Bu önemli bir keşif, zira şimdiye kadar DNA'nın zara bağlı bir bölme içinde yer alması, insanlar, diğer hayvanlar ve bitkiler gibi yüksek organizmaların yapı taşları olan ökaryot hücrelerin koruması olarak kabul ediliyordu.Ayrıca T. magnifica fazla miktarda DNA'ya sahip. Genomundaki tüm "harfler" ya da baz çifti sayıldığında 12 milyona yakın. Ancak her hücrede genomun yarım milyon kopyası olabilir.Berkeley Enstitüsü'nden Dr. Tanja Woyke T. magnifica'nın "bir insan hücresine kıyasla kendi içinde birkaç kat daha fazla DNA depoladığı anlamına geldiğini" belirtiyor. Woyke, tüm bu DNA'da, organizmanın büyük boyutunun nedenlerine dair ipuçları olduğunu da söylüyor. Uzama ile ilişkili bazı genlerin kopyalandığı ve normalde bölünmeye dahil olan bazı genlerin eksik olduğu görülüyor.T. magnifica kemosentetik bir bakteri. Kendisine yakıt sağlamak için ihtiyaç duyduğu şekerleri, mangrov bataklığının tortularındaki çürüyen organik maddelerin ürettiği sülfür bileşiklerini oksitleyerek elde ediyor. Sadece tutunacak sağlam bir şeye ihtiyaç duyuyor.Antiller Üniversitesi'nden mikrobiyolog Prof. Olivier Gros, "Onları istiridye kabuklarına, yapraklara ve dallara, aynı zamanda cam şişelere, plastik şişelere veya iplere tutunmuş halde buldum" dedi.