ABD-Rusya denkleminde Çin'in endişesi ne?

Riyaddaki zirve ve Trumpın dikkat çeken açıklamalarının ardından ABD-Rusya ilişkilerinde yeni bir viraja varıldı. Bu sürecin, Pekin-Moskova hattında süregelen stratejik ortaklığı nasıl etkileyeceği soru işaretleri oluşturdu. Zira, Trump daha haftalar önce Ukrayna savaşını sonlandırmak için Çinden katkı beklediğini açıkça dile getirmişti. Ancak Suudi Arabistandaki zirve farklı bir tablo ortaya çıkardı. Çin, Trumpın hamlelerinin ardından nasıl bir konumda kalacak? Pekinin Rusya ile ilişkilerini etkiler mi? Çinin endişeleri neler? İşte dikkat çeken o analizler.Suudi Arabistandaki kritik zirve ve Trumpın açıklamaları, ABD-Rusya ilişkilerinde yeni bir dönemin kapılarını araladı. ABD Başkanı Donald Trumpın Ukrayna savaşını sonlandırmak için Çinden katkı beklentisi, çok geçmeden farklı bir diplomatik tabloya dönüşmüş görünüyor. Henüz haftalar önce, bu yıl ocak ayında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 55. Yıllık Toplantılarına video konferans ile katılan Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı'yla ilgili olarak, Umarım Çin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı durdurmamıza yardım eder. Bu konuda büyük güçleri var. Onlarla çalışacağız. Bunu telefon görüşmemizde Başkan Şi'ye söyledim. ifadelerini kullanmıştı. Gelinen noktada ise Riyaddaki zirvede sadece ABD ve Rusyanın yer aldığı görüldü. Diğer yanda da ABDnin Çine yönelik gümrük vergisi uygulamaları sürüyor. Peki tüm bu gelişmeler, Çin Devlet Başkanı Şi Cinpingin en iyi dostum olarak nitelendirdiği Vladimir Putinle olan ortaklığını etkiler mi? Trump yönetimi, Moskova ile potansiyel bir ekonomik ve jeopolitik iş birliği ihtimalini gündeme getirirken; bu durum Çini nasıl bir konumda bırakır? CNN International, bu sorulara yanıt için kaleme aldığı analizde farklı görüşlere yer verdi. Kimi analistler Washingtonın Rusya-Çin ilişkisini sarsmasının zor olacağı görüşünde. Kimilerine göre ise Çin, Rusya ile ilişkileri çözmesi halinde ABDnin tüm dikkatini Pekine yönlendireceğinden endişe ediyor. Haberde, Richard Nixon ve danışmanı Henry Kissingerın, o dönemde Çinin Sovyetler Birliğiyle yaşadığı ayrılığı kullanarak, kritik temaslarla Soğuk Savaş dengelerini lehlerine çevirme girişimleri de hatırlatıldı. Analistler bugün, böyle bir değişimin tekrarının yaşanmayacağını düşünse de küçük bir değişikliğin bile şüphe tohumları ekebileceğini dile getiriyor. Washington'daki Stimson Center düşünce kuruluşundan Yun Sun, Eğer bir gün Çin, Tayvan'ı işgal etmeye karar verirse Çinliler arkalarına bakıp - Rusya ne yapacak? diye düşünebileceğini söyledi. Bir başka analist Yu Bin ise farklı bir görüş sunarak, Çin ve Rusya arasındaki ilişkiler kendine özgü bir seviyede dedi ve güçlü ve sağlam temele sahip olduğunu belirtti. Bunun yerine Yu, Çinin Rusya ile ABD arasındaki anlaşmazlıklar çözüme kavuşturulup Ukraynada bir dereceye kadar barış sağlandıktan sonra, Trump yönetiminin odak noktasını Çine yönlendirebileceğinden endişe ettiğini belirtti.