TARİHİNDEKİ EN KALİTESİZ SEÇİMDİ
Amerikan siyaseti araştırmacısı Yunus Emre Erdölen, bu seçimlerin ABD tarihindeki “en kalitesiz” seçimlerden biri olduğunu söylüyor. Vaatlerin, Amerika’nın gerçek sorunları ile halkın gündeminin konuşulmadığı noktasında aynı fikirdeyiz. Şöyle devam ediyor: “Harris, ‘kürtaj’ dışında sosyal devlet konusundan Gazze’ye kadar hiçbir konuda net duruş sergileyemedi, kendi sesini bulamadı. Trump ise 2016’nın aksine ‘Trumpizm’i net şekilde mesajlaştıramadı, sıkıcı mitingler yaptı, gaflarla dolu bir süreç geçirdi. Peki neden Trump? Otokratik bir lider olduğu için mi? Hayır, bunu sadece otokrasiye bağlamak yanlış olur. Göç, ekonomik sıkıntılar, hatta Demokratların halktan kopması gibi birçok neden var. Seçimin bir günde, sakin ve pürüzsüz geçmesi en şaşırdığım nokta! Seçimin kalitesizliği, kutuplaşma ve şiddetin yaşanmamasını da sağladı sanırım.” ‘Faşizm kazandı’ gibi bir çıkarım yapılabilir mi? Diyor ki: “Hayır, Harris kazansaydı, ön seçime girmemiş- dayatılmış bir aday olmasından kaynaklı, demokrasi kazandı diyemeyeceğimiz gibi Trump seçildi diye faşizm kazandı da denilemez. Zira Trump, otokrat bir eğilime sahip olsa da güçlü bir iç denetleme ve seçim mekanizması var. Senato Cumhuriyetçiler’in eline geçmiş olabilir ancak Trump karşıtı, Demokratlar’la aynı çizgide Cumhuriyetçiler var. ABD’de denge- denetleme- güçler ayrılığı o kadar oturmuş ki Trump, hatta hiçbir başkan tüm sisteme hâkim olamaz. Trump’ın seçilmesi dünyada otokrat fikirlerin yayılması ve meşruiyet kaynağı bulması için bir referans sadece.”
ABD KADINDAN ÇOK AİLE ODAKLI BİR TOPLUM
Uluslararası Siyaset uzmanı Hakan Akbaş, Trump’a yapılan 2 farklı suikastın seçmen nezdinde hayli etkili olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Yanı sıra seçime 2 ay gibi kısa bir süre kala hem de demokratik olmayan yollarla aday değiştirilmesi seçimin sonucunu değiştiren etmenlerdendi. Bir diğeri ise ABD halkının sanıldığından daha muhafazakâr ve aile odaklı bir toplum olması. Önce Hillary Clinton gibi, soyadı itibarıyla siyaset odaklı aileden gelen, bir kadın adayı reddettiler, şimdi de etnik geçmişi olan, siyahi bir kadını. Kadından çok ailenin önemine vurgu var burada. ‘Kutsal annelik’ bakış açısı ‘kürtaj’ hakkının önüne geçti. Demokratların kampanyasında geniş yer verdiği LGBTQ değerleri de reddettiler bir anlamda. Üçüncü olarak da bir taraf demokrasi, birlik ve beraberlik, diğer tarafsa beka meselesi üzerinden kampanya yaptı. Bu ve buna ek olarak ekonomik sıkıntıların kendini iyice hissettirmiş olması da demokrasi söylemini ezdi geçti ve Trump kazandı.”