İsrail’in saldırısından sağ kurtulan tek ilk yardım görevlisi vahşeti anlattı: İşkence o kadar şiddetliydi ki ölüp kurtulmayı istedim

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde ilk yardım ve sivil savunma çalışanlarına yönelik saldırısından sağ kurtulan tek kişi olan Münzir Abid, öldürülen arkadaşlarının son nefeslerini verişlerini duyduğunu söyledi. İsrail askerlerinin kendisine çok şiddetli işkenceler yaptığını belirten Abid, "Cevap verdikçe dipçiklerle darbediyorlar ve 'sus, konuşma' diyorlardı. İşkence o kadar şiddetliydi ki ölüp kurtulmayı istedim." dedi.
Filistin Kızılayına bağlı ekipler, İsrail ordusunun, 23 Mart'ta Refah'ta düzenlediği ve çok sayıda kişinin öldüğü saldırının ardından yaralıları kurtarmak için Tel es-Sultan bölgesindeki El-Haşşaşin Mahallesi'ne doğru hareket etti. Ambulansların içindeki 9 ilk yardım görevlisi yolda giderken İsrail ordusu tarafından hedef alındı.
Bölgeye giden 4 ambulansın içindeki 9 ilk yardım görevlisinden sağ kurtulan tek kişi olan Münzir Abid, olayla ilgili ayrıntıları ve yaşadıklarını AA'ya anlattı.
Kullandıkları araçların üzerinde Filistin Kızılayı logosu bulunduğunu, ikaz ve acil durum farlarının yandığını aktaran Abid, saldırının olduğu yere ulaştıklarında birden araçlarına yoğun şekilde ateş açılmaya başlandığını söyledi.
Arkadaşlarının ölümüne şahit oldu
Ateş açılmaya başlanmasıyla ambulansın arkasında sedyenin yan tarafına yüzüstü yattığını belirten Abid, "Arkadaşlarımın tek bir kelime ettiğini bile duymadım, sadece son nefeslerini verişlerini duydum. Aracın arkasına yüzüstü yatmasaydım ben de ölmüştüm." dedi.
Abid, daha sonra ambulansa İsrail özel kuvvetlerinden askeri üniformalı kişilerin geldiğini ve İbranice konuşmaya başladıklarını ancak İbranice bilmediği için konuşmaları anlamadığını dile getirdi.
Askerlerin onu aracın dışına çıkardığını anlatan Abid, "Arkadaşlarıma ne olduğunu görmeyeyim, yaralılar mı, yaşıyorlar mı, öldüler mi bilmemeyim diye ellerim başımın üstünde beni yere yatırdılar." diye konuştu.
Ölmeyi isteyecek kadar işkence gördü
İsrail askerlerinin kendisine çok şiddetli işkenceler yaptığını belirten Abid, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Beni tüfek dipçikleriyle dövüp işkence ettiler. Adımı, adresimi, yaşımı ve 7 Ekim'de nerde olduğumu sordular. 'Buraya neden geldin, burası askeri bölge' dediler. Ama orası 'kırmızı bölge' değil insanların normal bir şekilde hareket ettiği 'yeşil bölge' idi.
Cevap verdikçe dipçiklerle darbediyorlar ve 'sus, konuşma' diyorlardı. İşkence o kadar şiddetliydi ki ölüp kurtulmayı istedim."
Cenazeleri kuma gömdüler
Saldırının gerçekleştiği akşam saatlerinde bölgede sadece İsrail özel kuvvetleri olduğunu, orduya ait tank ve buldozerlerin ertesi sabah geldiğini söyleyerek Tel Aviv yönetiminin anlatısını da yalanlayan Abid, devamında şöyle konuştu:
"Sabah tanklar ve buldozerler alana girince bir tarafa büyük tek bir çukur, karşısına da 3 çukur kazdılar. Büyük olana ambulansları, diğer 3 çukura da sağlıkçıları gömdüler. Araçlarda kimsenin olduğunu görmedim."
Kızılay ve sivil savunma ekipleri Refah'ta hedef alınmıştı
Filistin Kızılayından 23 Mart'ta yapılan açıklamada, Refah'taki saldırıda yaralananları kurtarmak için bölgeye gönderilen 4 ambulansın ve içindeki ekiplerin, İsrail ordusu tarafından kuşatma altına alındığı ve bazı sağlık görevlilerinin saldırıda yaralandığı bildirilmişti.
Gazze'deki Sivil Savunma Birimi de aynı gün Filistin Kızılayı bünyesindeki sağlık görevlilerini kurtarmak için yola çıkan ekiplerle bağlantıyı kaybettiğini duyurmuştu.
Filistin Kızılayından 30 Mart'ta yapılan açıklamada, İsrail'in Refah'ta hedef aldığı ilk yardım ve sivil savunma ekiplerinden 8'i ilk yardım, 5'i sivil savunma çalışanı ve 1'i de BM görevlisi olmak üzere 14 kişinin cenazesine ulaşıldığı ancak 9'uncu ilk yardım görevlisinin hala kayıp olduğu ifade edilmişti.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada ise Refah'ta hedef alınan ve cansız bedenlerine ulaşılan kişilerden bazılarının ellerinin bağlı, başlarına ve göğüslerine ateş açılmış ve derin bir çukura gömülmüş vaziyette bulunduğu belirtilmişti.
İsrail ordusu, Refah’ta ambulanslara ateş açtığını itiraf etmişti
İsrail ordusu ise Refah'ta 23 Mart'ta yaralıları kurtarmak için bölgeye gelen ambulans ile itfaiye araçlarını hedef aldığını itiraf etmişti.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, 1 Nisan'da yaptığı açıklamada, İsrail askerlerinin hedef aldığı ambulansı "uyarılara uymayan araç" şeklinde niteleyerek saldırıyı savunmuştu.
"İsrail ordusu, rastgele bir ambulansa saldırmadı. Geçen pazar günü, ikaz ve acil durum farları olmadan İsrail ordu birliklerine doğru şüpheli bir şekilde ilerleyen birkaç koordinasyonsuz araç tespit edildi." diyen Saar, biri 7 Ekim saldırılarına katılan Hamas mensubu olmak üzere 9 Hamas ve İslami Cihad mensubunun öldürüldüğünü öne sürmüştü.
İsrail'in iddiaları çürütülmüştü
New York Times gazetesi ise 5 Nisan'da, öldürülen bir sağlık görevlisinin cep telefonundan ulaştığı videoyu yayınlamıştı. Görüntülerde, araçların tepe lambalarının yandığı görülmüştü.
Videoyu çeken sağlık görevlisinin kelime-i şehadet getirdiği ve öleceğini anlayarak, "Beni affet anne. Bu benim seçtiğim yol; insanlara yardım etmek." dediği duyulmuştu.
Filistin Kızılayı Derneği Sözcüsü Nebal Farsakh, basına verdiği röportajda, videoyu çeken sağlık görevlisinin cansız bedeninin toplu mezardan kafasına bir kurşun sıkılmış vaziyette çıkarıldığını aktarmıştı.
Hamas, 5 Nisan'da yaptığı açıklamada, "Filistinli sağlık görevlisinin, Refah'ta ilk yardım ekibine yönelik infazı belgelemesi, İsrail'in gerçek yüzünü ortaya çıkardı ve onun yalan anlatılarını çürüttü." ifadesini kullanmış, Filistin Dışişleri Bakanlığı da "İsrail'in, sağlık ve insani yardım ekipleri ile gazetecilere yönelik her gün işlediği suçlarla onları Gazze halkına yardım etmekten alıkoymaya çalıştığını" kaydetmişti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Hamas’tan İsrail’e roket yağmuru! Aylar sonra en büyük saldırı...
Trump'ı ölümle tehdit etmişlerdi! Uyarı geldi
2 hafta önce taburcu olan Papa’dan sürpriz: Aziz Petrus Meydanı'nda halkı selamladı
Suriye'de İsrail'in saldırı düzenlediği T4 Hava Üssü görüntülendi
Zelenski'den Türkiye’ye Güvenlik Garantisi Teklifi