ANDREW İÇİN "KULLANIŞLI APTAL" DİYORMUŞ
Peki Prens Andrew, Epstein'de ne buluyordu? Epstein her zaman insanların bam teline basmayı çok iyi biliyordu. Dük'ün kişiliğinde bir boşluk vardı. Bu nedenle hep yüksek sesle kahkaha atıyor, bol bol övünmekten çok hoşlanıyordu. Saraylarda yaşamasına, etrafında el pençe duran hizmetkârlara rağmen, çocukken Charles'la eşit olmasının bir serap olduğunun, kendisinin ikinci oğul olduğunun farkındaydı. Epstein, Andrew'nun memnuniyetsizliğini ustaca sömürüyordu. Epstein'in düzenlediği bir akşam yemeğinde Prens durup dururken, "Neden insanların biz Kraliyet ailesi üyelerine daha fazla saygı göstermediğini bilmiyorum" diye feryat etmişti.Epstein, özel konuşmalarında çevresindekilere Andrew'nun bir aptal olduğunu ama kendisi için kullanışlı olduğunu söylüyordu. Zira sicili lekeli bile olsa Kraliyet ailesinin üst düzey bir üyesinin yurt dışında her zaman güçlü bir çekiciliği vardı. Epstein bir arkadaşına, York Dükü'nü karanlık yabancı piyasalara erişmek için kullandığını, gittikleri ülkelerdeki hükümet yetkililerinin Andrew'u kabul etmek zorunda olduğunu, kendisinin de "Ekselansları'nın yatırım danışmanı" sıfatıyla bu toplantılara katıldığını anlatmıştı. Andrew ön planda duruyor, Epstein ise arka planda bu çoğu şüpheli oyuncularla anlaşmalar yapıyordu.Kitapta, Prens Andrew'nun 2002-2011 yılları arasında Birleşik Krallık'ın Ticaret ve Yatırımdan Sorumlu Özel Temsilcisi olarak görev yaptığı dönemde, kişisel gelirini artırmak için çeşitli şüpheli dostluklar kurduğu da ifade ediliyor. Daily Telegraph "vazife gereği" dünyayı dolaşan Prens'in sadece 2010 yılında özel uçaklara 465.000, otel ve yemek giderlerine ise 154.000 sterlin harcadığını, bunların da devletin kasasından çıktığını yazmıştı. Brown'a konuşan eski Dışişleri Bakanlığı müsteşarı ve İşçi Partisi Milletvekili Chris Bryant'a göre, bakanlığın en son istediği şey Andrew'nun resmi ziyaretlerin bir parçası olmasıydı. "Çünkü yemek masasındakilerin yarısına kabalık ediyor, gizli işler çeviriyor, eli kolu hediyelerle dönüyor ve hepsinden beteri, kalacağı yerlerin tüm Kraliyet ailesi üyelerinden daha geniş olmasını talep ediyordu." Bu süreçte edindiği yabancı tanıdıklar ne açıklanabilir ne de kabul edilebilir isimlerdi. Örneğin Libyalı bir silah kaçakçısını kızının düğününe davet etmişti.
SÜREKLİ SEKS DÜŞÜNÜYORDU
Epstein, Andrew'nun kendisini kabul edilmiş hissetmesini sağlıyordu. Anlaşmalar yapıyor, genç kızlarla uçak yolculuklarına çıkıyor, New York'un ışıltılı hayatını yaşıyordu. Nihayet halen annesinin parasıyla geçinen yetişkin bir adam olarak görülmüyordu, Saray'ın hiyerarşisinden de kurtulmuştu. Andrew, ergenliğe yeni adım atmış bir oğlan çocuğu misali sürekli seks düşünüyordu. 1990'lı yıllarda Londra'da görev yapan ABD Büyükelçisi Walter Annenberg'in eşi Lee'nin dediğine göre, Dük, 1993 yılında Annenberg ailesinin Palm Springs'de bulunan malikanesine özel bir ziyaret gerçekleştirmişti. Ziyaret sırasında iki gün boyunca odasına kapanıp yetişkin Filmler izlemesi, Lee Annenberg'i şoke etmişti. Epstein'in evlerindeki mahremiyet kuralı, hayatını Saray'ın sansüründen ve medyanın aşağılamalarından kaçmaya çalışmakla geçiren Prens için değerli bir önkoşuldu. New York ziyaretlerinde beklendiği üzere İngiltere konsolosluğunda kalmak yerine, beş sokak ötede Epstein'in evinde kalıyordu. Hatta kendisine özel bir misafir süiti tahsis edilmişti. Epstein bu odayı, alaycı bir tavırla "Britannica Suiti" olarak isimlendirmişti.