KAZANIN YARATTIĞI SORULAR
Kazadan bilinmeyenlerle dolu bir girdap içinde akla gelenler şöyle:
1- Kuledeki hava trafik kontrolörleri yanlış bir karar mı verdiler? Yani sahil güvelik uçağına hızla piste girip kısa mesafe yeteneği olduğu için hızla kalkmasını mi söylediler. Bilmiyoruz.
2- Sahil güvenlik uçağının pilotları İngilizce talimatları hızla kavrayamamış olabilirler. Yolcu uçağı pilotlarında bu pek söz konusu değil ama Japonların İngilizce konuşma ve anlamalarında sorun olabilir. Sahil güvenlik uçağı deprem bölgesinde görev yapacağı için bir an önce kalkmak amacıyla harekete geçmiş olabilir. Yine de kule talimatı gelmeden bunu yapamaz. Sahil güvenlik uçağının seyrüsefer ışıklarının yanıp yapmadığını bilmiyoruz. Aynı sorun yolcu uçağı için de geçerli. Onun da seyrüsefer ışıklarının geç yakılmış olması, bu yüzden fark edilmediği iddiaları da tartışılacak. Bütün uçaklar piste girmeden önce bütün seyrüsefer ışıklarını yakmak zorunda.
3- Airbus uçaklarının inişte burunları biraz kalkık olur. Bu yüzden A350 yolcu uçağı pilotları pist üzerine son anda çıkan uçağı fark edemediler mi? Saatte ortalama 280 km süratle gelen yolcu uçağı burun dikmesi piste değmeden reverse açıp frenlemeye başlayamayacağı için küçük uçağa hızla vurup altına almış. A350 uçakları yerden yüksek uçaklardır. Pilotlar küçük uçağı fark edip pas geçecek zaman bulamamış olabilirler.
4- Uçaklarda çarpışmayı önleyen ve sesli de ikaz veren TCAS sistemi var. Ama burada uçaklar belli bir irtifanın altında oldukları için bu sistem görev yapmıyor.
5- Çarpışmadan sonra Japon hava yollarının kaptan pilotu uçağı en uygun yerde en kısa sürede durdurmayı başardı. Bu da yolcuların hızla tahliye edilerek uçaktan uzaklaştırılmasını sağladı. Eğer uçak savrulsaydı, diğer uçaklara da çarpıp büyük bir facia yaşanmasına neden olabilirdi. Mucizenin kahramanı elbette başta kaptan pilot oldu. Soğukkanlı ve aldığı eğitimin tam hakkını vererek hareket etmesi yüzlerce insanın kurtulmasını sağladı.