Arakan'da insanlık dramı: 6 çocuğu ve kocası yakılarak öldürüldü

Arakan müslümanlarının ölümden kaçışı sürüyor. Arakanlı aileler, sınırdaki Daf nehri üzerinden Bangladeş'e sığınıyorlar. Onlardan biri, budistlerin evlerini yaktığı sırada 6 çocuğu ve kocası yakılarak öldürülen Arakanlı müslüman kadın yaşadıklarını anlattı. Haber: İrfan Sapmaz, Fotoğraflar: Can Erok / DHACox'bazar'a gelebilmek için 10 gün boyunca ayağında ayakkabısı olmadığı halde ölüm kalım mücadelesi veren Arakanlı kadın karnında da bir bebek taşıyor. Bangladeşin Shehpori bölgesinin hemen karşısındaki Bakdhuna bölgesinden dağlarda yürüyerek, daha sonra da nehri geçmek zorunda kalan kadın göz yaşları içerisinde 6 çocuğunu ve eşini nasıl kaybettiğini anlattı. Bir gece ansızın Myanmar ordusunun ve Budistlerin 200 bin nüfuslu Bakdhuna bölgesine geldiklerini, bütün evlerin ateşe verildiğini, 6 çocuğunun ve eşinin de aynı evde yanarak hayatını kaybettiğini söyledi. Arakanlı kadın, Çocuklarımdan ancak gördüğünüz üçünü kurtarabildim. Bu tarafa geçmek ile geçmemek arasında ne yapacağımı bilemedim. Çocuklarımın ve eşimin yanık cenazelerini bile göremeden birçok komşum ile birlikte dağlara sığındık. Günlerce dağlarda aç susuz Bangladeşe geçmek için gördüğünüz gibi ayaklarımızda ayakkabı bile olmadan yürümeye ve canlarımızı kurtarmaya çalıştık. Kadın, çaresiz halde kendileri gibi evlerini terk etmek zorunda kalan Arakan Müslümanları ile Bangladeşe sığınmalarını ve ailesinin diğer kalan üyelerini kaybettiğini ağlayarak anlattı. Myanmar'dan Bangladeş'e geçebilmek için günlerce tekne beklediklerini de anlatan Müslüman kadın, ilk etapta bir şeyler yemek ve çocuklarına da yedirmek istediğini söyledi. Karnındaki çocuğunu da yaşaması için Allah'a dua ettiğini anlattı. Büyük zorluklar altında derme çatma çadırlara yerleştirilmeye çalışılan Arakan Müslümanları, nüfusu 500 bin olan büyük kampların bulunduğu Kumpalong bölgesine gelmeyi sürdürüyor. Bangladeş tarafına geçen on binlerce insan eğer bulabilirlerse bir çadıra sığınıyorlar. Yoksa açık arazide yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Bir taraftan Bangladeş hükümeti ve halkı, diğer taraftan ülkede sayıları 5 bine ulaşan sivil toplum örgütleri büyük bir insanlık dramının yaşandığı kamplara yiyecek, çadır, su, giysi ve özellikle de çocukların hayatta kalabilmesi için çaba gösteriyor. Başta Türkiye olmak üzere birçok ülkeden gelen STK'lar yoğun bir şekilde yardım faaliyetlerini sürdürürken 200 bin çocuğun hayatta kalabilmesi için dünyaya gıda, çadır, ilaç gibi temel ihtiyaç malzemelerinin Bengladeş'e ulaştırılması çağrısını yapıyor. Kutubalong kampında tam anlamıyla bir insanlık dramı yaşanıyor. Kampta tuvalet bulunmuyor, içecek su ihtiyacı her geçen gün artıyor. Arakanlı Müslümanlar çadırlarda yanlarında getirdikleri birer parça yiyecekle, kazanlarda yemek pişirmeye çalışıyorlar. DHA mikrofonlarına konuşan Myanmar'dan kaçan bir kadın kucağında sırtından yaralı çocuğu ile birlikte yaşayan insanlık dramını anlattı. Myammar ordusu insanları öldürdü, boğazını kesti.. Kadınlara tecavüz ettiler. Evlerimizi ateşe verdiler. Evsiz kaldık. Buraya geldik, hayatımızı normal bir şekilde devam ettirelim diye diyen kadın, yüzlerce insanın hayatını kaybettiğini, çok sayıda insanın yollarda Bengladeş'e bile yetişemeyerek öldüklerini dile getirdi. Kampta çok zor şartlar altında kaldıklarına dikkat çekerken, geride çok sayıda akrabalarını bırakmak zorunda kaldıklarını söyledi. Geleceğe yönelik hiç bir umut taşımadıklarını da kaydetti.