Kuraklık ve su kaynaklarının yetersizliği
İklim değişikliğinden etkilenen ülkelerden biri olan ve bunun yanında su kaynaklarının hatalı yönetilmesi nedeniyle su konusunda sorun yaşayan İran’da başkent Tahran da bu durumdan payını alıyor.İran Enerji Bakanlığına bağlı Su Kaynakları Yönetim Şirketi, yakın zamanda paylaştığı bir raporunda, Tahran'daki su depolarının yüzde 23'ünün dolu olduğunu ve bunun da son 5 yıllık ortalamanın yüzde 18 altında olduğunu bildirdi.Tahran Eyaleti Su ve Kanalizasyon Şirketi Genel Müdürü Muhsin Erdekani, 10 Kasım'da düzenlediği basın toplantısında, başkentin kuraklıkla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Buna göre Tahran, son 50 yılda benzeri görülmemiş bir şekilde beşinci kurak yılını yaşıyor ve art arda yaşanan kuraklıkların devam etmesi endişe verici." dedi.Tahran'daki barajların doluluk seviyesinin çok düşük olduğunu söyleyen Erdekani, Tahran eyaletinin, ülkenin içme suyunun yüzde 25'ini tükettiğini ve su yönetiminin krizde önemli bir rol oynadığını belirtti.Bütün bu sorunların yanı sıra Tahran’ın İran’ın tüm idari ve ekonomik faaliyetlerini merkezileştirmesi, ülkenin diğer bölgelerinin gelişimini de kısıtlıyor. Bu durum, İran’ın ulusal kalkınma hedefleri açısından ciddi bir dengesizlik yaratıyor. Başkentin taşınmasıyla birlikte, diğer bölgelerin kalkınmasının hızlandırılması amaçlanıyor.
Basra Körfezi'ne yakın bir bölgede yeni başkent planı
Başkent taşınması planında öne çıkan bölge, İran’ın güneyindeki Basra Körfezi’ne yakın alanlar olarak belirtiliyor. Bu tercih, birkaç stratejik avantaja dayanıyor: Bunlardan ilki ekonomik potansiyel çünkü Basra Körfezi, İran’ın petrol ve doğal gaz rezervlerinin kalbi niteliğinde. Yeni başkentin, bu enerji kaynaklarına daha yakın bir konumda olması ve ticaretin, özellikle deniz taşımacılığının merkezi haline gelebilmesi ve böylece İran'ın, enerji sektöründeki gücünü daha etkin bir şekilde kullanabilmesi hedefleniyor.Çevresel ve güvenlik faktörleri de başkentin taşınması planında öne çıkıyor. Basra Körfezi bölgesi, Tahran’a kıyasla daha düşük deprem riski taşıyor. Ayrıca, bu bölgenin iklimsel özellikleri, çevresel sürdürülebilirlik açısından yeni altyapı projelerinin uygulanmasına daha uygun görülüyor.