Buhara nerededir?
Buhara, Orta Asya'daki en eski yerleşim yerlerinden biridir ve günümüzde Özbekistan sınırları içerisinde yer almaktadır. Ayrıca tarihi Buhara şehri 1993 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası listesinde sayılmaktadır.
Buhara, Orta Asya'da bulunmaktadır. Günümüzde Özbekistan Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer alan tarihi bir şehirdir. Yapılan arkeolojik araştırmalaraa göre Buhara kenti en az 2500 yıllık bir şehirdir. Mâverâü’n-nehr'in ev sahipliği yaptığı bu kent, Müslümanlar tarafından çok değerli görülmektedir.
Buhara kenti Türk tarihinde de önemli yer tutmaktadır. Alp Er Tunga'nın zaman zaman bu kentte ikamet ettiği ve mezarının burada bulunduğu kaydedilmiştir. Rivayete göre bölgedeki Türk varlığı da oldukça eskiye dayanmaktadır. Buhara tarih boyunca uzun yıllar Akhunlar, Göktürkler ve Türgişler hakimiyetinde kalmıştır. Bölgenin önemli kültür ve medeniyet merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Antik dönemde uzun yıllar Pers İmparatorluğu egemenliğinde kalan Buhara'da ilk yerleşimler Aryan göçleri dönemine rastlamaktadır. İran halklarından Soğdlar bölgeye yerleşmiştir. Buhara kentinin adının Farsça'da bilginin kaynağı anlamındaki ""bukhar" yahut Sanskritçe Budist manastırı anlamındaki "vihara" kelimelerinden türediği düşünülmektedir.
Şahname'ye göre kuruluşu
Fars destansı şiiri Şahname'ye göre şehir, Pishdak Hanedanının mitik Şahı Kai Kavoos'un oğlu Kral Siyavuş tarafından kurulmuştur. Efsaneye göre Siyavuş vezirler tarafından annesini baştan çıkarmakla suçlanmış, suçsuzluğunu kanıtlaması için ateşle imtihana tutulmuştur. Alevlerden yanmadan çıkarmasından sonra Oxus nehrini geçerek Turan'a ulaşmıştır. Semerkant kralı Afrasiab kızı Ferganiza Siavash ile evlendirir; ayrıca Sivayuş'a Buhara vahasının beyliğini verir. Sivayuş burada bir kale ile çevresindeki şehri inşa ettirir. Ancak birkaç yıl sonra bu sefer kayın validesini baştan çıkarmakla suçlanınca Kral Afrasiab tarafından öldürülür. Bunun üzerine Turan'a saldıran Şah Kai Kavoos, Afrasiab'ı öldürür, oğlunu ve gelinini İran'a götürür.
Tarihi kayıtlara göre kuruluşu
Resmi olarak Buhara şehri M.Ö. 500'de bugün Ark adı verilen bölgede kurulmuştur ancak buraya yerleşimlerin tarihi M.Ö. 3000'lere kadar uzanır. Burada Sapalli kültürü adı verilen ileri bir Bronz çağı kültürü Varakhsha, Vardan, Paykend, ve Ramitan gibi yerlerde ortaya çıkmıştır. M.Ö. 1500 civarında iklimdeki değişiklik, demir teknolojisi, Aryan göçebelerin gelişi gibi farklı etmenlerin etkisiyle çevre yörelerden vahaya büyük miktarda nüfus akışı gerçekleşmiştir. Sapalli ve Aryan halkları Zeravşan deltasındaki göl ve sulak arazilerin etrafındaki köylerde birlikte yaşamaktaydı. M.Ö. 1000'den itibaren bu iki grup kendine has bir kültür geliştirmeye başladı. Soğd (Sogdian) adı verilen bu kültür M.Ö. 800'e kadar Zeravşan vadisinde çeşitli şehir-devletlerde yayıldı. Bu tarihlerden itibaren Zeravshan deltasının oluşturduğu sulak alan doldurulup yerleşimler oluşturulmaya başlanmıştır. M.Ö. 500 yılına geldiğinde iyice büyüyen bu yerleşimler birleştirilerek duvarla çevrelenmiş, böylelikle Buhara şehri kurulmuştur.
Pers ve Sasani İmaparatorlukları dönemi
Buhara M.Ö. 500'de Pers İmparatorluğu'nun vassalı olmuştur. Bir süre sonra ise Büyük İskender'in, daha sonra Selevkosların, Greko-Baktria ve Kuşan imparatorluklarının egemenliğine girmiştir. Çeşitli ticari festivallerin yapıldığı Buhara önemli bir ticaret kenti halini almıştır. Özellikle Çin'in kuzeyden gelen göçebe boyları püskürtmesiyle güvenilir ve çok daha uğrak bir yer halini almıştır. Ancak Kuşan İmparatorluğu'nun yıkılması ve Moğolistan'dan gelen Hun boylarının Buhara'yı ele geçirmesinin ardından kent eski önemini kaybetmeye başlamıştır.
İslamiyet dönemi
Önceleri Manicilik ve Nasturiler için önemli dini merkezlerden biri olan Buhara, 650'de İslam orduları tarafından fethedildi ancak bölgedeki çok dinlilik uzun süre devam etti. 751'de Talas savaşının ardından Arapların bölgede güç kazanmasının ardından İslam bölgede hızla yayılmaya başladı.
İpek Yolu ticaretinin önemli güzergahlarından biri olan Buhara, böylece varlıklı bir şehir olmuştur. 9. yy sonundan 10. yy başına kadar Samanilerin başkenti olan Buhara, Samanilerin yıkılmasının ardından Karahanlılar egemenliğine girmiştir. Daha sonra ise Karahıtayların eline geçti. Şehir bu dönemde siyasal önemini yitirse de kültürel anlamda altın çağını yaşadı.
1220 yılında Cengiz Han'ın kendi ordusu Buhara'yı tamamen yaktı ve çok sayıda insan yaşamını yitirdi. Elli yıl sonra, şehir normale dönmeye başladığı sırada, Moğollar bu kez İlhanlı hakanı Abaka'nın önderliğinde tekrar saldırır. Abaka, 1265 yılı içinde ölen Hülagû'nun yerine geçmiş ve Hristiyanlığı kabul edeceği sözünü vermiştir. Kudüs'ün Patriki 1267 yılının Mayıs ayında, tekrar Sultan I. Baybars'ın Haçlılara Akkâ düzlüğünde saldırısı sonucunda Johann von Brienne'nin öldüğünü yazar, ondan nerede ve nasıl yapabileceği dair yardım rica eder.
Papa VI. Clement, Hıristiyanlığı kabul ettiğini zanettiği "Tatar prensi" Abaka'yı kutlamak için bir mektup yazarak Memlukler'e karşı yardımını ister. Böylelikle Haçlılarla kader birliği yapan Abaka'nın bir hedefi de Buhara'dır. Komutanı Nikpai Bahâdur 28 Ocak 1273'de kente girdikten sonra şehir yedi gün yağmalanır, neredeyse tüm nüfusu katledilir. Bu yıkımdan sonra Buhara uzun süre kendini toparlayamayacaktır. Moğol istilası öncesi dönemde Buhara İslam uygarlığını derinden etkileyecek iki büyük isim yetiştirmiştir: İbni Sina ve İmam el-Buhari.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
2024 resimli doğum günü mesajları: Kısa, uzun, anlamlı ve komik doğum günü tebrikleri
Pestisit nedir, zararları nelerdir? Pestisit zehirlenmesi ne demek?
Eurofighter Nedir? Eurofighter Typhoon Özellikleri ve Kullanan Ülkeler
Hazar Vural Jane kimdir, kaç yaşında, nereli? Jane anlamı nedir?
2025 resmi tatiller takvimi: 2025 yılının resmi tatilleri hangi günlere denk geliyor?