"Kürt vatandaşlarım benden farklı değil"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kürtler asli unsurdur, azınlık statüsünü kabul etmezler. Kürt kökenli vatandaşlarım benden farklı değil. Aynı statüye sahibiz" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Medeniyetler İttifakı toplantısı için İspanya'nın başkenti Madrid'de bulunan Başbakan Erdoğan, "Nueva Economia Forumu"nun ardından bir basın toplantısı düzenledi.
 
'Kürtlerin azınlık olduğu'yla ilgili bir soru üzerine Erdoğan, "Bu çok yanlış bir soru" diyerek tepki gösterdi.
 
Erdoğan, "Kürtler asli unsurdur, azınlık statüsünü kabul etmezler. Devletin en üst kademelerinde yer aldılar. Türkiye'nin üniter yapısı üzerinde hesabı olanların gayretlerine prim vermeyiz" dedi.
 
Başbakan, "Terör örgütü PKK, benim Kürt kökenli vatandaşlarımı istismar etmektedir. PKK'nın gayreti de buradan kaynaklanır. PKK'nın Kürtlere kazandırdığı hiçbirşey yoktur, olamaz da" diye konuştu.
 
Erdoğan, "Etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik, dinsel milliyetçilik bizde yasaktır. Tüm etnik unsurlar bizim için saygındır, hepsine aynı mesafedeyiz. Üniter yapımıza söz söyletmeyiz" ifadesini kullandı.
 
Başbakan, "Kürtler 'Azınlık olur musunuz?' diyenleri tekme tokat kovalar. Benim Kürt kökenli vatandaşlarım Türkiye'de başbakan da olmuştur, bakan da olmuştur, milletvekili de olmuştur. Yargının en üst kademelerinde de görev yapmıştır. Daha ne olacak? Kürt kökenli vatandaşlarım benden farklı değil. Aynı statüye sahibiz" dedi.
 
Kürtlerin Türkiye'nin her bölgesinde yaşadığını, ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu'da bulunduklarının altını çizen Erdoğan, "O bölgeden AK Parti'nin birinci çıkması önemlidir. Demek ki bütünleşmişiz. Ayrımcılık yok" diye konuştu.
 
Erdoğan ayrıca, "Kürt kökenli vatandaşlarım olsun, diğer tüm etnik unsura mensup vatandaşlarım olsun hepsi bizim için saygındır. Hepsine aynı mesafedeyiz ve söylendiği gibi farklı azınlıktı, şuydu, buydu gibi bu tür oyunların içerisinde asla yer almayız ve üniter yapımıza da asla söz söyletmeyiz" dedi.

Avrupa Birliği:
Erdoğan, konuşmasında Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine de değindi.
 
Başbakan, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Almanya'da yapacağı zirveye dair, "Tabii önce Almanya'da masaya yemek olarak ne geleceğini şu anda bilemiyoruz. Sarkozy ne getirecek, Sayın Merkel ne getirecek bunu bir görelim. Bundan sonra beğendiklerimizden biz de yiyeceğiz tabii. Beğenmediklerimizi de zorla yiyecek halimiz yok" dedi.
 
"Sayın Sarkozy son zamanlarda işte biliyorsunuz 'imtiyazlı ortaklık' diye birşeye sarılıp durdu. Avrupa Birliği müktesebatı içerisinde Avrupa Birliği'ne üyelik vardır veya üye olmamak vardır" diyen Başbakan, "Türkiye, 1963'te bu süreci başlatmıştır. Eğer Türkiye kabul edilecekse edilir, edilmeyecekse edilmez" diye konuştu.
 
Erdoğan, "Her ikisinin ortasındaki bir yeri biz kabul etmeye mecbur değiliz. Bunu Sarkozy'nin de bilmesi lazım, Sayın Merkel'in de bilmesi lazım. Çünkü Türkiye AB'ye katılmakla kazanacağı gibi aynı zamanda AB'ye de kazandıracaktır. Neyi? Medeniyetler İttifakı'nı. Neyi? 1.5 milyarlıkİslam dünyasıyla Batı'yı bütünleştirmede köprü görevini Türkiye görecektir" dedi.
 
Kıbrıs sorunu:
Başbakan Erdoğan ayrıca, Avrupa Birliği'ne de Kıbrıs konusunda sert eleştiriler yöneltti. Erdoğan, Kıbrıs konusunun Türkiye'nin karşısına siyasi kriter olarak getirilmesine karşı çıkarken, sorumluluğun Brüksel'de olduğunu söyledi.
 
Erdoğan, "Biz bu müzakere süreci içerisinde başardığımız sürece bize bu işin kapısını açın ama gelip de siyasi engeller koymayın' diyoruz. Nedir siyasi engeller? Kıbrıs... Kıbrıs'la ilgili olarak sürekli önümüze engeller geliyor. Önce diyorlar Kıbrıs sorununu halledeceksiniz" dedi.
 
Başbakan ayrıca, "Kıbrıs bizim sorunumuz değil, Kıbrıs, AB'nin sorunudur. Biz Kıbrıs'ta adil, kalıcı, kapsamlı bir çözümden yanayız. Güney Kıbrıs diyor ki 'Kuzey Kıbrıs azınlık olsun'. Nereden alıyorsun bu gücü de Kuzey Kıbrıs'ı azınlık haline getiriyorsun? Onlar orada asli unsur, tali unsur değil" diye konuştu.

Irak'ın toprak bütünlüğü ve Filistin:
Türkiye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğü ve ulusal birliğinin korunması,istikrar, refah ve huzura kavuşması için elinden gelen gayreti gösterdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bölgedeki sorunların merkezinde yer alan Filistin meselesinin de kapsayıcı ve adil bir çözüme kavuşturulmasının bölgede kalıcı bir barış ve istikrarın tesisi bakımından gerekli olduğunu dile getirdi.
 
Bu çerçevede ABD'nin Annapolis kasabasında bir süre önce yapılan konferansı önemli bir dönüm noktası olarak gördüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin barış sürecinin başarılı olması için katkılarını sürdüreceğini anlattı.
 
Geçen yıl kasım ayında İsrail Devlet Başkanı Şimon Perez ile Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın TBMM'ye eşzamanlı hitap ettiğini anımsatan ve bunu "tarihi" olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, "Annapolis toplantısının hemen öncesinde gerçekleşen hitaplarda, her iki devlet adamı da barış ve işbirliği mesajları vermişlerdir. Bunların tabii ki bizler de Türkiye olarak takipçisi olacağız" dedi.
 
Erdoğan, "Annapolis'de başlayan siyasi süreç, ancak barış için gerekli olan ekonomik boyutta tamamlanınca başarıya ulaşabilecektir. Bu bağlamda, Türkiye, İsrail ve Filistin özel sektör temsilcilerinden oluşan Ankara Forumu'nun Filistin'de yürüttüğü projeler, bölgede barış ve refahın tesisine önemli katkılar da bulunacaktır" diye konuştu.
 
Erdoğan, bir başka soru üzerine, İsrail-Filistin sorunu ile ilgili olarak da, "Filistin konusunda BM ne yazık ki ortada yok. İsrail ile Filistin arasında eğer bir hat çizilecekse BM yer almalıdır. Filistin'den İsrail'e geçerken veya İsrail'den Filistin'e geçerken orada sınır İsrail askerleri tarafından beklendiği sürece burada barışı temin etmek mümkün değildir" dedi.
 
Ortadoğu ve Afganistan:
Türkiye'nin, Ortadoğu ve Afganistan'daki sorunların çözümüne ilişkin yaklaşımının sorulması üzerine de Erdoğan, "Şu ana kadar gerek Afganistan'da gerek Filistin'de hatta gerekse Irak'ta, 'Birleşmiş Milletler atılması gereken kararlı adımları atmıştır' diyemeyiz. Daha kararlı bir adım atmak, daha kararlı birşekilde bu işi ele almak gerekiyor" dedi.

İran ile ilişkiler:
Başbakan Erdoğan, İran ile ilgili sorulan bir soruya da "İran'ın bölgede istikrarı bozma konusuyla ilgili bir soru söz konusu. Bizim şu anda İran'la göreve geldiğimizden bu yana artan dış ticaret hacmimiz söz konusu. Bunun en önemlisi İran'dan doğalgaz ithal ediyoruz" dedi.
 
Erdoğan, "Bizim aramızda şu anda herhangi bir sorun söz konusu değildir. Burada sadece nükleer enerji ile alakalı bir konu gündemde. Biz şunu açık söylüyoruz: Bir kitle imha silahı olarak İran'da böyle bir yapılanmanın olması şüphesiz ki bizim de olumsuz yaklaşımımızı gerektirir. Ancak bunu insani amaçlı olarak kullanacaksa buna da söyleyecek birşeyimiz olamaz" diye konuştu.
 
Başbakan Erdoğan, "Çünkü çevremizde aynı şekilde bunu, nükleer enerjiyi ülkesinde kurmuş olan ülkeler var. Bunlar da var. Bunlara kimse birşey demiyor. Bunu da anlamakta zorlanıyorum. Adil olmamız gerekir" dedi.
 
Türk ekonomisi:
Türk ekonomisinin sunduğu fırsatlar hakkında da bilgi veren Erdoğan, "Dünya ekonomisi son iki yıldır yüzde 5 - 5.5 aralığında büyümüştür. Bu gelişme esas itibariyle Türkiye ve diğer yükselen piyasaların ekonomik büyümeleriyle sağlanmıştır" dedi.
 
Başbakan Erdoğan, "Ülkemizde gerçekleştirilen reformlarla AB katılım kriterlerinin hedefleri örtüşüyor. Bu süreçte sürdürülebilir bir büyüme ve istikrarla ekonomimizi ve demokrasimizi daha da geliştirmeyi ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
 
Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde iki ülke arasındaki ticaret hacminin, 2.5 milyar euro olduğunu bugün ise 7milyar euroyu aştığını anlattı.
 
Başbakan Erdoğan, mevkidaşı Zapatero ile en kısa zamanda bu rakamın 10 milyar euroyu aşmasını kararlaştırdıklarını söyledi.
 
"Yerli" ve "yabancı" yatırımcı ayrımının kalmadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Artık ben, 'yabancı sermaye' ifadesini kullanmıyorum. 'Küresel sermaye' diyorum. Zira, artık sermaye küreselleşmiştir. Bunun yerlisi, yabancısı olmaz. Bu 'yabancı' ifadesini de ben adeta hakaret olarak telakki ediyorum" diye konuştu.
 
Köprü ve otoyolların özelleştirilmesi:
Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine, Türkiye ile İspanya'nın enerji, inşaat ve gıda gibi alanlarda ortak adımlar atabileceğini söyledi.
 
Köprü ve otoyolların özelleştirilmesi için de ihale hazırlığının yapıldığını kaydeden Başbakan Erdoğan, toplantıda bulunan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a bu konudaki özelleştirmenin ne zaman yapılabileceğini sordu.
 
Erdoğan, "Mayıs ayı gibi bununla ilgili ihaleyi gerçekleştirme durumumuz söz konusu" dedi.
 
Turizm:
Başbakan Erdoğan, turizm faaliyetlerine de değindi ve "2007'de yaklaşık 22 milyon ziyaretçi ağırlayan ülkemizin, 2023 yılında özellikle ziyaretçi sayısı ve turizm geliri bakımından dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alması için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu çerçevede, turizm alanında yatırım yapmak işadamları, vergi indirimi, teşvik kredileri, kısmi gümrük, özellikle buradaki gümrük muafiyeti, kamu arazisi tahsisi, enerji kullanım ücretlerinde indirim ve yabancı personel çalıştırma imkanı gibi kolaylıklardan faydalanabilmektedir" dedi.
 
Enerji projeleri:
Türkiye'nin içinde bulunduğu enerji projeleri hakkında bilgi veren Başbakan Erdoğan, hayata geçirilecek projeleri anlattı.
 
Erdoğan, Türkiye-Yunanistan enterkonektörü aracılığı ile başta Hazar havzası olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde yer alan büyük doğalgaz kaynaklarının Türkiye ve Yunanistan üzerinden Avrupa'ya ulaştırılacağını dile getirdi.
 
Bu projenin, AB'nin enerji arzı güvenliği noktasında da güzergahların çeşitlendirilmesini sağladığını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bu arada başta Nabucco projesi olmak üzere ilerde geliştirilecek diğer projelerle Avrupa'nın enerji güvenliğine önemli katkılar sağlayacağını kaydetti.
 
Başbakan Erdoğan, Türkiye-Yunanistan doğalgaz boru hattının hayata geçirilmesiyle Türkiye'nin AB'nin doğalgazda 4'üncü ana arteri olma yolunda somut bir adım atıldığını da belirtti.