Krizin bir numaralı ismi Wilders, Avrupa'nın Trump'ı mı olacak?

Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan krizin ardından en çok konuşulan isim haline gelen ırkçı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, Türk Bakanlara yapılan muamelenin benzerini yıllar önce deneyimlemiş bir isim. Türkiye ve İslam'ı hedef alan söylemleriyle oylarını artırmaya çalışırken, dünyanın tepkisini çeken Wilders, Avrupa'nın Trump'ı olarak anılmaktan kurtulamayacak gibi gözüküyor...Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağına iniş izni vermeyen ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'yı Türk Büyükelçilik binasına sokmayarak sınır dışı eden Hollanda'da gözlerin çevrildiği ilk isimlerden biri Geert Wilders oldu. İslam ve göçmen karşıtı söylemleri, aktif Twitter kullanımı ve saçlarıyla Hollandalı Trump olarak anılan Wilders, Özgürlük Partisi'ni (Partij van de Vrijheid) kurduktan sonra 2006 seçimlerinde 9 sandalye kaparak parlamentoda yerini aldı. El Kaide, Taliban ve DEAŞ gibi örgütlerin ölüm listesinde yer alan ve Avrupa'da yükselişe geçen aşırı sağın Hollanda'daki temsilcisi olarak tanınan Wilders, bundan 8 sene önce de benzer bir krizin bir numaralı ismiydi. Bu kez krizin nedeni ise Wilders'ın Kur'an-ı Kerim'e hakarette bulunan ve kutsal kitabın faşist bir kitap olduğunu öne süren 'Fitne' filmiydi. 17 dakikalık film yayınlandıktan sonra İslam dünyası ayaklanmış, birçok ülke Wilders'ı hedef alan ifadelerde bulunmuştu. Aralarında en büyük tepkiyi ise İngiltere göstermişti. 2009 yılında İngiltere, aşırılığın her türüne karşı olduğu belirterek, Wilders'ın ülkeye girişini yasakladıklarını açıklasa da Özgürlük Partisi lideri İngiltere'ye girme girişiminde bulunacağını açıklamış, yasak kararını korkaklık olarak yorumlamıştı. Wilders, Sınır dışı etmeye çalışsınlar. Sınırda ne olacağını göreceğiz. Kelepçelesinler. Avrupa Birliği üyesi bir ülkeden ve Batı dünyasındaki en eski demokrasilerden birinden söz ediyoruz diyerek öfkesini dile getirmişti. Ancak bu noktada işler Wilders'ın istediği gibi gitmemiş, uçakla geldiği İngilterede Heathrow havaalanında bir süre gözaltına alınıp sorgulandıktan sonra ülkesine geri gönderilmişti. Yaşananlar dış basının ana gündem maddesi haline gelirken, İngiltere'nin tutumu da bazı çevrelerden eleştiri görmüştü. Ülkesindeki muhalefet partisi liderleri arasında güçlü bir ses olarak nitelendirilen Wilders, tek görevinin Batı'nın İslamlaşmasını durdurmak olduğunu açıklıyor ve bu noktada İslam ülkelerini hedef tahtasından çıkarmıyor. Hollanda'da İslam ve yabancı karşıtı tutumuyla tanınan aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders'in, toplum içinde düşmanlık duygularına yol açmak ve bir toplum kesimine hakaretlerde bulunmak suçundan yargılanmış, ancak davadan beraat etmişti. Türkiye'ye yönelik söylemleriyle dikkat çeken Wilders 15 Temmuz'da Türkiye'de yaşanan darbe girişiminin başarısız olmasına üzüldüğünü söyleyerek Ankara'yı hedef almıştı. Hz Muhammed'e ait karikatürleri canlı yayında göstererek bir skandala da imza atan Wilders, Hollanda'da yürüttüğü seçim kampanyasında Kur'ân-ı kerimi yasaklayacağını ve camileri kapatacağını belirttiği söylemlerle seçmenlerin kapısını çaldı. 2006 yılında kurulan PVVnin parti tüzüğünde ilk maddenin Hollandadan İslamı temizlemek olduğunu hatırlatan Geert Wilders yine parti tüzüğünde; İslam ülkelerinde mülteci kabul edilmemesi, Açık yerlerde başörtülü gezmenin yasak edilmesi ve Hollandanın ABden çıkarılması gibi maddelerin olduğunu da sıkça dile getiriyor. Hollandada 15 Martta yapılacak seçimlerde anketler Wildersın Özgürlük Partisi (PVV) favori olarak görüyordu. Ancak son haftalarda gerçekleştirilen anketlerde Başbakan Mark Ruttenin merkez sağ oluşumu Özgürlük ve Demokrasi için Halkın Partisinin (VVD) az bir farkla da olsa tekrar öne geçtiği görüldü. Buna karşın seçimin çok çekişmeli geçeceği ve galibi küçük oy farklarının belirlemesi bekleniyor. Maurice de Hond kurumunun yaptığı haftalık ankete göre, birinci sırada gelen Başbakan Mark Ruttenin VVD Partisinin 25 vekil çıkarmasına kesin gözüyle bakılıyor. Uzun süredir birinci sırada yer almasına rağmen son haftalarda ikinciliğe düşen aşırı sağcı Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisinin (PVV) ise 23 vekil çıkaracağı tahmin ediliyor. PVV partisiyle kesinlikle koalisyon yapmayacaklarını belirten Ruttenin, Hollanda vatandaşı Türk gencine defol git demesi, gazeteye kurallara uymuyorsan ülkeyi terk et ilanı vermesi VVDnin oylarının artmasına sebep oldu. Bu aşırı sağcı girişimlere son örnek ise Türkiye ile yaşanan kriz oldu. Ruttenin partisinin son haftalarda anketlerde birinciliğe yükselmesi de bu popülist tonuna bağlanıyor. Seçim öncesi propaganda gündemini aşırı sağcı politikalar belirledi, ana akım partiler de Wilderse kayan oyları toplamak için göçmen karşıtı söylemlerde bulunuyor.