Osman Müftüoğlu, uzayan COVID-19 sendromuna ilişkin ayrıntıları Hürriyet'teki köşesine taşıdı. İşte o yazı...COVID-19 hastalığı sadece birden bire ortaya çıkan ve üst solunum yolları ile akciğerlerde yoğunlaşan ağır sorunlara yol açan akut bir sağlık sorunu değil. Hastalığa yakalananların yüzde 10-15inde problem uzun süreli bazı sağlık problemlerine de davetiye çıkarabiliyor. Hastalıkla ilgili verilerin sayısı arttıkça kısaca uzamış veya kronik COVID-19 olarak tanımlanan bu tabloların içerik ve nedenleri de daha iyi anlaşılıyor. Hastalığın kronikleşmesine yol açan hasarların başında da pıhtılaşma sisteminde oluşan değişimler ve damarlarda ortaya çıkan iltihaplanma süreçleri var. Ayrıca bağışıklık sisteminde gelişen kontrolsüz ve aşırı yanıtlar da önemli birer sorun. Peki uzamış COVID-19un işaretleri neler? Uzamış COVID-19, akut hastalıktan 4-6 hafta sonra ortaya çıkan yorgunluk, nefes darlığı, öksürük, baş ağrısı, uyku sorunları, sisli beyin, ruhsal çökkünlük, kas güçsüzlüğü ve ağrıları, eklem ağrıları, çarpıntı, göğüs ağrısı, saç dökülmesi, tat ve koku duyusu kayıpları ile karakterli bir hastalık tablosu. Uzamış COVID-19 sorunu bir tür çoklu organ harabiyeti, bir çeşit kronik hastalıktan farksız bir durum. Özellikle hastalığa yakalanmadan önce genel durumu zaten bozuk ve/veya kronik bir hastalığı bulunanlarda daha sık görülüyor. Şeker hastaları, hipertansiyonlular, obezler, KOAHlılar, kalp damar hastaları ile yoğun bakım tedavisi görecek kadar hastalığı ağır geçirenler uzamış COVID-19 sorununun bir numaralı hedefleri. Bu nedenle özellikle saydığımız sorunları yaşayan kişilerin hastalığa yakalanmaları halinde daha yakın bir takibe, daha yoğun bir tedavi planına ihtiyaçları olduğu kesin. Uzamış COVID-19 meselesini önümüzdeki yazılarda da tartışacağız.