"SARS Çin'in biyolojik savaş yöntemi"
Tayvan, Çin'i, 6 yıl önce SARS hastalığını bir biyolojik savaş yöntemi olarak ortaya çıkarmakla suçladı.
Tayvan Milli Güvenlik Kurumu Genel Müdürü Tsai Çao-ming, bir meclis komitesinde yaptığı konuşmada, Çin'deki bazı kaynakların biyolojik savaş girişiminden şüphelendiklerini, ancak bu konudaki kanıtın su yüzüne çıkmadığını iddia etti.
SARS'ın, Çin'de "bir biyolojik savaş formülü" olduğunu savunan Tsai, kurumun durumu izlemeye devam edeceğini söyledi.
Kurumdan yapılan açıklamada da "SARS'ın yayıldığı 2003 döneminde ölenler ve hastalar vardı ancak Çin hasta sayısını saklayarak insanlarda paniğe yol açmıştı.
O zaman içerden gelen bilgiler SARS'ın biyolojik silah olduğunu gösteriyordu" iddiasına yer verildi.
Bu arada Tayvanlı milletvekilleri, Tsai'nin açıklamasından sonra mecliste ameliyat maskeleri takarak ve iskelet resimlerinin olduğu pankartlar açarak protestoda bulundu.
Tayvan'ın SARS konusunu neden şimdi gündeme getirdiği bilinmiyor.
Akut Solunum Yetmezliği Sendromu (SARS) 2002'de Çin'in güneyinde ortaya çıkmış ve 350 kadarı Çin'de olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde yüzlerce kişinin ölümüne yol açmıştı.
Hastalık yüzünden Asya ülkelerindeki turizm ve hava taşımacılığı durma noktasına gelmişti.
Başlangıçta hastalığın gizlenmesi, Pekin Belediye Başkanı ile Sağlık Bakanının görevden atılmasına ve virüsün nereden çıktığı konusunda komplo teorilerinin yayılmasına sebep olmuştu.
Bazı Rus bilim adamları SARS'ın laboratuvarda oluşturulmuş olabileceğini söylerlerken, bazı Çinliler ABD'yi işaret ederek Washington'ın hastalığı Çin'e karşı kullanmış olabileceğini öne sürmüşlerdi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Suriye'de Yeni Dönem: 61 Yıllık Baas Rejiminin Sonu ve Geçici Yönetimin İlk Adımları
Rusya, Ukrayna'da apartmanı vurdu: 1 ölü, 14 yaralı
SON DAKİKA HABERİ: İran’da yasaklanan WhatsApp ve Google Play yeniden erişime açıldı
Noel pazarı saldırganının paylaşımı ortaya çıktı: Bu yıl öleceğim
‘Kanlı Dağ’a huzur geldi! Devrimin ardından zaferin ve huzurun sembolü oldu: İşte Kasiyun'un hikâyesi ve önemi...