Döner büfelerine zararı itiraf ettiler
Almanya'daki NSU davası sanıklarından Carsten Schultze, döner büfelerine zarar verdiklerini ve çifte vatandaşlığa karşı imza topladıklarını söyledi.
Almanya’da 8'i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) hücresinin Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde devam eden davasında, sanıklardan Carsten Schultze ifade vermeye devam etti. Schultze, döner büfelerine zarar verdiklerini ve çifte vatandaşlığa karşı imza topladıklarını söyledi.
Davanın 6. duruşmasında Schultze, döner büfelerine “düşman” gözüyle baktıklarını, kendisinin de katıldığı en az 2 saldırı yaptıklarını ifade etti.
Hakim Götzl’in, “Neden döner büfesini yıktınız? Neden saldırı düzenlediniz” sorusuna sanık Schultze, “Gruptan birinin fikriydi. Bizim için bir düşman fotoğrafıydı döner büfeleri. Yani eğlenceli bir eylemdi. Onlara gününü göstermiş olduk. Eğer bir Bockwurst (Alman sosisi) büfesi olsaydı, saldırmazdık” cevabını verdi.
Hakimin farklı sorulanına yanıtlar veren Schultze çifte vatandaşlığa karşı imza topladıklarını vurgulayarak, “Aşırı sağ çevre, aşırı sağ müzik, göçmenlere karşı olan fikirler, Alman milliyetçiliği etkili oldu. Sonra çifte vatandaşlığa karşı imza topladık. Orada ‘Suçlu yabancılar dışarı’ yazıları vardı. Bu şekilde bir düşman fotoğrafımız oluştu’’ şeklinde konuştu.
"Silahı verirken fark edildik"
Carsten Schultze, bugünkü ifadesinde yine diğer sanık Ralf Wohlleben’den habersiz hareket etmediğini belirterek, toplam 10 cinayette kullanılan Ceska tipi silahı kendisinin bulduğunu ancak bu talimatı Ralf Wohlleben’den aldığını yineledi. Schultze “Silahı bulma talimatı ve parayı, Wohlleben verdi” dedi.
Schultze, hakim Götzl’in, “Neden silahı siz teslim edecektiniz?” sorusuna, “Çünkü ben takip edilmiyordum” diye yanıt verdi.
Sanık Schultze, cinayet silahı olan Ceska’yı Chemnizt kentinde Uwe Mundlos ve Uwe Börnhardt’a teslim ettiği sırada birinin kendilerini gördüğü ve ne yaptıklarını sorduğunu, bu sırada Uwe’lerden birinin son anda silahı arkasına saklamayı başardığını ve oradan uzaklaştıklarını kaydetti.
Aşırı sağcıların buluşmasında çok kültürlü topluma karşı konuşmalar yapıldığını, "3. Reich", Almanya’nın eski sınırları ve kapitalizm gibi konuların ele alındığını anlatan sanık Schultze, yabancı düşmanlığının ve ZillertalerTürkenjaeger (Zillerntalli Türk avcıları) gibi aşırı sağcı müzik gruplarının aşırı sağcı müziğin de kendisinin fanatikleşmesinde rol oynadığını kaydetti.
Tüm eylemlerini ve yapacaklarını önceden Ralf Wohlleben ile konuşması gerektiğini anlatan sanık Schultze; NSU hücresi üyeleri Beate Zschaepe, Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos ile iki haftada bir telefonla konuştuklarını belirtti. Sanık, hakimin, “Neden yardım ettiniz” sorusuna, “Onların yardıma ihtiyacı vardı, ben de yardım etmek istiyordum” diye cevap verdi.
Terör örgütü üyesi üç kişiyle ile olan bağını anlatan Carsten Schultze, “Ben bu üçlüyle hiç uzun uzun konuştuğumu hatırlamıyorum. Bu daha çok bir tanışıklık. Dostluk değildi. Andre Kappke’nin dostları bunlar. Ben onları öyle gördüm, öyle tanıdım” dedi.
"Polise gidip koruma istedim"
Böhnhardt’ı ilk gördüğünde aşırı sağ çevrenin içinde olmadığını belirten Carsten Schultze, “Eski arkadaşlarımla bilardo oynamaya gittim. Orada dart oynuyordu. Kahverengi bir üniforması ve yüksek çizmeleri vardı. Bu 96-97 sonunda olabilir. Tam hatırlamıyorum. 97 sohbaharından önce olmalı. Böhnhardt o zamanlar cezaevine girmiş olmalıydı. Ama bunu bana Wohlleben mi anlattı bilmiyorum. Ama onu hatırlıyorum. Zaten Böhnhardt bu yüzden kaçmıştı. Hedef yurtdışına çıkmaktı. O zamanlar Güney Afrika veya Nambiya söz konusuydu. Andre Kappke bir ara oralara gitmişti zaten.”
Schultze, Almanya'da aşırı sağcıların avukatı olarak tanınan ve 2003'te ölen Hans Günter Eisenecker ile buluştuğunda Wahlleben'in yanlarında olduğunu belirterek, Eisenecker'in, "Bunun da burada olması tamam mı" diye sorduğunu, Wohlleben'in de "Sorun yok" dediğini aktardı.
Schultze, Wohlleben'in bir gün yanına gelerek kendisine "Nazi" denildiğini ve ardından harekete geçerek bu kişilere saldırdıklarını, sonra gazeteden söz konusu kişilerin ağır yaralandığını öğrendiğini dile getirdi.
Carsten Schultze, bir süre sonra 2-3 araba tarafından takip edildiğini ve bunun birkaç gün sürdüğünü vurgulayarak, "Korktum biraz. Sonra polise gittim ve aşırı sağdan ayrıldığımı söyledim. Beni korumalarını istedim” diye konuştu.
Duruşmadan notlar
Duruşmanın başında Yozgat Ailesi’nin avukatı Thomas Bliwier söz aldı ve hakime, “Lütfen dün yaptığınız gibi, yine salonda ajan veya resmi görevli olup olmadığına açıklık kazandırın” dedi.
Hakimin, “Zaten bu ifadeler basında yer alacak” demesi üzerine avukat Bliwier ısrar ederek, “Ancak ben bunun her gün yeniden sorulması gerektiğini düşünüyorum. Burada resmi görevli varsa, eğer burada tanık varsa resmi görevli olarak, o zaman burada normal tanık değil, tanık gibi olması lazım ve dışarıya çıkarılması gerekir” dedi.
Bu görüşe Savcı Diemer talebi tamamen “abartılı” bulduğunu söyleyerek karşı çıkarken müdahil avukatlarından Stephan Lucas ve Gül Pınar da talebe destek verdi. Hakim Götzl tartışma üzerine, “İzleyici bölümünde resmi görevli varsa çıksın” talebini “Salonda şu an resmi görevli varsa, kamuoyunun bir parçasıdır ve salonda bulunabilir” diye reddetti.
Bununla birlikte, Askeri İstihbarat Servisi (MAD), Federal ve Eyalet Kriminal Daireleri, Federal ve Eyalet Anayasayı Koruma Teşkilatı’na yazı gönderilmesi ve salona gözetmen gönderip gönderilmediğinin sorulmasını istedi.
Öğleden sonraki oturumda Wohlleben ifadelerine devam etti.
Bir süre sonra, Schulzte'nin avukatı bugünkü duruşmada müvekkilinin psikolojisinin etkilendiğini savunarak sorulara bugünlük son verilmesini istedi.
Sanık avukatı, pskiyatrist Norbert Leygraf'ın salona gelmesinin ardından ifadelerine devam edeceklerini belirtti.
Hakim Manfred Götzl de bu talebin ardından davayı yarına erteledi. Yarınki davada sanıklardan Holger Gerlach'ın ifade vermesi bekleniyor.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İsrail'in para kaynağı: Kanlı elmas
Covid, şifa kaynağı olabilir mi? Kanser tedavisinde yeni gelişme…
Abu Dabi’nin sırları… Trilyon doların arkasındaki güç: Kraliyet Ailesi!
Gözler gökyüzünde değil, ayrılmaz ikilideydi: Trump, Starship roketinin fırlatılmasını Musk'la izledi...
HABER || Gerginlik had safhaya ulaştı! Savaşın 1000. günü: Nükleer tehdit!