Dünyada en hızlı COVID-19 aşılama kampanyasını yürüten ülkelerin başında gelen İsrail'de nüfusun 57'sinden fazlasının iki doz aşısı tamamlandı.Nüfusu yaklaşık 5,3 milyon olan İsrail'de de en az bir doz aşı olanların oranı da yüzde 60'ın üzerinde seyrediyor. Bugüne kadar ülkede toplam 830 bin koronavirüs vakası tespit edildi. İsrail'de aşılama 19 Aralık'ta Pfizer-BioNTech aşısı ile başladı. Şu anda 16 yaşından büyük herkese aşı sırası gelmiş durumda. İsrail, bu hafta içerisinde 2022 yılında da milyonlarca doz aşı satın almak için Pfizer ile anlaşma imzaladığı ve Moderna ile de benzer bir anlaşma yapmak istediklerini açıkladı.Hem aşılama hem de enfeksiyonla elde edilen doğal bağışıklık hesaba katıldığında İsrail'in sürü bağışıklığı düzeyine çok yaklaştığı açıklandı. İsrail'in en büyük hastanesi Şeba Tıp Merkezi'nin Direktörü Prof. Dr. Eyal Leshem, kısıtlamaların kaldırılmasına rağmen vaka sayılarında düşüşün tek açıklamasının sürü bağışıklığına ulaşılmış olduğunu söyledi. Leshem, Normalleşmeye dönülmesine karşın vaka sayılarındaki düşüş devam ediyor. Bu da bir kişi virüsü kapsa bile gün içerisinde temas kurduğu kişilere bulaştırmadığı anlamına geliyor dedi.COVID-19 için sürü bağışıklığı eşiği nüfusun en az yüzde 65 ile 70 arası olarak hesaplanıyor. Aşı yarışında İsrail'in başarısı dört başlıkta sıralanıyor: Erken sipariş, dağıtımın dijital yürütülmesi, arz zincirinin genişletilmesi ve aşıya piyasanın üzerinde ödeme yapılması.İsrail, BioNTech ve Moderna aşıları için onaylanmadan aylar önce pazarlıkları tamamlamıştı. Detayları açıklanmasa da ilk etapta yaklaşık 4 milyon doz alındığı değerlendirilen BionTech aşısı için de piyasa değerinin üzerinde ödeme yapıldığı biliniyor. İsrail medyasına isminin açıklanmaması karşılığı konuşan bir Sağlık Bakanlığı yetkilisi, aşıya 62 dolar ödendiğini söyledi. ABD, bu aşıyı 19,50 dolara satın aldı.İsrail Maliye Bakanı İsrael Katz, diğer ülkelerle rekabet nedeniyle bu yüksek fiyatın gerekli olduğunu savundu. Kudüs'te bulunan BBC İzleme Servisi'nden Joel Greenberg, bunun yanında İsrail'in küçük bir ülke olmasının ve sağlık sisteminin kitle aşılamasına karşı hazırlıklı olmasının da öneminin altını çiziyor.BBC Türkçe'nin konuştuğu Greenberg, aşının Filisitinlilere verilmesi noktasında da ülke içinde bir tartışma olduğunu söylüyor:İsrailli yetkililer bir, 'zorunluluk' halinden bahsetmiyor. Ama ellerinde fazla aşı olursa onlara vermekten mutlu olacaklarını söylüyorlar. İsrail elbette Filistin tarafına dünyadan aşı ulaşması noktasında da yardımcı olacaktır. Ama mevcut aşıları verme noktasında resmi bir taahhüt açıklaması bulunmuyor. Greenberg, liberal Haaretz gazetesinde çıkan bir başyazıya atıfla, İsrail'in uluslararası yasalar karşısında ve etik olarak da Filistinlilere aşı sağlamak zorunda olduğunun yazıldığını söylüyor.BBC Türkçe'nin konuştuğu Gazze'deki bir kamu sağlığı uzmanı olan Dr. Muhammed abu Rayya da Cenevre Konvansiyonu'na atıf yaparak, Filistinlileri aşılama sorumluluğunun İsrail'de olduğunu savunuyor:Eğer beni işgal altında tutuyorsan, senin (İsrail), sağlık, gıda, su ve iletişim gibi temel ihtiyaçları karşılamanı gerektirir. Eğer kendini, bölgedeki tüm insanları kontrol eder pozisyona sokuyorsan temel ihtiyaçlarını karşılamalısın. Aşılama şu an ihtiyaç duyulan konu. Filistin'e ilk aşıların Şubat ayında Rusya ve Dünya Sağlık Örgütü'nün yoksul ülkeler için başlattığı girişim olan COVAX aracılığı ile gelmesi bekleniyor.Joel Greenberg, Filistinlilerin aşılanmasının, İsrail'de çalışanların olduğu göz önüne alındığında, bu ülke için de bir kamu sağlığı sorunu olduğunu söylüyor.