Tayvan’daki çalışmaları anlatan Gümüş, “Bizim burada yaptığımız çalışmalar öncelikle olayın sıcak olduğu dönemde ilk üç gün içerisindeki arama kurtarma faaliyetlerine dron teknolojileri konusundaki bilgi ve emeğimizi vererek katkıda bulunmak, daha sonra da dron teknolojilerinin daha uzun vadede deprem ve afet durumlarında kullanımına yönelik bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmak yönünde oldu. Biz deprem alanına geldiğimizde açık bir arazide özellikle parkın içerisindeki yürüyüş parkurlarının üzerine ağırlıkla taş düşmesi gibi, kaya parçalarının düşmesi gibi, araçların üzerine düşmesi gibi hasarlar gördük. Ciddi anlamda coğrafyada değişim olduğunu gördük çıkardığımız haritalarda ve önceden çıkartılan haritalarda şiddetin oldukça büyük olduğu anlaşılıyor. Park bölgesinde özellikle yürüyüş yapan insanların hayatını ciddi anlamda tehdit eden görüntülerle karşılaştık. Buna karşılık şehir bölgelerinde yıkımın çok yaygın olmadığını, binalarının altyapılarının aslında bunu iyi karşıladığını gözlemledik. Bu nedenle biz aslında faaliyetlerimizi ağırlıklı olarak park bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarına ve dron teknolojilerinin bu alanda kullanımına yönlendirdik” açıklamasını yaptı.