Erdoğan: "Akkuyu dünyaya örnek olacak"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mersin Akkuyu'da kurulması planlanan nükleer santrale ilişkin "Akkuyu'da atılacak olan adım inanıyorum ki dünyaya örnek bir yatırım teşkil edecektir" dedi.
Erdoğan, Kremlin Sarayı'nda Üst Düzey İstişare Konseyi toplantısına katıldıktan sonra Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Nükleer enerjiyle ilgili yer planlamasının ve nükleer enerji santralinin projelendirilmesinin çok büyük önem arz ettiğini ifade eden Erdoğan, "Akkuyu'da atılacak olan adım inanıyorum ki dünyaya örnek bir yatırım teşkil edecektir" diye konuştu.
Nükleer santralin kurulması aşamasında bütün tedbirleri alacaklarını bildiren Erdoğan, "Ama bileceğiz ki insanın da gücünün yetemeyeceği olaylar bu dünyada olabilir. Bunu bilmemiz lazım. Ama biz tabii ki bütün aklın, bilimin,
deneyin bize verdiği güç neyse bu güec dayanarak yatırımlarımızı yapmaya devam edeceğiz. Nitekim nükleer enerjide de bizim takvimimiz, süreç işlemektedir" dedi.
Türkiye'deki ilk nükleer santralle ilgili Ankara'nın ek güvenlik talebi olup olmadığını sorusu üzerine de Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, "Bütün teknolojiler bir risk içeriyor. Akkuyu'daki proje diğer nükleer santrallerdeki güvenlik seviyesinden çok farklı. Son derece etkili güvenlik tedbirleri alınmış durumda. Elbette
görüşmeler devam ediyor. Deprem herşeye zarar verebiliyor" dedi.
Nükleer santral inşaatının yapılacağı bölgenin önemli olduğunu belirten Medvedev, şöyle devam etti:
"Bizim deprem bölgelerindeki yerlerde de nükleer santral yapıldı. Dolayısıyla nasıl önlem alınması gerektiği biliniyor. Rusya ilk defa bir santral inşaatında servis, yapım ve işletme konusunda sorumluluk üstlenmiş durumda."
Gaz fiyatları
Medvedev de, Türkiye'nin gaz fiyatının indirilmesi ve "al ya da öde" - yükümlülüğünde esneklik talebiyle ilgili olarak "Bu arz talep meselesi, bir kontrat sistemi var. Biz mevcut yaklaşımı sürdürmek istiyoruz" dedi.
Erdoğan: "Teröristin kimliği sadece teröristtir"
Erdoğan, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü (MGIMO) tarafından kendisine verilen fahri doktora unvanının ardından öğrencilere hitap etti.
"Rusya'yı çok iyi anladığımız ve işbirliği halinde olduğumuz bir başka önemli konu da terör" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geçen yıl mart ayında ve bu yıl şubat ayında Moskova'yı hedef alan terörist eylemleri, burada bir kez daha kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Son 30 yıldır teröre karşı yoğun mücadele veren Türkiye, bu noktada Rusya'nın derdini en iyi anlayan ülkelerden biridir. Tıpkı Rusya'da olduğu gibi terör, Türkiye'de
de hedef ayrımı yapmaksızın, asker-sivil, çocuk, kadın, yaşlıları hedef almıştır ve ağır bedeller ödetmiştir terör insanlığa.
Burada şunu çok açık ve net olarak söylemek durumundayım; Teröristin kimliği sadece teröristtir... Teröristin, terör örgütlerinin başına, Hıristiyan, Musevi, Müslüman gibi yakıştırmalar, sağcı, solcu gibi sıfatların konulması esasen son derece yanıltıcıdır. Biz, her üç semavi dinin de insanı, insan hayatını kutsal gördüğünü biliyoruz, biliriz. Şiddet eylemlerine, dini ya da siyasi kılıflar uydurmak isteyenler, aslında kullandıkları sıfatlara zarar veriyor, en başta temsil ettiklerini iddia ettikleri kitleleri tahrip ediyorlar."
"(İslami terör) diye bir kavram olamaz"
"İslami Terör" diye bir kavramın olamayacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"İslam, kelime itibarıyla barıştan gelen bir tanıma sahip. Anlamında, tanımında barış olan bir din, teröre müsade edebilir mi? Dolayısıyla bireyin ortaya koymuş olduğu bir terör eylemini, kalkıp da bir dine yakıştırmak veyahutta dini onunla yargılamak o dine haksızlık olur. Bu, diğer dinler için de aynı anlamı taşır. Hıristiyanlıkla, Musevilikle terör nasıl yan yana gelemezse, İslam ile de terör aynı şekilde yan yana gelemez. Bunun böyle olduğunu iddia edenler, ciddi bir aymazlık içindedir ve dediğim gibi, en büyük zararı da o sıfatı kullanan kitlelere verirler. "
KAFKASYA'DAKİ SORUNLAR
Erdoğan, bir ğrencinin, "Türkiye ile Rusya'nın Kafkasya'da ve Ortaasya'da çıkarları bulunuyor. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Türkiye bölgede güçlenmek için yoğun çaba gösteriyor. Birinin etkili olabilmesi için diğerinin kaybetmesi gerekiyor. Türkiye'nin bölgedeki politikasının ana ekseni nedir?"sorusunu yanıtlarken, ortada "eksen buluşması" olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bölgede Rusya Federasyonu ile müşterek çalışmaları olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu müşterek çalışmada bölgenin kalkınmasını, bölgenin gelişmesini hep birlikte sürdürmekteyiz. Bunun için bizim bir teklifimiz oldu ve bu teklife bölgedeki ülkeler olumlu yaklaştılar. Bu da Kafkasya İşbirliği Konseyi'ydi ve bu beş ülkeyi ilk etapta kapsayan bir açılımdı ve sıkıntıların olduğu süreçte atılmış bir adım; Rusya Federasyonu, Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan. Dikkat edilirse sıkıntılı ülkelerin içinde yer aldığı böyle bir buluşma, böyle bir birleşim eksen kaymasını değil eksen buluşmasını getiren bir yaklaşım oldu.
Şu anda başlamış süreç devam ediyor henüz istenilen verimi sağlamış değil ama atılmış bir adım, kabul görmüş bir adım olması sebebiyle çok çok önemli.
Bu ülkeler içerisinde şu anda sıkıntılı olan ülkeler var, örneğin Ermenistan-Azerbaycan ilişkileri, Gürcistan-Rusya Federasyonu ilişkileri, bizim burada Türkiye-Ermenistan arasındaki malum sınırdan kaynaklanan bazı sıkıntılar, Azerbaycan-Ermenistan sorunundan kaynaklanan sıkıntılar var. Fakat şu anda Azerbaycan-Ermenistan görüşmelerine Minsk Üçlüsü'nün değil de ağırlıklı olarak Rusya Federasyonu'nun ev sahipliği yapması, burada adeta ipleri kendi eline geçirmiş gibi görünmesini bile ben önemli bir mesafe olarak görüyorum. Bu konuda bundan sonra atılabilecek adımlarda Türkiye'nin de daha etkin olabileceğini düşünüyorum.
Şunu burada ifade edebilirim, Azerbaycan-Ermenistan sıkıntısı, Türkiye-Ermenistan sıkıntısını da çözmede bir kilit rol oynayacaktır diye düşünüyorum ve temenni ederim ki ardından Gürcistan-Rusya arasındaki sıkıntıyı da gidermek suretiyle bu beşli, bölgede ayrı bir güç oluştursun ve bizim hedefimiz, bölgenin barışını temine yönelik atılacak adımlardır, başka bir oyun asla söz konusu olamaz."