Ascot’ta atlar koşuyor, şapkacılar kazanıyor

İngilizlerin en önemli geleneklerinden Ascot At Yarışları, sönük geçen 2020nin ardından yeniden ihtişamını arıyor. Atlarından çok şapkalarıyla ünlü Ascotta 750 sterlinden 10 bin sterline kadar değişen fiyatlarda şapka görülebiliyor. Şapkada pırlanta varsa fiyat 100 bin sterline de çıkabiliyorAscot At Yarışları, İngilizler için sadece at yarışı tutkunlarının bir araya gelip kumar oynadıkları bir dört gün değil. Ascot, atların yanı sıra gelenek, giyimde şıklık ve öncülük, sosyal gösteriş, eğlence, iş insanlarını ağırlamak, şampanya, iyi yemek, lüks, şaşaa ve prestij demektir. Uluslararası bir olaydır. İngiliz kraliyet ailesi mensuplarının yanında, Körfez ülkelerinin emirleri, Ekselans Ağa Han ve Andrew Lloyd Webber gibi isimleri burada görmeniz olağandır. Milliyet'ten Nevsal Elevli'nin haberine göre 300 yıldır yapılan, herkesin giremediği Ascot, bürokrasinin devam ettiği, sınıf farkının en belirgin olduğu bir ortam. Her yıl Haziran ayında düzenlenen Ascot At Yarışları 4 gün sürüyor. İngiliz Kraliyet Ailesinin katıldığı yarışlar sırasında atlardan çok jet sosyetenin kadınları birbiriyle yarışıyor. Yarışı izlemeye gelen birbirinden şık hanımlar, sadece birkaç saat kullandıkları şapkalara avuç dolusu para döküyorlar. Atlarından çok şapkalarıyla ünlü Ascotta 750 sterlinden 10 bin sterline kadar değişen fiyatlarda şapka görmek mümkün. Şapkada pırlanta kullanılmışsa o zaman fiyatı da 100 bin sterlin civarında olabiliyor. Aslında Ascotta atlar koşuyor, şapkalar yarışıyor, yarışı da şapkacılar kazanıyor. Altı ay önce başlayan şapka siparişleri, yarış gününe yetiştirilmeye çalışılıyor. Jet sosyete en büyüğünü, en orijinalini, en renklisini giymek için şapkacılara kucak dolusu para ödüyor. Şapkacılar, modelleri kopya edilmesin diye büyük gizlilikle çalışıyorlar. İddialı hanımlar, dört gün süren yarışlarda ne aynı şapkayı, ne de aynı kıyafeti giyiyorlar. Ascot, böylece binlerce şapkanın, birbirinden şık kıyafetlerin sergilendiği dev bir moda şovuna dönüşüyor. Hanımların bu kadar şık olduğu bir yerde, erkekler de boş durmuyor. Onlar da silindir şapkaları ve fraklarıyla şık hanımlara eşlik ediyorlar. Dünyanın dört bir yanından binlerce insan, yalnız bugünü görebilmek için Ascota akın ediyor. Başkente 1.5 saat uzaklıktaki bu güzel kasaba dört gün boyunca tam 300 bin kişiye ev sahipliği yapıyor. At yarışı olur da müşterek bahis olmaz mı? Ascot boyunca milyonlarca sterlinlik bahisler oynanıyor. İngilizler tüm dünyaya gelenek ve göreneklerine ne kadar bağlı olduklarını bu yarışlarla hatırlatıyorlar. Ascotta seyirciler üç bölümde toplanıyor. Kraliyet bölümüne yalnız kraliyet mensupları ve soylular alınıyor. Bu bölüme üye olanlar, Ascotun her bölümüne serbestçe geçip, gezebiliyorlar. Buraya mini etek, omuzları açıkta bırakan kıyafetle girmek yasak. Diğer bölüm ise Grand Stand. Buraya biletlerini 6 ay önce alan normal vatandaşlar, kıyafet kurallarına uymaları koşuluyla girebiliyorlar. Burada da şıklık göz kamaştırıyor. Üçüncü bölüm ise halka açık. Kot pantalon dışında normal kıyafetli herkes bu bölüme girebiliyor. Kraliyet bölümüne girebilmek için Ascota üye olmak gerekiyor. Üyelik için en az 10 yıl Ascot mensubu olan bir şahsın, genellikle soylu birinin tavsiyesi gerekiyor. Ancak yoğun ilgi nedeniyle son 15 yıldır yeni üye alınmıyor. Yarışlarda koşan atların sahipleri de oldukça ilginç. Başta kraliçe olmak üzere ülkenin önde gelen zenginleri, Arap şeyhleri, prensler ve iş insanları üzerlerine titredikleri, özenle yetiştirdikleri safkan atları dünyanın en prestijli yarışında koşturmak için adeta çırpınıyor. Bu günlerde Ascot halkla ilişkiler ve reklam dünyasının popüler mekanı. Büyük şirketler müşterilerini, yüksek seviyedeki idarecilerini ağırlamak ve bu vesileyle reklamlarını yapıp iş hacimlerini geliştirmek için kullanıyorlar bu okazyonu. Ayrıca Ascotun ağırlama endüstrisindeki başarısı da övgüye değer. Yarışların başlamasından evvel çeşitli restoranlarda gastronomi zevklerinizi tatmin edebilirsiniz, barlarda en kaliteli şampanyalar içilebilir, akşam üstü servis için açılan yüksek sosyete çaylarına katılabilirsiniz. İnşallah hesabı siz ödemiyorsunuzdur! Ascotun 300 yıllık geçmişinden ne atlar, ne jokeyler, ne at sahipleri ve nice kumarbazlar geldi geçti; ne komediler ve trajediler yaşandı kimbilir? Ama tek birşey hep yerinde kaldı, bozulmayan gelenek! Beyaz masa örtüleri, kristal şampanya bardakları, gümüş çatal-bıçaklarıyla yemeklerini yiyen İngilizlerin Ascot menüsü şöyle: Yemek, füme somon balığıyla başlıyor. Karides ve ıstakoz ile devam ediyor. Daha sonra somon ve üzerine yenen kremalı çilekle bitiyor. Hava şartları ne olursa olsun, bardaktan boşanırcasına yağmur bile yağsa İngiliz soylusu hiç keyfini bozmadan, şemşiye altında pikniğini yapıyor. Saat 14.00e doğru piknik sepetlerini toplayan İngilizler, yarışların yapıldığı alanda yerlerini alıyorlar. Bu arada ikinci ve üçüncü bölümün mönüsü ise sandviç, haşlanmış tavuk, hamburger ile balık ve cips. İçkileri ise bira. 17.30da sona eren yarışlar boyunca 6 ayrı koşu yapılıyor. The Royal Ascotun bu yıl Moda Kurulu Başkanı olarak Türk tasarımcı Zeynep Kartal seçildi. Ayrıca Ascot Style Guide (tarz yönledirme) moda dergisi adı altında yayımlanan dergi, ilk kez Türk tasarımcı Zeynep Kartalın tasarımını kapağına taşıdı. Bu yılki Ascot at yarışları farklı ama bir o kadar da güzel geçiyor. Geçen yıl seyirciye kapalı yapılan yarışlar, bu yıl önce 4 bin kişiyle sınırlıydı; ancak COVID-19 testi kaydıyla 12 bin kişi alındı.