AB'nin, Fransa ile birlikte merkez gücü konumunda olan Almanya, bir yandan Rusya'ya karşı hızlı önlemler almaya başladı, diğer yandan da o tarihe kadar elden bırakmadığı Doğu Avrupa ülkelerine karşı takındığı hoşgörüye son vereceğinin sinyallerini duyurdu.Avrupa Birliği'nin Macaristan'a karşı Salı günü yapılan açıklamada hissedilen net tavrı alma cesaretini gösterebilmesinde, elbette Polonya'nın da önemli payı vardı. Çünkü Ukrayna'ya olan Rusya müdahalesi, Rusya'yı ulusal güvenliğinin en önemli tehdidi olarak gören Polonya'nın dış politikasında da revizyona neden olmuştu.Varşova, Ukrayna-Rusya çatışmasında "tarafsız" pozisyon almaya çalışan Macaristan'dan uzaklaştı. V4 ülkelerinin son zirve toplantısına katılmadı ve AB içinde en sıkı müttefiki olan Macaristan'ı yalnız bırakabileceğinin sinyallerini verdi.Brüksel için bu sinyal anlaşılan yeniden atağa geçmek için yeterli bir işaretti.
Avrupa Birliği ve Macaristan arasındaki ilişkilerin geleceği
Avrupa Birliği'nin merkezi yapısının güçlenmesinin yolunun "sorun yaratan Doğu Avrupa ülkelerini disiplin altına almaktan" geçtiği açık. Ülkesinde gerekirse nükleer başlıklı Amerikan füzeleri bile yerleştirmeye hazır olduğunu açıklayan Varşova, ulusal güvenliği açısından Brüksel'in taleplerine razı olmuş görünüyor.Çek ve Slovak siyasetçileri de kendi ulusal güvenliklerinin Batı'ya daha iyi entegre olmaktan geçtiğini Ukrayna savaşı dolayısıyla yaptıkları açıklamalarda dile getirmişlerdi.Şu anda birincil sorun Macaristan. Genel seçimler öncesi, yani AB ile daha sıkı ilişkiler kurmayı vadeden muhalefetin başarı ihtimalinin henüz var olduğu zaman diliminde sorun dondurulmuştu. AB, yaptırımlarını uygulamak için seçim sonuçlarını beklemeyi tercih etti.Ancak Viktor Orban'ın büyük zaferiyle hesaplar alt üst oldu. Macar başbakanı seçimlerden seçmenlerden aldığı büyük bir destekle çıktı ve bu desteğe güvenerek de, seçim konuşmasında Brüksel'i açıkça hedef aldı.