hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Devrik lider 1.5 ton altınla mı kaçtı?

    Devrik lider 1.5 ton altınla mı kaçtı
    expand

    Fransa'da yayımlanan Le Monde gazetesi, devrik Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin Tunus'u terk etmeden önce Tunus Bankası'ndan 1.5 ton altın külçe aldığını iddia etti. Halk ayaklanmasından sonra ülkede yeni ulusal birlik hükümeti ise kuruldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gazete Bin Ali'nin bu altınları Cidde'ye götürdüğünü yazdı.

    El Cezire televizyonunun internet sitesinde de yer alan haberde, Tunus Merkez Bankası Müdürü'nün, Bin Ali'nin eşi Leyla Tarabeles'in Tunus Merkez Bankası'ndan çok miktarda külçe altın istemesi üzerine önce buna itiraz ettiği, ancak daha sonra Bin Ali'den gelen telefon üzerine buna izin verdiği belirtildi.

    Bin Ali'nin bankayı arayarak, "eşinin isteği konusunda kendisine yardımcı olunmasını" istemesinin ardından, Tarabeles'in, yaklaşık 60 milyon dolar değerindeki külçe altını bankadan alarak Birleşik Arap Emirlikler'nin Dubai kentine uçtuğu iddia edildi.

    İsviçre'de faaliyette bulunan çok sayıdaki Tunus'lu dernek ve federasyon ise, İsviçre Konfederasyonu'na müracaat ederek Tunus'un devrik Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkedeki bankalarda bulunan hesaplarına el konularak paraların Tunus'a iade edilmesini istediler.

    Tunus'lu federasyon yetkilileri, İsviçre'nin ünlü avukatlarıyla temas halinde olduklarını, bu hesapların peşini bırakmayacaklarını söyleyerek, İsviçre bankalarında bulunan servetin Tunus halkından çalındığını iddia etti.

    Bu gelişmeler üzerine İsviçre Hükümeti'nin önümüzdeki günlerde toplanarak bu konuyu görüşecekleri ve bu konuda dava açılıp açılmayacağı hakkında karar verecekleri öğrenildi.

    Dernek ve federasyon yöneticilieri, Bin Ali'nin İsviçre bankalarında haksız yollardan elde edilmiş milyonlarca frank, euro ve dolarının olduğunu iddia etti.

    Ulusal birlik hükümeti kuruldu

    Bu arada Devlet Başkanı Zeybelabidin Bin Ali'nin devrilmesiyle sonuçlanan halk ayaklanmasından sonra ülkede yeni ulusal birlik hükümeti kurulduğu açıklandı.

    Tunus Başbakanı Muhammed Gannuşi, yeni hükümette içişleri, dışişleri ve savunma bakanlarının görevlerini sürdüreceğini, muhalif liderler Ahmet İbrahim ve Mustafa Bin Cafer'e bakanlık görevlerinin verildiğini söyledi.

    Tüm siyasi mahkumları serbest bırakma taahhüdünde bulunan Gannuşi, yeni hükümette muhalif İlerici Demokratik Parti'nin (PDP) kurucusu Necib Çebbi'nin de Bölgesel Savunma Bakanı olduğunu bildirdi.

    Gannuşi ayrıca ülkede muazzam servete sahip ya da yolsuzluk yaptığından şüphelenilenler hakkında soruşturma başlatılacağını kaydetti.

    Tunus Başbakanı Muhammed Gannuşi, genel ve devlet başkanlığı seçimlerinin 6 ay içinde yapılacağını açıkladı.

    Yine gösteri var

    Bu arada , Tunus'ta iktidardaki Demokratik Anayasal Birlik (RCD) partisinin iktidarı bırakmasını isteyen bin kişilik topluluğa polis tazyikli su sıktı, havaya ateş açtı.

    İçişleri bakanlığı önünde gösteri yapan halk "RCD defol! Diktatörlük partisi defol!' diye bağırdı.

    Polisin göstericileri dağıtmak için gözyaşartıcı gaz da kullanmaya başladığı bildirildi.

    Devlet başkanlığı sarayı yakınında orduya bağlı askerlerle saray muhafızlarının da çatıştığı bildirildi.

    Muhalif ilerici demokratik parti binası önünde ateş açan 4 kişi tutuklandı. Bu kişilerin Alman pasaportu taşıdığı belirtildi.

    Akşam saatlerinde de Tunuslu güvenlik güçleriyle, merkez bankası yakınında bir çatıya konuşlanan silahlı kişiler arasında çıkan çatışmada 2 kişinin öldüğü açıklandı.

    Olağanüstü halin ilan edildiği ülkede tankların desteğinde askerler başkent Tunus ve diğer kentlerde devriye geziyor.

    78 sivil öldü

    Tunus hükümeti ise ülkede bir ay önce başlayan gösterilerde, 78'den fazla sivilin öldüğünü bildirdi.

    Yeni hükümette İçişleri Bakanı olarak görev üstlenen Ahmed Friya, güvenlik güçlerinden de can kaybı olduğunu belirtti ancak bir sayı vermedi.

    Friya, 94 sivilin de yaralanmasıyla sonuçlanan olaylar nedeniyle Tunus ekonomisinin 3 milyar dinar (2 milyar dolar) kaybettiğini söyledi.

    Friya, 85 karakolun yanısıra, 13 belediye binası, 43 banka, 11 fabrika ve 66 mağazayla alışveriş merkezinin zarar gördüğünü açıkladı.

    TEPKİLER

    Suriye'de yayımlanan El Vatan gazetesi, Tunus'ta olup bitenlerin, Arap rejimleri için bir ders olduğu yorumunda bulundu.

    İktidar çevrelerine yakın El Vatan gazetesinde dün yayımlanan makalede, "Bu hiçbir Arap rejiminin inkar edemeyeceği bir derstir, özellikle de Tunus gibi korunmak için dostlarına güvenen ülkelerle aynı siyaseti izleyenler için. Batı hizmetindeki Arap liderler, Tunus dersini örnek almalı. Kararları, uzaktaki ülkelerin çıkarlarına değil Arap halklarının çıkarına uygun olmalı" ifadesi kullanıldı.

    Tunus'a yönelik tutumuyla eleştirilen Fransa da, bu ülkedeki "suç çetelerini" ve "değişime karşı çıkan destekçileri" kınadığını bildirdi.

    İsveçli tur operatörü Apollo, ülkedeki karışıklık nedeniyle Tunus seyahatlerini Mayıs başına kadar iptal etti.

    Fransız Tur Operatörleri Derneği (Ceto) Başkanı Rene-Marc Chikli de, Tunus'a 23 Ocak'a kadar Fransız turist gönderilmeyeceğini bildirdi.

    TUNUS NEDEN AYAKLANDI?


    Hayat pahalılığı ve işsizlikle boğuşan genç ve diplomalı Tunusluları öfkelendirenlerin başında, ayaklanmalarla ülke dışına kaçmak zorunda kalan devrik Devlet başkanı Zeynelabidin Bin Ali'nin ikinci eşi Leyla Bin Ali'nin geniş ailesinin ülke kaynaklarını kontrol altında tutarak kendi yararına kullanmasının bulunduğu söyleniyor.

    Uzmanlar, Tunus'taki iş çevrelerinin yarısının, evlilik yoluyla Bin Ali ailesiyle bir akrabalığının bulunduğunu ve çoğunun da bu akrabalıktan geniş ölçüde faydalandığını belirtirken, Tunusluların asıl öfkesine Bin Ali'nin eşi Leyla Bin Ali ve kalabalık ailesi Trabelsiler'in yol açtığına dikkat çekiliyor.

    Trabelsi ailesinin elinde bulunanlar arasında büyük araziler, ithalat ve ihracat, gayrı menkul sektörü, bankalar, telefon şirketi, basın, internet hizmeti, gümrük sayılıyor.

    "Tunus'ta baskının siyasi ekonomisi ve itaatin gücü" adlı kitabın yazarı Beatrice Hibou, bu geniş ailenin üyelerinin başkalarının sırtından geçinme durumunda olduğuna ve iktidardaki pozisyonlarını zenginlikten mümkün olan en fazla biçimde yararlanmak için kullandıklarını anlatıyor.

    Tunusluların dediği gibi "Aile" aslında öncelikle 1992'de Bin Ali ile evlenen Leyla Trabelsi'nin ailesini tanımlıyor. 10 kardeş ve onlarca yeğen. Trabelsiler'in, 7 kardeşi olan devrik başkan Bin Ali'nin ailesinin de önüne geçen önlenemez yükselişi 90'lı yılların ortalarına rastlıyor.

    "Kartaca Naib" kitabının yazarlarından Nicolas Beau, Leyla Bin Ali'nin "mütevazı bir çevreden gelen ve entelektüel kapasitesi sınırlı" ailesini kilit görevlere yerleştirmeye başladığını belirtiyor. Hibou, farklı biçimlerde uygulamaya koyulan yöntemlerle paraların cebe indirildiğini anlatırken, "özelleştirmeler sırasında sembolik rakamlara satın alınan kurumlar daha sonra sanayici ve işadamlarına satılıyor.

    Trabelsi çetesi yabancı yatırımlardan komisyon alıyor ve kimi kamu işlemlerinde arabuluculuk yapıyor, gümrüğü ve kaçakçılığı elinde bulunduruyor" ifadesini kullandı.

    Bunu yapmak için patronların kızlarıyla "çıkar evliliklerini" çoğaltan ailenin, işi kendisine rakip gibi görünenleri caydırmak, tehdit ya da taciz etmek için polis teşkilatından unsurları da kullanmaya kadar götürdüğünü belirten Beau, Leyla Bin Ali'nin kardeşi Belhassen Trabelsi'nin büyük çaplı yolsuzluklarıyla tanındığını anlattı.

    Trabelsi ailesinin malları arasında havayolu şirketi, oteller, radyo istasyonu, otomobil montaj fabrikası, gayrımenkul şirketi sıralanırken, Nicolas Beau, yaşananları, "Bu, Tunus halkını, burjuvazisini, sanayicilerini ve orta sınıfını çileden çıkaran şey, doymak bilmezlik, beceriksizlik ve tehdit idi" diyerek özetliyor.

    Genç nüfusun yüzde 30'unun işsiz olduğu ülkede insanların bu noktaya gelmesinde burs ve iş verilirken de eş dost kayırıcılığı yapılmasının payı olduğu belirtiliyor.

    'Yasemin devrimi'nin isim babası

    Öte yandan, Tunuslu gazeteci Ziyad El Hani, "Yasemin Devrimi"nin isim babası olduğunu açıkladı.

    El Hani, Bin Ali sokağın baskısıyla ülkeden kaçmadan önce "Yasemin Devrimi" başlıklı bir
    makale yazdığını belirtti.

    Makalesini, internet sansürünün kalkmasından önce engellenen "Tunuslu gazeteci" adlı bloğuna koyan El Hani, şairane yazısında, Tunus halkını sosyal yönlerdeki taleplerini sınırlamadığı, ancak bunlara siyasi bir boyut kattığı için "olağanüstü" olarak niteliyor.

    BBC'nin Tunus analizi için tıklayın...

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow