hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Blair 27 Haziran'da veda ediyor

    Blair 27 Haziranda veda ediyor
    expand

    İngiltere Başbakanı ve İşçi Partisi lideri Tony Blair, parti liderliğinden ayrıldığını, başbakanlıktan da 27 Haziran'da Kraliçe 2'nci Elizabeth'e istifa mektubu vererek ayrılacağını açıkladı.

    Blair, siyasi hayatının en önemli kararlarından birini kamuoyuna duyurduğu açıklamasını, 1983 yılından beri Avam Kamarası'ndaki temsilciliğini yaptığı seçim bölgesi Sedgefield'deki Trimdon kasabasında yaptı.
     
    Konuşmasına, seçim bölgesindeki partililere ve eşine teşekkür ederek başlayan Blair, 10 yıldır ülkesine başbakan olarak hizmet ettiğini belirterek, böylesine büyük bir ülkeye hizmet etmekten onur duyduğunu söyledi.
     
    Cherie Blair de bu önemli açıklama sırasında eşinin yanında yer aldı. Açıklamayı, Blair çiftinin kızı Kathryn de izledi.
     
    24 yıl boyunca Avam Kamarası'nda temsil ettiği ve pek çoğu yakın arkadaşı olan Sedgefield bölgesi halkı ve partililer kasabaya gelişi sırasında Blair'i alkışlarla karşıladı. Blair'in açıklamasını da "Teşekkür ederiz", "Bol şans" yazılı pankartlarla izlediler.
     
    Blair'in yerine favori aday olarak gösterilen Maliye Bakanı Gordon Brown da Blair'in istifa kararını açıklamasının ardından yaptığı kısa açıklamada, Blair'in siyasi hayatının eşsiz başarılarla dolu olduğunu söyledi.
     
    Brown, partisi ve ülkesi adına benzersiz bir lider olarak nitelediği Blair'e duyduğu minneti de dile getirdi. Blair, İşçi Partisi yeni liderini seçene kadar görevini sürdürecek.
     
    İktidara geldiği 1997'de ülkesinin en popüler siyasetçisi olan Blair'in imajı Irak işgali sonrasında ve İşçi Partisi'ndeki yolsuzluk iddialarının ardından ağır darbe aldı.
     
    Barroso'dan Blair'e övgü
     
    AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, istifa kararını açıklayan İngiltere Başbakanı Tony Blair'in ülkesini AB'nin "çevresinden merkezine kaydırdığını" belirtti.
     
    Barroso, Blair'in 27 Haziran'da görevinden istifa edeceğini duyurması nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, "Blair Avrupa'ya enerji, yükümlülük ve fikirler getirdi. Genişleme ve ortak enerji politikasına bağımlılığı yanında küresel iklim değişikliği ve Afrika'daki yoksullukla mücadeleye yönelik çabaları teşvik etti" dedi.
     
    "Blair, vetolarıyla değil taahhütleriyle İngiltere'yi AB'nin çevresinden merkezine kaydırdı" ifadesini kullanan Barroso, Blair'in açık, reformcuve güçlü Avrupa kararlılığını paylaşmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
     
    Barroso, Blair'in arkadaşlığına değer verdiğini belirterek, kendisine bundan sonraki hayatında başarılar diledi.
     
    ABD: "Blair olağanüstü bir lider"
     
    Beyaz Saray, İşçi Partisi liderliğinden ayrılan Tony Blair'in "olağanüstü bir lider, bir dost ve müttefik"olduğunu açıkladı.
     
    Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow, "Blair, olağanüstü stratejik öneme sahip ittifak yapan bir İngiliz başbakanı oldu. Tony Blair, İngiltere'nin olağanüstü lideriydi" açıklamasında bulundu.
     
    Blair ve ABD Başkanı George Bush'un iki iyi dost ve müttefik olduklarını da belirten Snow, Blair'in uzun yıllardır devam eden bir geleneği sürdürmeyi bilerek, hem Demokrat Partili eski Başkan Bill Clinton hem de Cumhuriyetçi Bush ile çalışma yetkinliğini sergilediğini kaydetti.
     
    Snow, Blair'in ayrılmasının Irak stratejisi üzerindeki olası etkisinin ise İngiliz hükümetinin meselesi olduğunu ifade etti. İşçi Partisi'nden ayrıldığını açıklayan Blair, başbakanlık görevinden de 27 Haziran'da ayrılacağını duyurmuştu.

    BLAIR YILLARI
     
    “İşler sadece iyiye gidecek”: Tony Blair ve ortanın solundaki İşçi Partisi’ni 1997 yılında büyük bir zaferle iktidara getiren seçimlerin sloganı buydu.
     
    43 yaşındaki Blair neredeyse 200 yıla yakın bir süreden beri İngiltere’nin en genç başbakanı oluyor ve muhafazakarların skandallar ve iç kavgalarla sarsılan 18 yıllık iktidarına son veriyordu.
     
    Genç Blair, İngiltere siyasetine taze bir soluk getirmiş, ülkenin geleceğine umutla bakmasını sağlamıştı.
     


    Blair'ın gençliğinin verdiği enerji ile pop yıldızlarıyla bir araya gelip kendisini alt tabakadan bir aile babası gibi göstermesi, İngiltere’nin zayıflayan siyasi imajına yeni bir boyut getiriyordu. 
     
    İktidara geleli henüz bir yıl dahi olmamıştı ki; Blair, Kuzey İrlanda’da onlarca yıldır süren şiddete son veren barış anlaşması ile ilk puanını kazandı. Bunun son meyvesi de, geçtiğimiz salı günü iki ezeli düşman; Ian Paisley ve Martin McGuinness’in yemin ederek ortak hükümette göreve başlamasıyla alındı.
     
    Aradan bir yıl geçtikten sonra, eski Yugoslavya’da Arnavutlar ile Sırplar arasıdaki etnik çatışmalara müdahele eden NATO'da İngiliz güçleri önemli rol oynuyordu. NATO'nun bu müdahalesi, Blair’in harekete geçme konusundaki kararlı tutumu sayesinde oldu.
     
    Blair dönemi İngiltere tarihinin en uzun ekonomik büyümesine sahne oldu. İşsizlik ve faiz oranları rekor seviyede düştü.
     
    Türkiye'ye güçlü destek
     
    Tony Blair, Türkiye’nin AB üyeliği için de büyük gayret sarfetti. Gerek Avrupalı liderlerle yaptığı birebir görüşmelerde, gerekse çeşitli AB toplantılarında Türkiye’nin önemini her fırsatta vurguladı ve AB’nin Türkiye’ye kucak açması gerektiğini söyledi.
     
    Ancak içeride işler Blair için yolunda gitmemeye başladı. Blair iktidarının, para karşılığı "Lord"luk unvanı dağıttığına dair bir skandal patlak verdi. İngiltere halkı iktidara artık güvenmemeye başladı.
     
    Washington’ın sadık müttefiki
     
    11 Eylül 2001’de ABD’de düzenlenen saldırılar sonrası Blair, Washington’ın sadık müttefiki oldu. Saldırılar sonrası İngiliz güçleri gerek Afganistan’da, gerekse Irak’ta Amerikalılar ile omuz omuza savaşa girdi.
     
    Irak savaşına karşı muhalefet yoğunlaşırken, Blair’in muhalifleri Başbakan’ı “Bush’un fino köpeği” diye etiketledi.
     
    Hatta savaş başlamadan önce “Fırıldak Dosya” diye adlandırılan istihbarat raporunda, Saddam Hüseyin’in askeri tehdit oluşturduğuna dair bilgilerin abartıldığı ortaya çıktı. Daha sonra açılan soruşturmada ise hem Blair, hem de dosyayı hazırlayan istihbarat servisleri aklandı.
     


    Terör saldırıları
     
    2005 yılında İngiltere’de doğup büyüyen İslamcı teröristler tarafından Londra’nın ulaşım sistemini hedef alan saldırılarda 52 kişi hayatını kaybetti, 700 kadar kişi de yaralandı. Ancak Blair, saldırılara uyguladığı dış politikaların neden olduğu yolundaki suçlamaları redetti.
     
    Blair’in geçen yıl başbakanlık görevinden ayrılacağını açıklaması, selefi olması beklenen Maliye Bakanı Gordon Brown ile arasında gerginlikler yaşandığına dair spekülasyonlara yol açtı.
     
    İngiltere'nin en uzun süre görev yapan başbakanı
     
    Blair’in görevden ayrılması İngiliz siyasi tarihinin en uzun “elveda öyküsü” oldu ve bazı gözlemciler bu sürecin uzamasının İşçi Partisi’ne zarar verdiğini savundu.
    Blair rekor kitaplarına İngiltere’nin en uzun süre görev yapan başbakanı olarak geçti.
     
    Hem kendisi hem de taraftarları son birkaç haftayı dikkatleri Blair’in başarılarına, özellikle de sağlık hizmetleri ve okullara yaptığı rekor harcamalara çekmeye çalışarak geçirdi.
     
    Ancak gazetelerin yaptığı kamuoyu yoklamaları, İngiltere halkının yarısından fazlasının "İngiltere’nin yaşamak için tehlikeli bir yer haline geldiği"ni ve son 10 yıl içinde insanların daha mutsuz olduğunu düşünüdüğünü ortaya çıkardı.
     
    Geçtiğimiz hafta yapılan yerel seçimlerde de seçmenler İşçi Partisi’ne büyük bir yenilgi yaşattı.
     
    10 yıl sonra işler gerek Blair, gerekse yerine geçecek yeni lider için daha kötü hale geldi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow