Dr. Drummond, şu an var olan mantarların "muhtemelen" bir pandemiye yol açmayacağını belirterek, "Başka birinden mantar kapmak gibi bir bulaşıcılığa sahip değiller. Bu da mantar enfeksiyonlarını kontrol altına almanın daha kolay olduğu anlamına geliyor" diye konuştu.Ancak iklim değişikliğinin mantarlar üzerindeki etkisi nedeniyle, küresel tablo kısa süre içinde çok farklı bir şekil alabilir.Örneğin 2009 yılında Japonya'da doktorlar kulak enfeksiyonu tedavisi gören bir kadında yeni bir mantar türü keşfetti. Candida auris adı verilen bu mantarın, iklim değişikliğinin yarattığı baskılar sonucu ortaya çıkmış ilk mantar olabileceği öne sürüldü. Muhtemelen daha önce vahşi yaşamda var olmuş olan mantarın, yükselen sıcaklıklar nedeniyle aniden insanlara sıçramış olduğu fikri ortaya atıldı.İki yıl sonra mantar Venezuela, Güney Afrika ve Hindistan'da birbiriyle ilgisi olmayan kişilerin vücutlarında tespit edildi. 2019 yılına gelindiğinde candida auris'in çok yayılmış olması nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü, bu mantarı "halk sağlığına acil tehdit" ilan etti. Candida auris'in asıl endişe verici yanı, yüzeylere oturma yoluyla kişiden kişiye bulaşabiliyor olması. Bu durum, özellikle mantar salgınlarının tedavi edildiği hastanelerde tehlike yaratıyor çünkü mantar sağlık çalışanlarına tutunarak başka hastalara da ulaşabiliyor.Ek olarak candida auris halihazırda yaygın olarak kullanılan üç antifungal ilaca ve çeşitli dezenfektanlara karşı çok dirençli. Bir başka deyişle bulaştığında temizlenmesi mümkün olamıyor. İyi haber şu ki, candida auris, sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip kişiler için bir tehlike arz etmiyor ama bu da çok uzun süre güvenebileceğimiz bir detay olmayabilir.Dr. Hoenigl, "Son yıllarda mantar enfeksiyonlarının insanlarda aniden yükselmesine katkıda bulunan çeşitli faktörler var. Bunlar arasında tıptaki ilerlemeler de var. İnsanlar daha uzun süre yaşadıkça bağışıklığa zarar veren ciddi altta yatan hastalıkların sayısı da artıyor" ifadelerini kullandı.Tıbbın ilerlemesi, HIV gibi uzun vadeli hastalıkların ölüm fermanı olmaktan çıkması anlamına gelmekle birlikte mantar enfeksiyonlarına karşı hassasiyeti olan kişilerin sayısının artmasına da yol açıyor.Bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerin sayısı 2013-2024 yılları arasında iki katın üzerine çıktı. Örneğin ABD'de yapılan tahminler, tüm yetişkinlerin yüzde 6,6'sının bağışıklık sisteminin zayıf olduğunu ortaya koyuyor. Dahası araştırmacılar grip, Covid-19 gibi viral enfeksiyonların, bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinin de insanların bağışıklığının zayıflamasına yol açtığını vurguluyor.Nihayetinde candida auris sorun yaratmasa bile, yakın zamanda başka bir mantar soruna yol açacak gibi görünüyor.Dr. Hoenigl, "Yeni mantar patojenlerinin sayısı alarm verici bir hızla artıyor. Bu durum hem insanlar hem de tarım için geçerli. Tarım kısmı da önemli çünkü mantar patojenleri ürünlerimize ve besin kaynaklarımıza yönelik bir numaralı hastalık tehdidi" ifadelerini kullandı.Dahası sıcaklıklar arttıkça daha fazla mantar çevreden vücutlarımıza atlayacak. Dr. Hoenigl, sözlerini, "Mantarlar çok gelişmiş canlılardır ve uyum ustalarıdır. Aslına bakılırsa gezegenimizden memelilerden çok önce mantarlar vardı ve muhtemelen bizden sonra bile var olmaya devam edecekler. İklimin ısınması gibi yeni koşullara uyum sağlamayı öğrenerek, virülanslarını artıran ve bağışıklık sistemimizden kaçmalarını kolaylaştıran yeni beceriler geliştiriyorlar. Şu an tüm işaretler, mantar enfeksiyonlarının artmaya devam edeceğini ve önümüzdeki on yıllarda çok daha büyük bir tehdide dönüşeceğini gösteriyor" diye noktaladı.