İlk dövmesini canlı yayında yaptırdı
Uzun süredir ekranlardan uzak duran sunucu ve oyuncu Yunus Günçe geri döndü. Hem de birçok yeni dövme ile! Günçe şu sıralar CNN Türk’te “Beni İkna Et” adında bir program sunuyor
Sunucu ve oyuncu Yunus Günçe dövme konusunda önemli bir isim çünkü şu sıralar 30’lu yaşlarının başında olanların birçoğunun da hatırlayacağı üzere kendisi ilk dövmesini canlı yayında yaptırmıştı.
Dövmenin ciddi bir tabu olduğu, bugünkü gibi her on kişiden sekizinde olmadığı zamanlardan bahsediyorum. Bu programla dövme nasıl yapılır, makineden nasıl bir ses çıkar, kan akar mı, ne kadar sürer gibi sorulara bir çırpıda cevap vermiş, insanların kafalarındaki önyargıyı biraz olsun kırmıştı.
Yaklaşık dört yıldır ortalıklarda gözükmeyen Günçe geçtiğimiz günlerde CNN Türk’te “Beni İkna Et” adında, üniversiteli gençlerden oluşan münazara gruplarının yarıştığı bir program sunmaya başladı. Biz de CNN Türk ve Milliyet binalarının yakınlığını bahane ederek bir araya geldik ve canlı yayında yapılan barkoddan sonra vücuduna neler eklenmiş, neler eklenecek öğrendik.
İlk dövmenizi televizyonda yaptırmıştınız.
Number One TV’de program yaptığım dönemdi, sekiz sene falan geçmiştir. Dövme yaptırmak aklımda vardı ama zaman yoktu. Bu yüzden yayında yaptırdım. Anneme de söylememiştim, o gün programı izlemesin diye elimden geleni yaptım ama anlamış bir iş olduğunu, izlemiş. Eve geldim, “Ah oğlum” diyordu. “Canlı yayında bir bunu yapmadığın kalmıştı.”
unucu ve oyuncu Yunus Günçe dövme konusunda önemli bir isim çünkü şu sıralar 30’lu yaşlarının başında olanların birçoğunun da hatırlayacağı üzere kendisi ilk dövmesini canlı yayında yaptırmıştı. Dövmenin ciddi bir tabu olduğu, bugünkü gibi her on kişiden sekizinde olmadığı zamanlardan bahsediyorum. Bu programla dövme nasıl yapılır, makineden nasıl bir ses çıkar, kan akar mı, ne kadar sürer gibi sorulara bir çırpıda cevap vermiş, insanların kafalarındaki önyargıyı biraz olsun kırmıştı.
Yaklaşık dört yıldır ortalıklarda gözükmeyen Günçe geçtiğimiz günlerde CNN Türk’te “Beni İkna Et” adında, üniversiteli gençlerden oluşan münazara gruplarının yarıştığı bir program sunmaya başladı. Biz de CNN Türk ve Milliyet binalarının yakınlığını bahane ederek bir araya geldik ve canlı yayında yapılan barkoddan sonra vücuduna neler eklenmiş, neler eklenecek öğrendik.
Barkod bir dönem çok popüler bir desendi. Bunda katkınız vardır herhalde...
Haklısın, bir ara herkes barkod yaptırıyordu, enseye ve bileklere özellikle. “Bu moda benimle başladı” diyemem ama katkım olmuştur. Ama önemli olan fikir. Ben barkodu sisteme karşı tepkimi göstermek, tüketim toplumuna gönderme yapmak için seçmiştim.
Sağ kolunuzda “God is Love” (Tanrı sevgidir) yazıyor. Vücuda tanrı ile ilgili yazı yazdırmak çok gözde. “Only god can judge me” (Beni sadece tanrı yargılayabilir) en sık rastlanan desenlerden...
Dövme bir kendini ifade etme biçimi. Bu yüzden modası olabileceğini düşünmek abes. “God is love”ı tanrıyı sorguladığım, “Biz nasıl yaratıldık, amacımız ne?” sorularını sormaya başladığım dönemde yaptırdım. Ben dövmelerime anlam yüklemekten yanayım. Sol omuzumda “Küçük Prens” kitabındaki bir çizim var. Üzerinde de Imagine (Hayal et) yazıyor. O kitap altı ayda bir okuduğum, her defasında da farklı şeyler öğrendiğim bir eser. Bak mesela arkadaşım Defne’nin (Joy Foster) ölümünden sonra arkasından onun için “Küçük Prens” okudum. İnsanların Yasin okuduğu gece ben de kendimce Defne’ye bunu yapıyordum.
“Annemle ilgili bir dövme yaptıracağım çünkü ona âşığım”
Defne’ye ithafen bir dövme yaptıracak mısınız?
İleride yaptıracağım ama kimse anlamayacak. İkimiziniçin anlamlı olan bir sembol seçeceğim. Planladığım başka yeni dövmeler de var. Mesela annemle ilgili bir desen mutlaka olmalı. Çünkü ona âşığım.
Dövmelerinizi hep aynı sanatçı mı yapıyor?
Bebek’teki Red Cat Tattoo’ya gidiyorum. Emrah Çakın çok güvendiğim bir sanatçı.