TARİHİ DEĞİŞTİRECEK MUMYA KEŞFİ
Öte yandan Portekiz'de yapılan bir keşif, tarihçesi çok eskilere dayanan mumyalama geleneğiyle ilgili bilinenleri değiştirecek cinsten. En eski mumyaların eski Mısır'a ait olduğu yönünde bir görüş tüm dünyada benimsenmiş durumda. Mumyalama geleneği antik Mısır'da yaygın olarak görülse de çok daha farklı kültürlerde de insanlar ölülerini mumyalıyorlardı.
FOTOĞRAFLAR ORTAYA ÇIKARDI
Avrupa gibi ılıman ve yağışlı bölgelerde mumyalama kalıntıları görmek ise oldukça zordu. Görülen çoğu mumyalama tekniği ise rastlantısal doğal olaylardan ibaretti. Ancak Portekiz'de yapılan bir çalışma bütün bilinenleri alt üst etti. 1960'lı yıllarda Portekiz'de çok sayıda midye kabuğundan oluşan 100'den fazla insan fosili bulunmuştu ve bunların çoğu 8 bin 150-7 bin yıl öncesine aitti. 1960'larda Portekiz'deki Sado Vadisi'nde bulunan 13 üç kişiye ait iskelet kalıntılarının yakın zamanda fotoğrafları paylaşıldı. Ancak 1960 ve 1962'de kazılan mezarların fotoğrafları ve belgeleri eksikti. Bu fotoğrafların yeniden keşfedilmesi ve belgelerin tamamlanması, mezolitik morg uygulamaları hakkında bilgi edinmek için eşsiz bir fırsat sağladı. Araştırmacılar cesetlerin gömüldüğü konumları yeniden yapılandırdılar ve bu da mezolitik dönem cenaze törenleri hakkında daha fazla bilgi verdi. Yapılan incelemelerden elde edilen sonuçlara göre kol ve bacak gibi uzuvlar aşırı bükülmüştü ve iskeletin önemli kısımlarında bazı eklemler çıkarılmıştı. Aynı zamanda kemiklerin etrafındaki tortular hızlı bir şekilde doldurulmuştu. Bunların hepsi bu çalışmadaki gömülerden en az birinde açıkça mevcuttu. Bazı cesetlerin aşırı şekilde bükülmüş cenin pozisyonunda yerleştirildiği de görüldü. Bütün bunlar Avrupa'da insanların ölür ölmez gömülmediklerini düşündürdü. Sato Vadisi’ndeki kalıntılar mezolitik devirde mumyalama tekniğinin uygulanmış olabileceği iddialarını da gündeme getirdi. Mumyalama sırasında vücut, bütünlüğünün korunması için kademeli olarak kurutuluyor ve aynı zamanda istenen bir konuma getirilmesi için ip veya bandajlar bağlanarak büzüştürülüyordu. Çünkü işlem bittiğinde cenazenin taşınması daha kolay oluyordu. Aynı zamanda yeni bir ölü bedene göre daha büzüşmüş ve çok daha hafif olması gömülmede rahatlık sağlarken, görünümünü ve anatomik bütünlüğü de korunuyordu.