hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Milli İstihbarat Akademisi’nden Almanya Seçim Raporu: Avrupa’da Güç Dengeleri Değişiyor Mu?

    Milli İstihbarat Akademisi’nden Almanya Seçim Raporu: Avrupa’da Güç Dengeleri Değişiyor Mu
    expand

    Milli İstihbarat Akademisi, 23 Şubat 2025’te gerçekleşen Almanya erken genel seçimlerini mercek altına alan “Almanya’da Erken Genel Seçim Sonuçları ve Sonrası” başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda, seçimlerin sadece Almanya’nın iç siyasetinde değil, Avrupa’nın siyasi dengeleri ve transatlantik ilişkiler bağlamından da kritik sonuçlar doğuracağı değerlendiriliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ALMANYA SEÇİMLERİ TÜRKİYE VE DÜNYA İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?

    Akademinin hazırladığı rapora göre Almanya, 84 milyonluk nüfusu ve dünyanın en büyük beş ekonomisinden biri olmasıyla Avrupa siyasetinde belirleyici bir aktördür. Fransa ile birlikte Avrupa Birliği’nin iki ana lokomotifinden biri olarak görülen Almanya’da yaşanan siyasi gelişmeler, sadece ülke içinde değil, Avrupa ve dünya genelinde de yankı uyandırmaktadır. Bu nedenle, normal şartlarda dört yılda bir yapılan genel seçimler uluslararası kamuoyu tarafından yakından takip edilmektedir. Türkiye açısından da Almanya’daki gelişmeler ve özellikle seçim sonuçları büyük önem taşımaktadır. Bunun üç temel nedeni bulunmaktadır: Almanya, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde en etkili ülkelerden biridir; ülkede 3,5 milyonluk büyük bir Türk diasporası yaşamaktadır; ve iki ülke arasındaki ticaret hacmi 47 milyar doları aşarak Almanya’yı Türkiye’nin en büyük ticaret ortaklarından biri haline getirmiştir. Tüm bu unsurlar göz önüne alındığında, 23 Şubat 2025’te Almanya’da gerçekleşen erken genel seçimler, Türkiye’de de geniş yankı uyandırmış ve kamuoyunun yakın ilgisini çekmiştir.

    BİR YANDA AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ BİR YANDA MERKEZ SOLUN ÇÖKÜŞÜ

    23 Şubat seçimleri, Almanya açısından ciddi bir kırılma noktası oluşturmuştur. Bu kırılmanın en dikkat çekici boyutu, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin büyük bir sıçrama yaparak ikinci parti konumuna yükselmesidir. 2021 seçimlerinde %10,4 oy oranına sahip olan AfD, bu seçimde oylarını iki katına çıkararak %20,8’e ulaştı ve Meclise 152 milletvekili göndermeyi başardı. Bu sonuç, AfD’nin artık marjinal bir hareket olmaktan çıkıp sistem içinde etkili bir siyasi aktöre dönüştüğünü göstermektedir. CDU/CSU ve SPD gibi merkez partiler, AfD’yi dışlama politikalarını sürdürdüklerini açıklasalar da seçim sonuçları, aşırı sağın Alman toplumunun en az beşte birinin desteğini aldığını ortaya koymaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu durum, geleneksel merkez partilerin mevcut siyasi paradigmayı gözden geçirmelerini ve değişen dinamiklere uygun yeni politikalar üretmelerini zorunlu kılmaktadır. Aksi takdirde AfD, bir sonraki seçimde yalnızca güçlü bir muhalefet partisi olmakla kalmayıp koalisyon hesaplarının da merkezinde yer alabilir. Genel itibarıyla 2025 seçim sonuçları; Almanya’da sağ partilerin güçlendiğini, merkez solun zayıfladığını ve liberal siyasetin ağır bir darbe aldığını ortaya koymaktadır.

    SİYASİ VE TOPLUMSAL ÇATLAKLAR DERİNLEŞİYOR

    Seçim sonuçları, Almanya’nın Batı ve Doğu ekseninde siyasi ve toplumsal olarak bölünmüş bir yapıya sahip olduğunu da gözler önüne sermektedir. Ülkenin 3 Ekim 1990’daki birleşmesi öncesinde Batı ve Doğu Almanya olarak ayrılan bölgeleri, seçim haritasına da yansımaktadır. Batı Almanya sınırları içindeki şehirlerde CDU/CSU büyük oranda başarılı olurken, eski Doğu Almanya bölgesinde AfD’nin oy oranlarının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum, Almanya’nın siyasi ve toplumsal bütünleşme sürecinin henüz tamamlanmadığını ve bölgesel ayrışmanın sürdüğünü göstermektedir.

    AB’NİN GELECEĞİNDE ALMANYA’NIN ROLÜ

    Almanya’yı dış politika açısından da oldukça zorlu bir süreç beklemektedir. ABD’de Donald Trump’ın yeniden seçilmesi, Berlin-Washington hattında gerilimi artırma potansiyeli taşırken, NATO içindeki yük paylaşımı tartışmaları da Almanya’nın stratejik kararlarını etkileyecektir. Öte yandan Almanya’nın Avrupa Birliği içindeki yönlendirici rolü, AB’nin genişleme ve derinleşme süreçleri açısından kritik bir unsur olmaya devam etmektedir. Tüm bu gelişmeler, Almanya’nın yeni siyasi tablosunun sadece ülke içinde değil, Avrupa’daki güç dengeleri üzerinde de belirleyici olacağını göstermektedir. AB’nin genişleme ve derinleşme politikalarında yaşadığı sorunların aşılması içinse Almanya ve Fransa’nın geçmişte olduğu gibi yeniden birlikte inisiyatif alması gerekmektedir. Zira AB’nin kurulmasına giden süreç, aslında bu iki ülke arasındaki tarihi rekabetin dizginlenmesi üzerine inşa edilmiştir. Sahip oldukları siyasi ve ekonomik güç nedeniyle ilk günden beri AB’yi domine eden Almanya ve Fransa’nın destek vermediği hiçbir proje başarıya ulaşamamıştır. AB’nin genişlemesi ve derinleşmesi konularına farklı önceliklerle yaklaştıkları görülmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ALMANYA’DAKİ TÜRK DİASPORASI

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Almanya’daki 23 Şubat 2025 seçimlerinde, 53 Türk kökenli aday partilerin listelerinde yer aldı ve 19’u Federal Meclis’e girmeyi başardı. Bu sonuç, Türk toplumunun siyasi temsilinin az da olsa arttığını gösteriyor. Ancak, sol partilerde daha fazla temsil edilen Türk kökenli siyasetçiler, sağ partilerin göçmen kökenlilere yönelik katılım engellemeye devam ettiğini ortaya koyuyor.
    Diğer taraftan, çifte vatandaşlık meselesi seçimlerde önemli bir yer tuttu. Almanya’daki Türk kökenliler, 2024’te yürürlüğe giren yeni Vatandaşlık Yasası ile çifte vatandaşlık hakkını kazanmıştı. SPD, çifte vatandaşlık hakkının geri alınmayacağını vurgularken, CDU/CSU farklı tutumlar sergiledi. CDU/CSU’nun, çifte vatandaşlık konusunda sergilediği tutarsız yaklaşım, özellikle Müslüman kökenli göçmenler arasında güven kaybına yol açtı ve bu kitlenin sol partilere yönelmesine neden oldu. Bu gelişmeler, Türk diasporasının Almanya’daki siyasi arenada daha fazla görünür olacağını ve çifte vatandaşlık hakkının ilerleyen yıllarda daha fazla tartışılacağını gösterdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER

    Almanya’nın yeni dönemde iş birliğini artırabileceği ülkeler arasında Türkiye gelmektedir. Zira Türkiye, iç siyasette istikrarlı bir yönetime sahip olduğu gibi dünya siyasetinde yaşanan gelişmeleri de farklı boyutlardan okuyabilmekte ve kendini uluslararası sistemin radikal dönüşümlerine hızlı adapte edebilmektedir. Ancak Ankara’nın Berlin’le ilişkilerinde tehdit olarak algıladığı konularda yeni hükümetin yeni dönemde müspet bir adım atmasına pek ihtimal verilmemektedir. Almanya’nın AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve Türk vatandaşlarına vize serbestisi uygulanması konularında inisiyatif alması, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacaktır.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow