılar, Suriye halkının bu zenginliklerini çok aktif bir şekilde, öncelikle Kürt ayrılıkçılığını körüklemek amacıyla, kuzeydoğu Suriye'de oluşturulan sözde yarı devlet yapıları finanse etmek için kullanıyorlardı."
Lavrov, Suriye’nin geleceği ile ilgili farklı siyasi, etnik ve dini grupların milli mecliste yer alması gerektiğine değinerek, bu yöndeki gelişmelerin Moskova ile Şam arasındaki ilişkilerde olumlu rol oynayacağını sözlerine ekledi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Elon Musk’ın Ashley St. Clair’e attığı mesaj: Yine hamile kalmanı istiyorum! Bebeğiyle ilk fotoğrafı ortaya çıktı...
Almanya şokta! İlklere sahne olan seçim: Avrupa'yı sarsabilir...
Hamas İsrail'e resti çekti: Esirler bırakılmadan görüşme yapılmayacak
Almanya’da kritik seçim: Oy verme işlemi başladı! 3 soruda önemli detaylar…
Komşuyu Telaş Sardı: Türkiye, Eurofighter ve Meteor Füzeleriyle Hava Gücünü Güçlendiriyor!