hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Çözüm süreci, Foreign Policy'de

    Çözüm süreci, Foreign Policyde
    expand

    ABD'nin etkin dergilerinden Foreign Policy'de yayınlanan "Erdoğan'ın Büyük Kumarı" başlıklı makalede, Türkiye'deki çözüm süreci ele alındı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye'de "çok sıradışı, hatta belki tarihi birşeyler olduğu" ifade edilen makalede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın içinde yer aldığı yeni barış süreci, "kördüğümü çözmek için cesur ve riskli bir girişim" olarak adlandırıldı.

    Makalede, Erdoğan'ın, "sadece modern Türk ulus-devletinin özünün yeniden tanımlanmasıyla değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ulusal güvenlik prensiplerinin radikal revizyonuyla sonuçlanabilecek" bir yol belirlemiş göründüğü, girişimin gidişatının, Türkiye'nin geleceği, aynı zamanda Ortadoğu bölgesi ve hatta ABD için bile önemli olası sonuçlar doğurabileceği ifade edildi.

    Makalede, Erdoğan'ın "İkinci Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Türk de Gaulle'u olmayı arzuladığını, 2024 yılında Türk politikasına adını, Atatürk'ten sonra en etkili ve dönüştürücü lider olarak yazdırabileceğini, aynı zamanda 21. yüzyılın dünyadaki en dikkate değer isimlerinden biri olabileceğini" belirtildi.

    Ankara yönetiminin, sınır bölgesindeki politikalarına da değinilen makalede, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile ilişkilerdeki büyük değişime, çatışmaların yaşandığı Suriye'deki Kürtlere başta takınılan tavrın hızla evrilmesine dikkat çekildi.

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Türk devletine ölümcül bir tehdit olarak Kürt ulusal hareketini yıkmayı amaçlamaktan ziyade, giderek artan biçimde bu hareketin, Türklerin güvenliğini ve refahını desteklemek hedefiyle zararsız hale getirilebileceği inancına sahip göründüğü" belirtilen makalede, çözüm sürecinin başarılı olması halinde, "şahsen Erdoğan için arzuladığı yetkilendirilmiş devlet başkanlığı bileti, Nobel barış ödüllük bir iş olabileceği, ulusal açıdan da, kan dökülmesine ve servetin harcanmasına mal olan bir yarayı iyileştireceği" dile getirildi.

    Öte yandan makalede sürecin başarılı olmaması halinde, şiddetin büyük ölçüde artması, Türkiye'nin, sınırlarında etnik ve mezhepsel çatışmaya artan biçimde savunmasız bırakılması risklerinin bulunduğu, Erdoğan'ın sonunda hem kendisini hem de Türkiye'yi tüketecek güç bir durumla karşı karşıya kalabileceğine işaret edildi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow