Katar Dışişleri: Suçlamalar düzmece!
Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Abdurrahman Al Sani, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ile Katar arasındaki anlaşmazlığın, asılsız haberler üzerine kurulu olduğunu ve bu ülkelerin iletecekleri talepleri olmadığını söyledi
Katar Televizyonu'na konuşan Al Sani, özellikle Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın, Katar'a karşı haksız tedbirler alan söz konusu ülkelerin taleplerinin ne olduğuyla ilgili yoğun bir mesai harcadığını belirtti.
Son dakika...Kılıçdaroğlu Erdoğan'a yanıt verdi
Al Sani, "Şu ana kadar Kuveyt'e ne talep ne de suçlama listesi iletildi. Bu ülkelerin yetkililerinin yaptığı açıklamalar doğrusu bizi şaşırtıyor. Bir bakıyorsunuz, Kuveyt'e talepleri ileteceklerini, bunun bir Körfez sorunu olduğunu ve Körfez ülkeleri tarafından çözülmesi gerektiğini söylüyorlar bir de bakıyorsunuz taleplerin ABD'ye iletileceğini söylüyorlar ya da Katar'ın -ne yazıkki hala öğrenemediğimiz- talepleri yerine getirecek tedbirler almasını istiyorlar. Bu da, anlaşmazlığın, asılsız haberler üzerine kurulu olduğunun, iletecekleri talepleri olmadığının ve Katar aleyhinde aldıkları tedbirlerin dayandığı temelin ne kadar kırılgan olduğunun en büyük kanıtıdır." dedi.
"Talepler net değil"
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr'in "bir şikayet listesi üzerinde çalıştıkları ve bunu Katar'a teslim edecekleri" yönündeki açıklamalarıyla ilgili Al Sani, "Bu ülkelerin ne istediği belli değil. Taleplerden ve Körfez ülkeleri arasında kalması gereken bir anlaşmazlıktan bahsettiler, sonra bu ABD'ye iletilecek taleplere dönüştü, şimdi de hazırlanan şikayet listesinden bahsediyorlar. Bu taleplerin ne olduğu belli değil. Peki o halde bu anlaşmazlık ve bu tedbirler niye?" değerlendirmesinde bulundu.
"Vesayeti kabul etmeyiz"
"Anlaşmazlıklar tedbir alarak mı çözülür yoksa tedbirler diplomatik diyalog mekanizmalarının tükenmesinden sonra mı alınır?" sorusunu yönelten Al Sani, "Bu tedbirler, iddia ettikleri gibi, Katar'ın yanlış bir şeye yönelik politikasını değiştirmek ya da onu vesayet altına almak için alındıysa bunu kabul etmeyeceğimizi defalarca söyledik." diye konuştu.
Al Sani, Katar'ın stratejik seçeneğinin, çözüm için diyalog masasına oturulması ve meselenin olgun ve bilinçli bir şekilde ele alınması olduğunu vurguladı.
"Suçlamalar düzmece"
Söz konusu ülkelerin basın organlarının Katar'ı, terör örgütlerine 65 milyar dolar yardımda bulunmakla suçlamasına da değinen Al Sani, Katar aleyhindeki kampanyanın düzmece suçlamalar ile Katar Haber Ajansı'na (QNA) yönelik siber saldırıyla başladığını ve bunu iftiraların takip ettiğini sonrasında da söz konusu üç ülkenin Mısır'la iş birliği yaparak bu tedbirleri aldığını belirtti.
Al Sani, şöyle devam etti:
"Bu mesnetsiz suçlamaların barındırdığı çelişkiler, düzmece olduklarını ortaya koyuyor. Bu suçlamalara göre Katar, El-Kaide, DEAŞ, Ahvaz ve İran'ı destekliyor. Bunların tamamı çelişki. Bu 65 milyar doların nereden çıktığını bilmek istiyorum. Bunu dayandırdıkları raporlar nerede? Bu kadar büyük bir meblağın, küresel ekonomik sistemde sessiz sedasız bir yerden başka bir yere aktarılması söz konusu olamaz."
Bahreyn Haber Ajansı'nın haberi
Bahreyn Resmi Haber Ajansı BNA'nın, eski Katar Emiri Hamad bin Halife Al Sani'nin danışmanı Hamad bin Halife el-Atiyye ile Bahreyn'deki Vifak Partisi yetkililerinden Hasan Ali Cuma arasında 2011'de gerçekleşen telefon görüşmesini yayınlamasıyla ilgili de konuşan Al Sani, haberin zamanlamasının değerini ve güvenilirliğini zedelediğini söyledi.
Al Sani, Katar'ın Bahreyn'de kan dökülmesini önleme amacı taşıyan 2011'deki arabuluculuğunun, Suudi Arabistan ve Bahreyn'in bilgisi dahilinde olduğunu ve o vakit Bahreyn hükümetinin, Katar'ın oynadığı rolü takdir ettiğini anımsattı.
Dışişleri Bakanı Al Sani, söz konusu telefon görüşmesiyle ilgili kayıtların çarpıtılarak yayınlanmasına rağmen amacına ulaşamadığını ve Katar'ın, Bahreyn'de suların durulması için çalıştığını ortaya koyduğunu dile getirdi.
- QNA'ya yönelik siber saldırı
Katar'a abluka uygulayan ülkelerin, QNA'ya yönelik siber saldırıya gösterdiği tepkinin garip olduğuna dikkati çeken Al Sani, yayımlanan yalan haberleri dikkate almamaları için saldırının gerçekleştiği gün, Körfez İşbirliği Konseyi'ndeki (KİK) dışişleri bakanlarıyla irtibata geçildiğine işaret etti.
Saldırıyı izleyen günün sabahında sadece Kuveyt ve Umman dışişleri bakanlarıyla iletişimin devam ettiğini ve onların da BAE ile Suudi Arabistan medyasının gerginliği tırmandırma politikasına karşılık verilmemesini istediğini aktaran Al Sani, "Körfez ülkeleriyle ilişkiler kriz öncesi normaldi. Hiç bir anlaşmazlığımız yoktu. Bu siber saldırının akabinde gelen sürpriz tepki bizi şaşırttı. Biz tüm bunların önceden hazırlandığını fark ettik." dedi.
Al Sani, kendilerine yönelik abluka uygulayan ülkelerin bunun ne gibi sonuçlar doğuracağını bilmediğini, Katar'ın ise bu zor gününde dostlarını çok iyi tanıdığını kaydetti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Trump yönetiminin Orta Doğu politikası ne olacak? Ulusal Güvenlik Danışmanı adayı Waltz: ABD askerleri Suriye'de olmamalı! Bu 3 başlık takip edilecek...
Slovakya Başbakanı Fico, Rusya Devlet Başkanı Putin'le gaz sevkiyatını görüştü
Netanyahu, "dünya düzeni için bir tehdit" diyerek yeni hedefini duyurdu: Şiddetli bir harekat başlatacağız!
DSÖ'den Gazze için 'endişe verici' açıklama: Hayatları tehlike altında
Hamaney'den dikkat çeken açıklama: İran'ın vekil güce ihtiyacı yok