İsrail, Gazze Şeridinden sonra Lübnanda düzenlediği saldırılarla çok sayıda çocuğu öldürürken UNICEF Sözcüsü James Elder, yaşanan durumun vahşetini Çığlık mı atsam, ağlasam mı bilmiyorum sözleriyle özetledi.ABD seçimlerinin sona ermesinin ardından dünyanın gözü yeniden İsrail işgali altındaki Lübnan ve Gazzeye çevrildi. Lübnanda aylardır, Gazze Şeridinde ise bir yılı aşkın süredir devam eden işgalde hayatını kaybedenlerin çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluştururken Birleşmiş Milletlerin uyarıları İsrail ve Batı tarafından hâlâ görmezden geliniyor. Gazzede İsrail saldırıları sonucu çok sayıda çocuğun öldürüldüğüne ve sakat bırakıldığına tanık olduğunu belirten Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEFin sözcüsü James Elder, aynı dehşeti şimdi Lübnanda da gördüğünü söyledi. BM yetkilisi, Gazze ve Lübnandaki çocuklara yönelik savaşın durdurulması için yaptığı çağrıda, Çığlık mı atsam, ağlasam mı bilmiyorum ifadesini kullandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus de İsrailin sınır tanımaz şiddetini eleştirdi. Lübnanın doğusundaki Baalbek bölgesindeki bir sivil savunma merkezine düzenlenen hava saldırısında en az 12 sağlık görevlisinin öldürülmesini kınayan Ghebreyesus, sosyal medya üzerinden paylaştığı açıklamada sağlık hizmetlerine yönelik saldırıların artık normal haline geldiğini vurgularken bunun her yerde durması gerektiğinin altını çizdi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) geçen hafta yayımladığı raporda Gazzede öldürülenlerin yaklaşık yüzde 70inin kadın ve çocuklardan oluştuğunu duyurmuş, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk, raporun ardından İsrailin Gazzede sivillerin öldürülmesine karşı kayıtsızlığını kınamıştı. Raporda, sivillere yönelik yaygın veya sistematik saldırıların insanlığa karşı suç teşkil edebileceği uyarısı yapılmıştı. İngiliz sivil toplum kuruluşu Save the Children (Çocukları Kurtarın), Lübnanda da çatışmaların tırmanmaya başladığı 23 Eylülden bugüne yaşamını yitiren çocukların sayısının en az 150 olduğunu belirtti. Öte yandan Hizbullaha yakınlığıyla tanınan Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berriye göre ateşkes hiç olmadığı kadar yakın. ABDnin seçilmiş başkanı Donald Trumpın da onayladığı belirtilen ateşkes taslağında silahlı çatışmanın sona erdirilmesi, Lübnanın güneyine 5 bin Lübnan ordusu askerinin konuşlandırılması ile güneydeki tek meşru güç olması, Lübnan Barış Gücü UNIFILin rolünün arttırılması, İsrail ordusunun Lübnandan çekilmesi ve ateşkes şartlarının ABD, Fransa, Lübnan, İsrail ve UNIFILden oluşacak bir organ tarafından denetlenmesini içeriyor. Ateşkesin sağlanmasıyla İsrailin odağını Lübnan yerine Batı Şeriaya çevirmesi bekleniyor. Trumpın ABD Başkanı seçilmesinin ardından Beyaz Sarayın İsrailin Batı Şeriayı ilhakını destekleyebileceği değerlendiriliyor. Hamas siyasi büro üyesi Bassem Naim, AFPye yaptığı açıklamada, Gazzede ateşkese hazır olduklarını ifade ederek, ABDde 20 Ocakta başkanlık görevine başlayacak olan Donald Trumpı İsraile saldırganlığa son vermesi için baskı yapma çağrısında bulundu. Naimin açıklaması, Katarın geçen hafta Hamas ve İsrailin görüşmelerde ciddiyet gösterene kadar arabulucu rolünü askıya aldığını açıklamasının ardından geldi. Öte yandan hafta içi Brükselde İsrail hedeflerine ulaştı, Gazzede savaş artık bitmeli diyen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ile telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede Gazzede insani yardımlara erişimin arttırılması ve Lübnanda sivillerin evlerine dönmesini sağlayacak diplomatik çözüm konularının ele alındığı bildirlidi.