5N 1K Londra’ya taşındı
Cüneyt Özdemir’in sunduğu “5N 1K”, CNN Türk kurulduğundan beri ekranda. Hafta içi her akşam seyirci karşısına çıkan programda bu yıl büyük bir değişiklik var; Özdemir artık Londra’dan yayın yapacak, sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın gündemini ekranlara taşıyacak.
Cüneyt Bey, “5N 1K” yeni yayın dönemine başlıyor. Bu yıl programda herhangi bir değişiklik var mı?
- Evet, bu yıl program Londra’dan ekrana gelecek.
Neden böyle bir karar aldınız?
- Ben 13 yıldır CNN Türk’te bu programı yapıyorum. Kanal ilk kurulduğu günden bu yana CNN markasının çok güçlü olduğunu, bunu biraz daha ön plana çıkarmamız gerektiğini düşünüyordum. Ama tabii ben yönetimde değilim. Bu yıl kanalın yöneticileriyle birlikte CNN Türk’ün farkını göstermek üzere ortak bir karar aldık ve “5N 1K”nın stüdyolarını Londra’ya taşımaya karar verdik...
Yani bundan sonra Londra’da mı yaşayacaksınız?
- Bir yıllığına taşınıyorum oraya. Ama tabii arada İstanbul’a gelip gideceğim.
PROGRAMDA MAGAZİN HABERLERİ DE OLACAK
İçerikte bir değişiklik yaptınız mı?
- “5N 1K”nın en büyük başarısı, Türkiye’nin gündemini çok iyi takip ediyor olmasıydı. Bu yıl da buna devam edeceğiz. Ek olarak, dünyanın gündemini de ele alacağız. Bir de ‘dış haber’ denince aklımıza hemen sıkıcı diplomatik haberler geliyor. Oysa biz 2012 model bir dış haberciliği benimsemeyi düşünüyoruz.
2012 model dış habercilik neleri kapsıyor?
- Sadece “Ne olacak bu Avrupa Birliği’nin hali?” demeyeceğimiz, içinde popüler kültürün de yer aldığı bir şey yapacağız. Diyelim ki bugün 66 aylık çocukların okula gitmesi konuşuluyor, bu durum farklı ülkelerde nasıl yaşanıyor, ona bakacağız.
Popüler kültür de olacak dediniz, yani artık “5N 1K”da magazin haberleri de izleyeceğiz, öyle mi?
- Evet, içeriğimizde aynı zamanda dedikodu ve magazin de olacak. Mesela Tom Cruise’un boşanmasını neden sadece Kelebek’ten okuyalım, neden televizyondan da takip etmeyelim, öyle değil mi? (Gülüyor) Ya da dünyanın konuştuğu “50 Shades of Grey” romanının yazarı neden bizim programınıza konuk olmasın? Biz haber kanalları olarak kendimizi çok saygın bir konumda tutmaya çalışıyoruz. Saygınlık da sıkıcılık olarak görülüyor. Şimdi bunu kırmaya çalışıyoruz hep beraber.
BELKİ İLERİDE NEW YORK’A GİDERİZ
Peki neden Londra?
- Geçen gün sevgili Mesut Yar da aynı soruyu sordu, “Neden Londra olmasın Mesut?” dedim. Acaba San Francisco’dan ya da New York’tan yayın yapsak nasıl olur diye de düşünmedim değil. Ama hiç kendimizi kandırmayalım, dünya merkezlerinin başında New Yok ve Londra geliyor.
New York’u neden tercih etmediniz?
- Türkiye’yle arasındaki saat farkı bizi engelledi. Belki ileriki yıllarda oraya da gidebiliriz. Bu yıl Londra’yı merkez görüp, bütün dünyanın haberlerine oradan bakmaya çalışacağız. Ben bunun diğer haber kaynaklarına da ilham vereceğini düşünüyorum.
“5N 1K”nın diğer haber programlarından farkı nedir sizce?
- Ben haberciliği dalgaların üzerinde sörf yapmak gibi görüyorum. Sonuçta bir gündem var ve hiçbir habercinin o gündemi ıskalamak gibi bir lüksü yok. Hepimiz o gündemi ele alıp farklı açılardan yorumluyoruz. Sadece farklı bir dalga yakalamaya çalışıyoruz o gündemde. Yoksa hiçbirimiz kuş kondurmuyoruz. Ama yalnızca mekan değişikliği bile programa bir yenilik getirecektir.
ŞEHİT HABERLERİ BENİ PERİŞAN EDİYOR
“5N 1K”da bugüne kadar birçok isim ağırladınız. Sizin açınızdan en çarpıcı konuk hangisiydi?
- 2010 yılında Güneydoğu’da 10-11 yaşlarında Ceylan adlı bir kız çocuğu kimin yaptığı belli olmayan bir havan saldırısında ölmüştü. Biz de Ceylan’ın annesi ve abisini programa çıkardık. Kadın, kızının ölümünü Kürtçe anlatıyor. Dinliyoruz, anlamıyoruz ama o acının rengini görüyoruz. Zaten ne dediğini anlamanıza gerek yok, kadın kızının öldüğünü öyle bir duyguyla söylüyor ki, anlamını bilmediğiniz o sözcüklerdeki acıyı görüyorsunuz. Üstelik o acı, bu ülkenin acısı. İşte o çok etkileyici bir yayındı. Programa her gün dört-beş kişinin katıldığını düşünürseniz şimdiye kadar 20 bin konuk almışımdır. Bazen duygulandığımız, bazen de gülme krizine girdiğimiz oluyor tabi...
Yayın sırasında bu gibi durumlarla karşılaşınca zorlanıyor musunuz?
- Aslında ben çok soğukkanlıyım. Ekibimin en övündüğüm yanlarından biri de soğukkanlı olmaları. Dünya yıkılır, biz yine yayıncılığa devam ederiz. Ama oğlum doğduğundan beridir şehit haberleri beni perişan ediyor. Beş aydır, hayatını kaybeden o gençlerin hepsinin birer ana kuzusu olduğunu çok daha iyi anlıyorum. Artık bu tür haberleri verirken daha da zorlanıyorum.
TWITTER’DA 800 BİNDEN FAZLA TAKİPÇİM VAR
Bu arada sosyal medyada çok aktifsiniz. Twitter’ı haber amaçlı en çok kullanan isimlerden birisi sizsiniz sanırım...
- Tabii teknoloji ilerledi ve hepimizin hayatını değiştirdi. Daha online hayatlar yaşamaya başladık.
Peki sizce daha mı iyi oldu?
- Nereden baktığınıza bağlı. Gazeteci gözüyle bakarsak daha iyi oldu. Daha önce neler olup bittiğini öğrenmek için bir bilgisayara ya da ofis ortamına ihtiyacınız vardı. Şimdi nerede olursanız olun, cep telefonunuzdan bütün gündemi takip edebiliyorsunuz. Tabii bunu nasıl yönettiğiniz de önemli. Hayatınızın merkezine sosyal ağları aldıysanız kötü. O zaman özel hayat diye bir şey kalmaz. Ama bunun sınırını iyi çizebiliyorsanız, bir gazeteci için bulunmaz bir nimet.
Twitter’da yazdıklarınıza nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
- 800 bin küsur kişi beni takip ediyor. Türkiye’nin iki büyük gazetesinin tirajını üst üste koyduğunuzda, benim takipçi kitlem kadar kişiye ulaşmıyor. Bu durum da insana farklı bir sorumluluk getiriyor tabii. Eskiden önemsemediğiniz bir yerin gücünü görüyorsunuz. Seslendiğiniz kitlenin büyüklüğünü göz önüne getiriyorsunuz ve söylediğiniz sözün farklı çevrelerde nasıl yankılanacağını bildiğiniz bir yayıncılık anlayışına ulaşıyorsunuz. Ben, birisinin gözünün içine bakıp söyleyemeyeceğim hiçbir şeyi Twitter’a yazmam. Kişisel polemiklerdin kaçınıyorum. Bana bir şey söyleyenlere cevap vermiyorum. Kendi fikirlerimi söylemekten de çekinmiyorum. Çünkü Türkiye’nin en özgür ortamı şu anda sosyal medya diye düşünüyorum.
LONDRA, EŞİM İÇİN İYİ OLACAK
Eşiniz taşınma konusuna ne diyor?
- Eşim de benimle geliyor. Onun için de iyi bir açılım oldu, çünkü zaten Türkiye eşime dar gelen bir alandı. Orada çok daha iyi fırsatlarla karşılaşacağından eminim. Kendisi Google’da çalışıyor, Londra’da da işini yapmaya devam edecek.
Röportaj: Ebru Esen TURGUD / Hürriyet Kelebek