NUENEN'DE HUZURU KAÇTI ANTWERP'E TAŞINDI
Van Gogh bu suçlamayı reddetti ve Gordina'nın bebeğin babasının kimliğini kendisiyle paylaştığını belirtti. Bu kişinin din adamının cemaatinden biri olduğunu söylüyordu. Din adamı ise bir yandan yerel halkı van Gogh'a modellik yapmamaları konusunda telkinlerde bulunuyor, diğer yandan da ressama "kendi seviyesinin altındaki kişilerle fazla samimi olmaması" yönünde uyarıyordu.Van Gogh'un stüdyosu ile din görevlisinin evleri birbirine çok yakın olduğundan tansiyon düşecek gibi değildi. Bu durum nihayet Kasım 1885'te van Gogh'un Nuenen'den ayrılması ve önce Antwerp'e oradan da 1886 başlarında Paris'e taşınmasıyla sonuçlandı.Belli ki Nuenen'den ayrılırken Gordina de Groot'un portresini de yanına almıştı. Uzmanlara göre, van Gogh iki yıl sonra Paris'te yaşadığı dönemde tuvalin arka tarafını kendi otoportresini resmetmek için kullandı ve bu eser aşağı yukarı 135 yıl sonra röntgen teknolojisi sayesinde keşfedildi.
OTOPORTRELERİYLE OLGUNLAŞTI
Aslına bakılırsa van Gogh Paris'te ve daha sona Fransa'nın güneyinde bulunan Arles'de yaşadığı yıllarda 20 kadar otoportre resmetti. Çünkü model tutmak pahalı bir işti; kendi yüzünü ise bir kuruş harcamadan resmedebiliyordu. Üstelik başka modelleri kullanarak yapamayacağı denemeleri yapma şansı da bulunuyordu.Ne var ki van Gogh'un gelişmekte olan ressam kimliğine duyduğu hayranlık da ortadaydı. Bazı kaynaklara göre bu otoportreler van Gogh'un kendine olan güvenini artırmaya yarıyordu. Öyle olmasa bile, seçmiş olduğu tuhaf (ve o noktaya kadar başarısız) Yaşam biçimiyle ilgili merakını ifade ettiği açıktı. Denemelerinin bazıları iyi gidiyordu ama bazıları net fiyaskoyla sonuçlanıyordu.Van Gogh'un bir kısmı Amsterdam'daki Van Gogh Müzesi'nde bulunan çeşitli otoportrelerinden de röntgen altında başka tablolar çıktı. Bunlardan birinde ressam yarı çıplakken diğerinde çıplak ve ayaktaydı.