50 YIL ÖNCEKİ KARAR NEYDİ?
ABD’de emsal teşkil eden mahkeme kararları, genellikle davalı ve davacı tarafların soyadı ile isimlendiriliyor. ‘Roe v. Wade’ ise ABD Yüksek Mahkemesi’nin 1973 yılında kadınlara kürtaj hakkı kararı verdiği davanın ismi. Davada ‘Jane Roe’ takma adıyla anılan Norma McCorvey (22) adlı kadın, 1969’da üçüncü çocuğuna hamile kaldı. Bekar ve işsiz kadın McCorvey, memleketi Teksas’ta kürtaj yasak olduğu için dava açtı. Dönemin muhafazakâr eğilimli yüksek mahkemesi, bir kadının hamileliğinin ilk üç ayında kürtaj yaptırma kararının kendisine ve doktoruna bırakılması gerektiğine hükmetti. Bu arada mahkeme lehine karar verse de McCorvey daha sonra evlatlık verdiği bir kız çocuğu dünyaya getirdi.
NEDEN TEPKİ TOPLADI?
Yüksek Mahkemenin en muhafazakâr yargıcı olarak bilinen Samuel Alito, 1973’teki kararın baştan beri taraflı olduğunu, ülkeyi ikiye böldüğünü ve iptal edilmesi gerektiğini savunuyordu. Donald Trump başkanlığı döneminde, Yüksek Mahkemedeki yargıçların çoğunluğu 6’ya 3 oranla muhafazakâların lehine geçtikten sonra ABD genelinde kürtajı yasallaştıran kararın iptal edilmesi uzun süredir gündemde yer aldı. Hıristiyan geleneğinde olduğu gibi insan yaşamının korunmasının bireysel değil toplumsal bir karar olduğunu savunan muhafazakâr yargıçlar, verdikleri kararda, “Anayasanın kürtaj hakkı vermediğini düşünüyoruz ve kürtajı düzenleme hakkının halka ve seçilmiş temsilcilerine verilmesi gerektiğine inanıyoruz” dediler. Muhafazakâr eyaletler de uzun süredir bu kararın iptalini bekleyerek dini gerekçelerle kürtajın anayasal haklarla koruma altına alınmış olmasını eleştiriyordu.