Finlandiya Ulusal Polis Teşkilâtı, kutsal kitaplara saygısızlığa ve İsveç ile Danimarkadakine benzer eylemlere izin verilmeyeceğini açıkladı.İsveçin başkenti Stockholmde Kuran-ı Kerimin yakılması, NATO üyesi olmak isteyen bu ülkenin sürecini iyice karmaşık hale getirdi. İsveç olaya sadece ifade özgürlüğü boyutuyla bakarken NATOya girmek isteyen komşusu Finlandiya, kutsal kitapları hedef alan gösterilere ilişkin farklı bir yaklaşım içinde. Finlandiya Ulusal Polis Teşkilâtı, kutsal kitaplara saygısızlığa ve İsveç ile Danimarkadakine benzer eylemlere izin verilmeyeceğini açıkladı. Finlandiya, dini bir topluluk tarafından kutsal sayılan bir kitaba saygısızlık edilmesini ülkedeki dini barışın korunmasını ihlal edeceği görüşünde. Polis tarafından Finlandiya Haber Ajansına (STT) yapılan açıklamada, ülke yasalarının dini barışı ihlal etmenin cezalandırılabilir bir suç olduğunu öngördüğü vurgulandı. Kuran-ı Kerim yakma amaçlı bir eylem planlanması halinde organizatöre bu izin verilmeyecek. Hürriyet'te yer alan habere göre bu yönde bir eylem başka bir etkinlik ya da polisin dikkatini çeken başka bir durumda gerçekleşirse müdahale edilecek. İsveç ve Danimarkadaki eylemlere izin verilmesine gerekçe olarak bunların herhangi bir yasayı ihlal etmemesi gösterilmişti. Finlandiya yasalarına göre dine hakarete, çok örneği bulunmamakla birlikte, altı aya kadar hapis cezası uygulama olasılığı var. Finlandiyada kutsal kitap yakmaya bir ifade özgürlüğü biçimi olarak pek rastlanmasa da polis, özellikle Türkiye karşıtı bazı çevrelerin İsveç ve Danimarkadaki eylemlerden esinlenme ihtimali bulunduğuna dikkat çekiyor. Türkiye karşıtı çevrelerin ve terör örgütü sempatizanlarının İsveçe göre daha az varlık gösterdiği Finlandiyanın NATOya üyelik sürecinde Ankarayla daha az sorun yaşamasında Başbakan Sanna Marin ve hükümetinin yaklaşımı da önemli rol oynuyor. Marin, ilkelerine bağlı kalmakla birlikte süreci baltalayabilecek açıklamalar yapmaması ve soğukkanlı bir yaklaşım sergilemesiyle dikkat çekiyor. Türkiyenin İsveç ve Finlandiyanın NATOya üyelikleri konusunda farklı bir yaklaşım sergileyebileceğinin sinyalini en üst seviyeden vermesinin ardından verdiği mesajlar Marinin bu yaklaşımını koruduğunu gösteriyor. Türkiyeden gelen açıklamalar Finlandiya hükümetini zor bir duruma soksa da Helsinki dengeli söylemini koruyor. Marin, konuya ilişkin açıklamasında, Bana göre durumda bir değişiklik yok. NATOya katılmak için İsveç ile aynı anda başvuruda bulunduk ve elbette aynı anda onaylanmamız her iki ülkenin de yararına olacaktır dedi. Marin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın NATO süreciyle ilgili açıklamalarından önce planlanmış bir ziyaret için yarın Stockholme giderek İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile görüşecek. NATO üyeliğiyle ilgili gelişmeler ister istemez bu görüşmenin gündeminde olacaktı. Şimdiyse konu Erdoğanın açıklamalarını da dikkate alarak değerlendirilecek. Kapalı kapılar ardında, aralarında farklı zamanlarda üyeliğin de yer aldığı her türlü ihtimal değerlendiriliyor ancak aynı anda üyelik iki başkentin önceliği olmayı sürdürüyor. Baltık Denizinin NATO gölü haline dönüşmesini arzulayan İttifakta da İsveçin dışarıda kalmasının güvenlik açısından boşluk yaratacağı görüşü hâkim. Bu nedenle iki ülkenin aynı anda üye olması tercih ediliyor. Türkiyenin İsveçi bloke ettiği, Finlandiyaya onay verdiği bir aşamaya gelinip gelinmeyeceği ise kestirilemiyor. İttifakta genel beklenti iki ülkenin temmuzda Litvanyada yapılacak NATO Zirvesinde masaya tam üye olarak oturmaları. Resmi ziyaret kapsamında Macaristanın başkenti Budapeşteye giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto ile ortak basın toplantısına katıldı. Bakan Çavuşoğlu İsveç ve Finlandiyanın NATOya üyeliği konusunda gelen soruya Biz, Finlandiyaya başından beri daha pozitif baktığımız söyledik. Ama NATO, iki ülkenin üyelik sürecini birlikte götürmek istiyor. Eğer bu üyelik süreciyle ilgili ayrı ayrı değerlendirme konusunda bir karar verilirse, Finlandiyaya daha pozitif bakabileceğimizi Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat söyledi yanıtını verdi. Bizim inancımıza göre anti-Semitizm bir insanlık suçudur, Hıristiyanlık düşmanlığı da bir insanlık suçudur, İslam düşmanlığı da bir insanlık suçudur. İnsanlık suçu olan eylemler, fikir ve düşünce özgürlüğü gibi adlandırılamaz diyen Çavuşoğlu şöyle devam etti: Düşünce özgürlüğüyle ilgili aynı yasalar Finlandiyada var İsveçte de var. Finlandiya diyor ki, Ben izin vermeyeceğim çünkü bu bir nefret suçudur. Bu şartlarda İsveçin NATO üyeliğine bizim evet dememiz mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABDnin Türkiyeye F-16 satışı için, İsveç ve Finlandiyanın NATO üyeliğinin onaylanması şart koşacağı iddialarına ilişkin, Türkiye açısından asla kabul edilemez bir durumdur dedi. Sözcü Kalın özetle şöyle konuştu:Eğer kongrede bunu bir ön şart olarak getirirlerse, ezamanlı olarak da Yunanistanın F-35 talebine olumlu cevap verirlerse NATOda tarafsızlık pozisyonlarını yitirmiş olurlar. Türkiye açısından asla kabul edilemez bir durumdur. F-16 programını İsveç ve Finlandiyanın NATO üyeliğine bağlı hale getirirlerse, hiç gündemlerine almamaları daha iyi olur. Geçen sene İsveç bir anayasa değişikliği yaptı. Terörle mücadele yasasını bu çerçevede yeniden yazıyor. Yasayı uygulamaya geçirdikten sonra Türkiyenin taleplerinin yerine getirebileceğini ifade ediyor. Türkiyenin güvenlik kaygıları giderilirse olumlu adım atacağımızı ifade ettik. Ama İsveçte son bir ayda yaşananlar bunun aksi yönde. Bundan sonra Finlandiya farklı bir değerlendirme yapar mı, bu onların takdirlerinde. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İsveç ve Danimarkada Kuran-ı Kerim yakan Danimarkalı Stram Kurs Partisinin yöneticisi Rasnus Paludan ile Hollanda Parlamentosu önünde Kuran-ı Kerim yırtan ırkçı Pegida örgütü lideri Edwin Wagensveld hakkında resen soruşturma başlattı.